01.10.2024 - 06:20 | Son Güncellenme:
İsrail'in Lübnan'a yoğun hava saldırılarında bir hafta doldu, başkent Beyrut'ta 2006'daki savaştan bu yana bir ilk yaşandı.
İsrail basını, Lübnan'dan İsrail'e gün içinde 100'den fazla füzenin fırlatıldığını ve bazılarının Batı Celile'de yangınlara sebep olduğunu bildirdi.
İsrail ordu radyosunun haberinde, "Sabah saatlerinden bu yana Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine 100'den fazla füze fırlatıldı." ifadesi kullanıldı.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada da Orta Celile ve Hayfa Körfezi bölgesinde uyarı sirenlerinin çalmasının ardından Lübnan'dan 10 füzenin atıldığının gözlemlendiği ve bazılarına müdahale edildiği belirtildi.
Kanal 12'nin haberinde de Batı Celile'deki Afik yerleşimi yakınındaki bir açık alana düşen füzenin yangına sebep olduğu aktarıldı.
Öte yandan, Hizbullah'tan yapılan açıklamada, Hayfa kentinin kuzeyindeki yerleşim yerlerine "Fadi 1" füzeleriyle saldırı düzenlendiği kaydedildi.
İsminin açıklanmasını istemeyen Lübnanlı bir güvenlik kaynağı, "Fadi 1" füzesinin 220 milimetre çapında ve 80 kilometre menzile sahip olduğunu söylemişti.
İsrail saldırısı altında olan Lübnan’da başkent Beyrut’taki reklam panolarında “Pray for Lebanon (Lübnan için dua et)” afişleri görüntülendi.
Beyrut merkezli bir reklam firması tarafından, İsrail bombardımanına maruz kalan Beyrut’taki reklam panolarının ekranlarına yanan bir mum görseli eşliğinde “Lübnan için dua et” yazılı afiş yansıtıldı.
Hristiyanlara ait mumla dua etme geleneğini gösteren afişin şehrin hem Müslüman hem Hristiyan bölgelerindeki panolara yansıması dikkati çekti.
Firma sosyal medya hesaplarından da söz konusu görselle birlikte, “Bu zor zamanlarda, birlikte Lübnan'la dayanışma içindeyiz.” mesajını paylaştı.
İsrail savaş uçaklarının Lübnan'ın güneyi ve doğusundaki Bekaa kentine düzenlediği saldırılarda 8 kişinin öldüğü bildirildi.
Lübnan Sağlık Bakanlığının açıklamasına göre, İsrail ordusuna ait ülkenin güneyindeki Nebatiye kentine bağlı Hiyam beldesine düzenlenen İHA saldırısında bir kişi öldü.
Ülkenin resmi haber ajansı NNA da Nebatiye'nin Mercayun ilçesine bağlı İbil es-Saki'de bir eve düzenlenen İsrail saldırısında 3 kişi ve Abba beldesine düzenlenen saldırıda 3 kişi olmak üzere aynı kentte toplam 6 kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Lübnan'ın doğusundaki Bekaa kentinin Raşiya ilçesine bağlı Rafid beldesine yönelik İsrail saldırısında da bir kişinin öldüğü, 3 kişinin yaralandığı kaydedildi. Nebatiye'nini Eski Saray bölgesine yönelik İsrail hava saldırılarında iki binanın tamamen tahrip olduğu bir başka bina da ise kısmi zarar oluştuğu aktarıldı.
İsrail askeri araçlarının, kara saldırıları çerçevesinde, Lübnan sınırına hareket etmeye başladığı bildirildi.
AA muhabirinin görgü tanıklarından aldığı bilgiye göre, İsrail ordusunun topçu atışlarıyla bombalamaya başladığı Lübnan'ın güneyinde el-Vezzani sınır bölgesinin karşısındaki Abel el-Kamh beldesi yönünde hareket eden askeri araç sesleri duyuldu.
Görgü tanıkları, çok sayıda askeri araç uğultusunu duyduklarına vurgu yaparak, İsrail topçularının da el-Vezzani sınır bölgesini topçu atışlarıyla vurduğunu kaydetti.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, bu sabah, ülkenin kuzeyindeki zırhlı birlikleri ziyaret ederek Lübnan'a kara saldırısı imasında bulunmuştu.
