30.06.2024 - 12:00 | Son Güncellenme:
Euronews
Maldivler Çevre Bakanı Fatıma Saleem, Cumhurbaşkanlığı Ofisi'nde çalışan eski eşi Adam Rameez ve iki kişi, Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu'ya "kara büyü" yaptıkları iddiasıyla Perşembe günü tutuklandı. Maldivler'de yayın yapan SunOnline adlı portalın Cumhurbaşkanı Sözcüsü Heena Waleed'e dayandırdığı haberde Bakan Saleem ve Rameez'e kamu görevlerinden el çektirildiği yazıldı. Muizzu, 2012-2018 yıllarında başkent Maldivler'in belediye başkanlığını yaptığı sıra Saleem ve Rameez Kent Konseyi Üyesi olarak görevliydi ve kendisine yakın isimler olarak biliniyordu.
Fakat son beş aydır her iki ismin de kamuoyundan uzak kaldığı söyleniyor. Maldivler Polisi, Muizzu'ya "kara büyü" yapıldığı gerekçesiyle dört kişinin tutuklandığına dair basında çıkan iddiaları yanıtsız bıraktı. Fakat Saleem, Rameez ve diğer iki ismi ilgilendiren bir dosya üzerine çalıştıklarını kabul ettiler.
Bakan Saleem ve eşi Rameez'in bir haftadır gözaltında olduğu düşünülüyor. Male Kent Konseyi üyesiyken Cumhurbaşkanı Muizzu'nun talimatıyla önce Devlet Bakanı, sonra Çevre Bakanı pozisyonuna getirilen Saleem, eşi Rameez ile beraber 6 ay hapis cezasına çarptırılabilir.
Maldivler'de İslam hukuk sistemi olarak bilinen şeriat ve İngiliz medeni hukuku etkileri de taşıyan karma bir hukuk sistemi bulunuyor. Ülkedeki ceza kanununa göre kara büyü, sihir, fal bakmak gibi eylemlerin herhangi bir cezai müeyyidesi yok. Fakat ülkedeki şeriat düzeni, bu gibi hallerde kişinin 6 ay kadar hapis cezası almasını öngörüyor.
Bugün birçok ülkede dini ve geleneksel ritüeller bağlamında büyü yapmanın hukuki karşılığı var. Örneğin Suudi Arabistan'da "kara büyü" yaptığı tespit edilen kişinin cezası idam. Hatta büyücülüğün önünü alabilmek için vatandaşın kullanımına açık "büyü ihbar hattı" bulunuyor. Benzer bir durum, İran İslam Cumhuriyeti'nde de var. Şeriat hukuku uyarınca, büyü yaptığı tespit edilen kişilere ağır cezalar veriliyor.
Bu iki ülke dışında, Hindistan'ın bazı eyaletlerinde şiddet olaylarının önünü alabilmek için geleneksel ritüeller bağlamında yapılan büyü, tespit edilmesi halinde cezalandırılıyor.
Devletin tüm inanç sistemlerine eşit mesafede durmasını öngören laiklik ilkesinin anayasasında bulunduğu Türkiye'de ise durum biraz farklı. Türk Ceza Kanunu'nun 158'inci maddesinin 1'inci fıkrasının a bendinde, "nitelikli dolandırıcılık" kapsamına alınan büyücülüğün üç yıldan 10 yıla kadar cezalandırılacağı belirtiliyor. Buna ek olarak 5.000 güne kadar idari para cezası da "büyücülere" uygulanabiliyor.
İngiltere'de son olarak 1682'de büyücülük suçlamasıyla yargılanan bir kişinin öldürülmesine hükmedilmişti. Benzer bir durum 1718'de Fransa'da, 1736'da İskoçya'da, 1780'de İspanya'da ve 1821'de İrlanda'da geçerli oldu. Günümüzde büyücülük örneklerine hala rastlansa da toplum tabanında büyücülüğe rağbetin ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye değiştiği görülüyor.