04.10.2017 - 21:08 | Son Güncellenme:
AA
ABD'nin Chicago Üniversitesinden gezegen bilimci Edwin Kite ve Caltech Üniversitesinden Peter Gao, Mars'ın tamamen buzla kaplı olduğu dönemden kalma su izlerinin, buz tabakaları içinde sıkışan büyük miktarda metan gazının açığa çıkmasıyla oluşan sera etkisinin eseri olduğunu ileri sürdü.
Bilim insanları, Kızıl Gezegen'in eksenindeki oynaklık nedeniyle farklı bölgelerinin dönemsel olarak daha fazla güneş ışığına maruz kaldığı, bu durumun buz tabakalarını eriterek gezegenin kabuğunun hemen altında, kaya katmanları ile buz tabakaları arasındaki sıkışmış haldeki metan gazını açığa çıkarmış olabileceğini belirtti.
Kite ve Gao'nun geliştirdiği modele göre, bugünden yaklaşık 3,6 milyar ila 3 milyar yıl önce, yer altından çıkan metan gazının atmosferdeki karbondioksitle birleşmesi sonucu küresel ısınma etkisi oluştu.
NASA'nın yüzey keşif aracı Curiosity'nin ve Mars uydularının gezegende tespit ettiği akarsu aşındırması ürünü olan yüzey yarıkları ve delta vadileri bu dönemde ortaya çıktı.
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Rus Uzay Ajansı Roscosmos'un ortak Mars araştırma projesi ExoMars kapsamında uzaya gönderilen Gaz İzsürme Uydusu'nun (TGO) metan koklayıcı donanıma sahip olduğuna, uydunun 2018 Mart'ında gezegene yakın bir dairevi yörüngeye yerleşeceğine dikkati çeken bilim adamları, geliştirdikleri modelin bu sayede çürütülebileceğini kaydetti.
Araştırmacılardan Kite savundukları teoriyle ilgili "Eğer uydunun enstrümanları Mars atmosferinde metan izine rastlamazsa o vakit modelimizin doğru olma olasılığı çok düşük demektir. Modelimizi tam anlamıyla doğrulamanın bir yolu var mı bilmiyorum ama yanlışlamanın oldukça kolay bir yolu var." ifadelerini kullandı.
Mars'ın buzul devrinden bugünkü kurak haline geçişine dair muhtelif teoriler, aradaki süreçte buzun erimesi ve suyun buharlaşması sonucunda açığa çıkan oksijenin nereye gittiği sorusuna tatmin edici bir yanıt bulamıyor. Bu soruya yanıt bulunması gezegenin herhangi bir dönemde canlı yaşamının oluşmasına imkan verecek koşullara sahip olup olmadığının anlaşılması bakımından önem taşıyor.
Araştırmanın sonuçları "Nature Geoscience" dergisinde yayımlandı.