İsrail ordusu, Lübnan sınırındaki üç yerleşim yerini "askeri yasak bölge" ilan ettiğini ve buralara girişin yasaklandığını bildirdi.
İsrail ordu sözcülüğünden yapılan açıklamada, Lübnan sınır hattının sıfır noktasındaki Metula (Matalla), çevresindeki Misgav Am ve Kfar Giladi yerleşimleri "kapalı askeri bölge" ilan edildi. Bu bölgelere girişin yasaklandığı duyuruldu.
ABD basınında çıkan haberlere göre, İsrail, Lübnan'a "karadan sınırlı işgaline" her an başlayabilir.
CNN'e konuşan ve adı açıklanmayan ABD'li bir yetkili, "İsrail'in, Lübnan'ın güneyine yönelik ilk başta planlanandan daha sınırlı bir kara saldırısı düzenleyeceğine ve bunun her an başlayabileceğine inandıklarını" söylemişti.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Orta Doğu'ya "saldırganlığı caydırmak ve daha geniş bir bölgesel savaş riskini azaltmak için" bölgedeki konuşlu mevcut güçlerine savaş uçakları ve birkaç bin takviye asker göndereceğini açıkladı.
Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, günlük basın toplantısında konuştu.
Singh, "Savunma Bakanlığı, bölgede saldırganlığı caydırmak ve daha geniş bir bölgesel savaş riskini azaltmak için Orta Doğu'daki ABD güçlerinin kuvvet duruşunu daha da güçlendirmek amacıyla adımlar atıyor." dedi.
Bölgede bulunan ve rotasyonu gelen USS Abraham Lincoln uçak gemisi filosunun yerinde kalması talimatının verildiğini belirten Singh, ayrıca hava savunmasının güçlenmesi için mevcut askeri varlığa ek olarak F-15E Strike Eagle, F-16, A-10 ve F-22 savaş uçakları ve bunları destekleyecek "birkaç bin" personel gönderileceğini bildirdi.
Lübnan ordusunun İsrail sınırına yakın noktalardaki pozisyonlarını bırakarak sınırdan birkaç kilometre geriye çekildiği bildirildi.
Bölgedeki görgü tanıklarından edinilen bilgiye göre, Lübnan ordusuna ait birlikler sınır boylarındaki bazı noktaları boşaltarak geri çekildi.
Konuyla ilgili Lübnanlı makamlardan henüz bir açıklama gelmedi.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail ile Hizbullah arasında "derhal ateşkes sağlanması" çağrısını yineleyerek, "Daha fazla askeri müdahale durumu dramatik şekilde kötüleştirecektir ve bundan kaçınılmalıdır" dedi.
Borrell, AB dışişleri bakanlarıyla Lübnan gündemiyle yaptığı olağanüstü çevrim içi toplantının ardından basına açıklama yaptı.
Lübnan'daki son gelişmeler nedeniyle dışişleri bakanlarını toplantıya çağırdığını söyleyen Borrell, "Bu bir hakikat anıdır. Savaşın ortasında olan bu ülke için bir hakikat anıdır ve AB, çökme riskiyle karşı karşıya olan devlet kurumlarını korumak için kolektif bir taahhütte bulunmalıdır." dedi.
İsrail, Lübnan'a yönelik kara harekatına hazırlanıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, İsrail'in Lübnan'da planladığı bir dizi sınırlı kara operasyonu hakkında ABD'yi bilgilendirdiğini açıkladı. Miller yaptığı açıklamada, “Bu operasyonlar hakkında kendileriyle görüşmelerde bulunduk, ancak bunların zamanlaması ve amacı hakkında kendilerinin konuşmasına izin vereceğim. Bize bir dizi operasyon hakkında bilgi verdiler. Şu anda bize bunların sınıra yakın Hizbullah altyapısına odaklanan sınırlı operasyonlar olduğunu söylediler, ancak bu konuda sürekli görüşmeler yapıyoruz” dedi.
Miller, ayrıca her iki tarafa da gerilimi tırmandırıcı adımlar atmamaları ve ateşkesi kabul etmeleri çağrısında bulundu.
İsrail, Lübnan sınırındaki birçok bölgeyi askeri bölge ilan etti
İsrail ordusu, Lübnan sınırında yer alan Metula, Misgav Am ve Kfar Giladi bölgelerini askeri bölge ilan etti. Ordu tarafından yapılan açıklamada, söz konusu bölgelere girmenin kesinlikle yasak olduğu vurgulandı.
BM Genel Kurulu'nun 1950 tarihli Barış İçin Birlik Kararında olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisi süratle devreye alınmalıdır. Bir avuç radikal Siyonist bölgeyi ateşe atmaktadır.
ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'e, Lübnan'a yönelik olası "sınırlı kara operasyonunu" durdurması çağrısı yaparak, "Şimdi hemen ateşkes olmalı." dedi.
Rejime yakınlığıyla bilinen sosyal medya hesaplarında İsrail'e ait hava araçlarının, Şam'ın güneyindeki Esed köyü, Kudsayya Banliyosu ve Dimas Mahallesi'ndeki bazı askeri noktaları hedef aldığı iddia edildi.
Beşşar Esed rejimine ait hava savunma sistemlerinin hava araçlarına karşılık verdiği ileri sürüldü.
İsrail ve Şam yönetiminden iddialara ilişkin henüz açıklama yapılmadı.
CNN TÜRK Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk ve kameraman Doğukan Yıldırım Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bölgenin nabzını tutmaya devam ederken tahliye edilmeyi bekleyen Türkler yaşadıklarını anlattı.
Lübnan resmi haber ajansı NNA, İsrail'e ait bir silahlı insansız hava aracının Vazzani kontrol noktasında gerçekleştirdiği saldırıda bir Lübnan askerinin öldüğünü duyurdu. Habere göre, saldırıda bir asker de yaralandı.
İsrail saldırılarında daha önce Lübnan ordusundan bir ölüm kayıtlara geçmiş değil.
Lübnan Sağlık Bakanlığı ise, İsrail'in ülkenin güneyindeki Sayda'ya bağlı Ayn Delb'deki hava saldırılarında can kaybının 45'e yükseldiğini açıkladı. Kasabadaki İsrail baskınında yaralananların sayısı ise 75.
Başbakan Necib Mikati, ülkenin güneyindeki Litani Nehri'nin güneyine orduyu göndermeye hazır olduklarını söyledi.
Mikati'nin duyurduğu hamle, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2006 yılındaki 1701 sayılı kararının uygulanması anlamına geliyor.
Lübnan Başbakanı, "Bizler BMGK'nin 1701 sayılı kararını uygulamaya hazırız. Ateşkesin sağlanmasının ardından da görevini Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) ile koordineli yapmak üzere orduyu Litani Nehri'nin güneyine göndermeye hazırız" dedi.
İsrail tarafı, savaşın durması için Hizbullah güçlerinin Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesi ve silahsızlandırılmasını şart koşuyor.
40 yılı aşkın süredir İsrail'le çatışan Hizbullah'ın ise silah bırakması beklenmiyor.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ülkenin kuzeyindeki zırhlı birlikleri ziyaret ederek Lübnan'a kara saldırısı imasında bulundu.
İsrail Savunma Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre Gallant, ülkenin kuzeyindeki İsrail ordusuna ait bir zırhlı birliği ziyaret ederek gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Burada askerlere hitap eden Gallant, Lübnan'a kara saldırısı imasında bulunarak, "(Hizbullah Genel Sekreteri Hasan) Nasrallah'ın ortadan kaldırılması son değil. (İsrail'in) Kuzey sakinlerini evleri geri getirmek için siz de (zırhlı birlik askerleri) dahil tüm yeteneklerimizi harekete geçireceğiz." ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nasır Kenani, İran'ın İsrail'le çatışmak için Lübnan ya da Gazze Şeridi'ne güç göndermeyeceklerini söyledi.
"İran'ın ekstra ya da gönüllü güç göndermesine ihtiyaç yok" diyen sözcü Kenani, Lübnanlı ya da Filistinli savaşçıların kendilerini savunmak için yeterli kapasiteye sahip olduklarını belirtti.
Tahran yönetimine ek güç veya asker için bir talep gelmediğini dile getiren Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne göre, tam aksine direniş ekseni kendilerine yardıma ihtiyaç duymadıklarını iletti.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın İsrail tarafından sığınak delici bombalarla öldürülmesine, farklı tepkiler geliyor. Orta Doğu'daki birçok devlet, Nasrallah suikastını sessizlikle karşıladı.
Suudi Arabistan’dan Pazartesi gününün ilk saatlerinde yaptığı Lübnan'daki gelişmeleri 'ciddi bir endişe' ile takip ettiğini belirtti. Riyad yönetimi Lübnan'ın egemenliğin ve bölgesel güvenliğin korunması çağrısında bulundu ancak açıklamada Nasrallah'tan hiç söz edilmedi.
Diğer Körfez ülkeleri Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn ise Hizbullah lideri Nasrallah suikastına dair tamamen sessiz kaldı.
Körfez ülkeleri ve Arap Birliği 2016 senesinde Hizbullah'ı 'terör örgütü' olarak tanımladı ancak Arap Birliği bu yılın başlarında bu tanımlamayı geri çekti.
BAE ve Bahreyn, ABD'nin öncülüğünde 2020'de İsrail ile ilişkilerini normalleştirdi. Bölgenin en büyüğü Suudi Arabistan'ın İsrail'le bir anlaşma imzalayacağı haberleri vardı ancak Gazze Şeridi'ndeki savaş tabloyu tersine çevirdi.
Arap Baharı sırasında ülkedeki Şiilerin büyük ayaklanmasını bastıran Bahreyn'de İran yanlısı LuaLua TV, Nasrallah'ın yasını tuttuklarını söylediği mütevazı büyüklükteki yürüyüşleri gösteren videolar yayınladı. Kanal, Bahreyn rejiminin göstericilere 'saldırdığını' ve bazılarını gözaltına aldığını bildirdi.
Bahreynli muhalif web sitesi Bahrain Mirror, krallığın Hasan Nasrallah için başsağlığı dileyen bir Şii din adamını gözaltına aldığını bildirdi.
Mısır ise, Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile telefonda görüştüğünü duyurdu. Kahire'nin Lübnan'ın egemenliğinin ihlal edilmesini reddettiğini vurgulayan açıklamada, Hasan Nasrallah'tan bahsedilmedi.
Pazar günü televizyona çıkan Mısır lideri Sisi Orta Doğu'daki son durumu değerlendirdi ve konuşmasında Nasrallah suikastına değinmedi.
İran'ın müttefikleri Suriye ve Irak gibi ülkeler ise üç günlük yas ilan etti.
SOSYAL MEDYADA GÜNLERDİR ANA GÜNDEM
Hasan Nasrallah'ın adı Cumartesi gününden bu yana pek çok Arap ülkesinde X platformunda 'trend' konusu oldu.
Körfez ülkesi Umman'ın baş müftüsü Şeyh Ahmed Bin Hamad Halili, X'te yaptığı bir paylaşımda ülkesinin 'otuz yılı aşkın bir süredir Siyonist projenin boğazında bir diken olan Hizbullah'ın liderinin vefatından üzüntü duyduğunu' söyledi. Ancak diğer kullanıcılar Nasrallah'ı, özellikle Suriye'deki iç savaşa müdahalesi nedeniyle eleştirdi.
Suudi Arabistanlı Şair Abdul Latif El Şeyh de, X’ten, "[Nasrallah'ın öldürülmesine] sevinmek sadece rastgele bir düşmanlık değil, yaygın bir kızgınlık uyandıran bir dizi kirli politika ve eyleme verilen doğal bir tepkidir" dedi.
Suriye medyası, başkent Şam yakınlarında patlama sesleri duyulduğunu bildirdi.
Haberlere göre, hava savunma sistemleri silahlı insansız hava aracına benzeyen bir düşman hedefi için aktif hale geldi.
Beşar Esad destekçisi Şam radyosu, Suriye ordusunun drone'a karşı uçaksavarlardan ateş açtığını duyurdu.
Hizbullah'ın Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, televizyonlardan yayınlanan konuşmasında çağrı cihazı patlamaları ve komutanların kaybedilmesine rağmen savaşmaya devam edeceklerini söyledi.
Video mesajında zaman zaman gözyaşlarını sildiği görülen Kasım, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürülmesine değindi.
İsrail'in Lübnan'ı karadan işgaline karşı hazırlıklı olduklarını vurgulayan Hizbullah yöneticisi, "Eğer İsrailliler kara operasyonu istiyorlarsa, biz tamamen hazırız, direniş güçleri buna hazır. Hazırlandık ve hazırız. İsrail hedeflerine ulaşamayacaktır" deyip ekledi:
"Meydandayız, meydandan çekilmeyeceğiz."
İsrail'in katliam yürüttüğünü belirten Şeyh Naim Kasım, ABD'nin söz konusu katliamlarda İsrail'in ortağı olduğunu vurguladı.
Lübnanlı grubun Genel Sekreter Yardımcısı Kasım, Hasan Nasrallah'ın yerine geçecek yeni liderin fazla zaman kaybetmeden seçileceği bilgisini de verdi.
Naim Kasım, Hizbullah'ın 2006'daki savaşta olduğu gibi İsrail karşısında kazanacağını söyledi.
Beyrut'tan canlı yayına bağlanan Al Jazeera muhabiri Zeina Khodr ise, İsrail saldırılarının Lübnan'ın başkentinin kalbine ulaşmasıyla Hizbullah'ın en büyük meydan okumayla yüz yüze geldiğini ve karşılık vermek zorunda olduğunu söyledi.
Lübnan'da pür dikkat izlenen konuşmada Hizbullah'ın ciddi darbeler aldığının kabul edildiği ancak yenilmedik mesajı verildiğini kaydeden Al Jazeera muhabiri, grubun yapısının halen sağlam olduğunun Kasım tarafından öne çıkarıldığını aktardı.
Zeina Khodr, en çok merak edilen sorulardan birinin konuşmada yanıtsız kaldığını vurguladı. Hizbullah lideri Nasrallah için bir cenaze töreni düzenlenecek mi veya törenin tarihi şimdilik belirsiz.
Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, bugün yerel saatle 12.00'de televizyonda konuşacak.
Konuşma, Lübnanlı grubun televizyonu El Menar'dan yayınlanacak.
27 Eylül Cuma akşamı öldürülen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın yerine kimin geçeceği ya da cenaze töreninin ne zaman gerçekleşeceği belli değil.
Şeyh Naim Kasım'ın televizyon konuşması, Nasrallah suikastının ardından bir ilk niteliği taşıyor.
Gece yarısı ilk kez Lübnan'ın başkentinin merkezini hedef alan İsrail ordusu, sabah saatlerinde Hizbullah'ın kalesi Dâhiye semtine saldırdı.
Beyrut'un güneyindeki banliyöden dumanlar yükselirken, saldırıya dair İsrail ordusundan henüz bir açıklama yok.
İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Tel Aviv yönetiminin Lübnan'da bir ateşkesi kabul etmeyeceğini söyledi.
Kamu yayıncısı KAN televizyonuna konuşan Katz, ateşkesin yalnızca Hizbullah güçlerinin Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesi ve silahsızlandırılması halinde kabul edileceğini belirtti.
İsrail'de yayımlanan Jerusalem Post gazetesinde 'Nasrallah'ın ölümünden sonra Lübnan ve Orta Doğu için sırada ne var?' başlığıyla bir analiz yer aldı.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın Beyrut'ta öldürülmesini değerlendiren analizin yazarı, tanıdık bir isim. Türkiye düşmanlığıyla bilinen Seth J. Frantzman, Nasrallah'ın ortadan kaldırılmasının Orta Doğu için önemli bir 'muhtemel' dönüm noktası olduğunu yazdı.
İran'ın Orta Doğu'daki vekil sisteminin patladığı yorumunu yapan Frantzman, artık sistemin içindeki havanın boşaltılabileceğini ve söndürülebileceğini savundu. İsrailli yazar, ancak farklı ülkelerdeki vekillerin güçlü olduğunu ve yakın zamanda sahneden çekilmek istemediklerini belirtti.
Mevcut tabloda Tahran ve bölgedeki vekillerinin gücünün azalmasında diğer ülkelerin çıkarları olduğunu dile getiren Seth J. Frantzman, İran'ın son yıllarda bölgedeki bölünmelerden faydalanıp kendisini yeniden konumlandırdığını ileri sürüp "Bu gerçekte ne anlama geliyor?" sorusunu sordu.
Jerusalem Post yazarına göre, Suudi Arabistan ve İran Çin'in ara buluculuğunda ilişkilerini normalleştirmek için anlaştı, bu Pekin yönetiminin iki ülke arasındaki barışı muhafaza etmekle ilgilendiği anlamına geliyor.
"Ek olarak, Türkiye İsrail'in Ankara'ya Tahran'dan daha büyük bir düşman olduğuna inanıyor" diyen Seth J. Frantzman, devamında Türkiye'nin bir NATO üyesi olduğunu belirtip Katar'ı da NATO dışı önemli bir müttefik olarak tanımladı.
Ankara ve Doha'nın Hamas'ı desteklediğini, son haftalarda İsrail'i alenen suçladığını dile getiren analiz, "Bu, ABD'nin bölgedeki kilit müttefikleri Hamas'ı destekliyor demek oluyor. En önemlisi ise, bölgede İran'a dair hiçbir değişiklik görmek istemiyorlar. Bilakis, İran'ın rolünü umursamıyorlar" cümlelerini kurdu.
Yazara göre, Hizbullah'ın zayıflamasından yana olabilecek diğer ülkeler de tartışmaya katılmaya veya hamle yapmaya istekli değil gibi görünüyorlar. Bu ülkelerin Ürdün, Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri olduğunu kaydeden Seth J. Frantzman, atılmayan adımların İsrail'in çoğunlukla bölgede yalnız kalmasına neden olduğu yorumunu yaptı.
İsrail'in yalnızlığının 7 Ekim'de başlayan Gazze Savaşı'ndan bu yana arttığının altını çizen analiz, gelinen noktada Orta Doğu'nun istikrarı önemseyen ülkelerin adım atmasına şiddetle ihtiyaç duyduğunu savundu. Gazze'nin harabeye dönmesinden İran'ı sorumlu tutan Seth J. Frantzman, "Şimdi ülkelerin istikrarın arkasında durmasının tam zamanı, eğer bunu yapmazlarsa Nasrallah'ın ölümü boşa gidecek" dedi.
Lübnan'da Hizbullah'sız bir gelecek inşa etmenin şu an pek mümkün görünmediğini dile getiren analiz, İran'ın zamanın kendi tarafında olduğunu bildiğini belirtip "Tahran, Çin ve Rusya'nın Orta Doğu'daki Batı karşıtı güçlere destek vereceğini düşünüyor. Vekillerinin kayıplarını izlemek zorunda olsa bile, İran'ın yapması gereken tek şey beklemek" ifadesini kullandı.
Al Jazeera'nın tecrübeli muhabiri Zeina Khodr, 18 yıl sonra ilk kez Beyrut'un merkezinin vurulmasını 'İsrail için kırmızı çizgilerin olmadığı bir noktaya ulaştık' cümlesiyle değerlendirdi.
Kendisi de Beyrut'ta yaşayan muhabir Khodr, Kola saldırısını konum, hedef ve içerdiği mesajlar açısından kayda değer bulduğunu belirtip İsrail'in çok az kısıtlamayla hareket ettiği yorumunu yaptı.
Zeina Khodr, drone saldırısıyla hedef alınan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin 8 Ekim'den bu yana devam eden sınır çatışmasına hiçbir şekilde karışmadığını hatırlatıyor.
Al Jazeera muhabiri, gelinen noktayı Hizbullah veya onu destekleyen herkesin hedef olduğu, İsrail için hiçbir kırmızı çizginin olmadığı bir yer olarak tanımladı.
Fransa'nın mevcut çatışmanın gidişatını etkileyecek çok fazla nüfuzu olmadığını vurgulayan Zeina Khodr, Lübnan'da Biden yönetiminin Hizbullah'a karşı verilen savaşı desteklediği hissinin olduğunu belirtip İsrail'in daha önce dile getirdiği taleplerin ötesine geçtiğini aktardı.
Al Jazeera muhabirine göre, İsrail artık Hizbullah güçlerinin sınırdan çekilmesini sağlayacak 1701 sayılı BM kararının uygulanmasıyla ilgilenmiyor, daha fazlasını istiyor:
"Bu kararın ikinci bölümünü istiyor. Hizbullah'ın tamamen imha edilmesini istiyor."
Yaklaşık 2,5 milyon insanın yaşadığı şehir gece yarısı 01.00 sularında patlamayla sarsıldı. Hemen ardından gökyüzünü siyah bir duman bulutu kapladı.
Lübnan'ın başkenti Beyrut'un kalbi bir haftayı dolduran İsrail saldırılarında ilk kez vuruldu. Gazze Şeridi'ndeki vahşeti Lübnan'a taşıyan İsrail işgal ordusu, geride kalan günlerde Hizbullah'ın kalesi Dâhiye semtini hedef aldı.
Ancak Pazar gününü Pazartesiye bağlayan gece yüksek katlı bir bir apartman bloğu, İsrail tarafından bombalandı. Görgü tanıkları, Kola mahallesindeki binanın üst katının vurulduğunu ve bir delikten duman çıktığını aktardı.
Uluslararası haber ajansı AFP, Gazze Şeridi'nde savaşın başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana ilk kez Beyrut'un merkezinde bir mahallenin hedef alındığını hatırlatıyor.
SALDIRININ HEDEFİNDE FHKC VARDI
Lübnanlı bir güvenlik yetkilisi, İsrail'e ait silahlı insansız hava aracından ateşlenen füzenin Kola mahallesindeki yüksek katlı binada bir daireyi vurduğunu söyledi.
İsrail'in hedefinde, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin (FHKC) yöneticileri vardı. İngilizce kısaltması PFLP olan FHKC, İsrail saldırısında üç liderinin öldürüldüğünü açıkladı.
AFP muhabirleri, saldırıdan önce Pazar günü boyunca İsrail'e ait insansız hava araçlarının Beyrut semalarında uçtuğu bilgisini verdi.
Bir başka uluslararası haber ajansı AP'nin sabah gün ağarınca servis ettiği fotoğraflarda, saldırıdan birden fazla katın etkilendiği görüldü.
FRANSA DIŞİŞLERİ BAKANI BEYRUT'TAYDI
Saldırıdan birkaç saat önce Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot'un Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile Beyrut'ta randevusu vardı. Fransız bakan, İsrail saldırılarının başlamasından bu yana Beyrut'u ziyaret eden en üst düzey diplomat.
HAMAS YÖNETİCİSİ DE ÖLDÜRÜLDÜ
İsrail jetleri ayrıca Hizbullah'ın kalesi Bekaa Vadisi ve Lübnan'ın güneyine de gece boyunca hava saldırıları düzenledi. Bekaa Vadisi'nde beş sivil savunma görevlisi yaşamını yitirdi.
Filistinli grup Hamas, Lübnan'ın güneyindeki Sur şehrinde liderlerinden Fetih Şerif Ebu el Emin ve aile üyelerinin İsrail tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Hamas, Emin'in evinin hava saldırısında hedef alındığı bilgisini verdi.
CAN KAYBI 1200'E YAKLAŞTI
Katliamda can kaybı 1200'ye yaklaştı, binlerce yaralı var. Lübnan Sağlık Bakanlığı, Pazar günü 105 kişinin öldüğünü açıkladı.
İsrail hava saldırılarının başladığı 23 Eylül Pazartesi, 1990 yılında biten Lübnan iç savaşından bu yana en ölümcül gün olarak kayıtlara geçti.
Savaşın sıçradığı Lübnan'da halihazırda 1 milyonu aşkın kişi evlerini terk etti ve başka yerlere kaçtı. Birleşmiş Milletler, Lübnan'dan Suriye'ye geçenlerin sayısının 50 bini aştığını söylüyor.
İsrail ordusu, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın öldürüldüğü saldırıda, aralarında üst düzey isimlerin de bulunduğu 20 kişinin daha hayatını kaybettiğini iddia etti. Netanyahu “Daha işimiz bitmedi” açıklaması yaptı