22.10.2024 - 03:10 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Gazze Şeridi'ni 381 gündür kan gölüne çeviren İsrail, Eylül ayı sonundan itibaren savaşı Lübnan geneline taşıdı. Yeni saldırılar ve eşine az rastlanır bir ateşkes teklifi var.
İsrail'de gerçekleşen operasyonda yedi kişi İran için 'casusluk yapmak' suçlamasıyla tutuklandı. Tutuklananların tümü İsrail vatandaşı.
Savcılık, yedi kişinin Tel Aviv'deki Savunma Bakanlığı yerleşkesi, İsrail ordusuna ait iki hava üssü ve Demir Kubbe bataryalarının bulunduğu noktaların fotoğraflarını çektiğini ve bilgi topladığını savunuyor.
Tutuklanan kişilerden bazılarının iki yıldan bu yana 'İran için casusluk yaptığı' iddia ediliyor.
İran'ın 1 Ekim akşamı İsrail'e 181 balistik füze ateşlemesinin ardından harekete geçen ABD, ana müttefiki Tel Aviv yönetimine gelişmiş füzesavar sistemi THAAD'ı gönderdi.
Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunma (THAAD) bataryalarının İsrail'de kurulduğunu söyleyen Austin, sistemin çalışmaya hazır olup olmadığını söylemekten kaçındı.
Bakan Auistin, "Sistemi çok hızlı bir şekilde çalışır hale getirebilecek kapasiteye sahibiz ve beklentilerimiz doğrultusunda ilerliyoruz" dedi.
Patriot'un tamamlayıcısı olan THAAD sisteminde, her bir batarya için altı adet kamyona monte fırlatıcı, 48 adet önleme füzesi, radyo ve radar ekipmanlar bulunuyor.
ABD ordusu, sistemle birlikte 100 kadar askeri de İsrail'e konuşlandırdı.
ABD'nin elinde yedi adet THAAD bataryası olduğu biliniyor. Bataryaların maliyeti yaklaşık 1 milyar dolar.
Daha geniş bir alanı savunabilen bu hava savunma sistemi, hedefleri 150 ila 200 kilometre mesafeden vurabiliyor. THAAD’ın üreticisi Lockheed Martin, bataryaların özellikle balistik füzelere karşı etkili olduğunu söylüyor.
THAAD aynı zamanda çok talep gören bir sistem. Ukrayna, Rus füze saldırılarına karşı istiyor. Suudi Arabistan’ın siparişi var.
İran, İsrail'e THAAd sistemiyle birlikte konuşlandırılan ABD askerlerinin muhtemel bir saldırıda hedef olabilecekleri uyarısında bulundu.
İsrail ordusu, Lübnanlı grubun bir kez daha İsrailli liderleri hedef alması halinde başkent Beyrut'taki Dâhiye semtini yok edeceğini Hizbullah'a iletti.
Söz konusu tehdit, geçen hafta Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Kayserya'daki evinin kamikaze drone'la vurulmasını takip ediyor.
Hizbullah'ın kalesi olarak bilinen Beyrut'un güney banliyösü Dâhiye, 23 Eylül'de başlayan İsrail hava saldırılarının odak noktalarından biri. İsrail, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah dahil birçok üst düzey yöneticiyi Dahiye'deki bombardıman ve suikastlarla öldürdü.
Tel Aviv'den Beyrut'ta gönderilen tehdit mesajını, Suudi televizyonu El Hadath haberleştirdi. İsmini vemeyen kaynaklar, İsrail'in Dahiye'yi yerle bir etme tehdidini üçüncü bir kanal aracılığıyla ilettiğini söyledi.
İsrail işgal ordusu, Lübnan sınırına yakın konumdaki Nehariye'de bu sabah itibarıyla bir tatbikata başlayacağını duyurdu. Akdeniz kıyısındaki Nehariye, Lübnan'a en yakın İsrail şehirlerinden biri.
Ordudan yapılan açıklamada, şehir sakinlerinin Nehariye'deki askeri hareketlilikten endişe duymaması istendi. İşgal ordusunun Lübnan sınırındaki tatbikatın önceden planlandığını duyurmaması dikkat çekici.
1 Ekim itibarıyla Lübnan'ı karadan işgale başladığını açıklayan İsrail ordusu, Hizbullah'ın savunma hatlarıyla sınır hattında sıkışıp kalmış durumda.
Amerikan yayın organı Axios, İsrail'in Lübnan'da ateşkes karşılığında ABD'ye ilettiği talepleri yazdı. Beyaz Saray'a gönderilen istekler arasında özellikle ikisi gözden kaçacak gibi değil: İsrail savaş uçaklarının Lübnan semalarında serbestçe uçabilmesi, yani hava sahasının resmi olarak İsrail'e açılması. Bir diğeri ise, Lübnan'ın güneyinde İsrail ordusuna Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının 'aktif olarak uygulamasına' izin verilmesi.
Beklendiği gibi, işgalci İsrail'in ateşkes şartları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlarına aykırılık taşıyor. BMGK'nın 1701 sayılı kararı, İsrail'in Mavi Hat'tın gerisine çekilmesini ve bu hat ile Lübnan'daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan ordusu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü'ne (UNIFIL) ait birliklerin bulundurulmasını öngörüyor. Ancak Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri ve İsrail ile sınır olarak belirlenen Mavi Hat arasındaki neredeyse tüm bölgeler 2000 yılından bu yana Hizbullah'ın güçlü askeri nüfuzu altında.
Haberini iki ABD'li ve iki İsrailli kaynağa dayandıran Axios, İsrail'in istek listesi Beyaz Saray'a geçen hafta ulaştı ve bugün Başkan Joe Biden'ın Lübnan özel temsilcisi Amos Hochstein başkent Beyrut'u ziyaret ediyor.
ABD'li yetkililerden biri, Lübnan'ın egemenliğinin ciddi oranda altını oyan İsrail teklifinin hem uluslararası kamuoyu hem de Beyrut yönetimi tarafından kabul edilmeyeceği yorumunu yaptı.
HOCHSTEIN BEYRUT'TA
Hizbullah'ın temsilcisi parlamento başkanı Nebih Berri ile görüşen Amos Hochstein'in ateşkes şartlarını müzakere ettiği biliniyor. ABD'li özel temsilci, Berri'nin ardından Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile de bir araya geldi..
Beyrut'ta basın toplantısı düzenleyen özel temsilci Amos Hochstein, Lübnan'ın kaderini diğer çatışmalara bağlamanın ülkenin çıkarına olmadığını söyledi. Savaşı bitirmek için İsrail ve Lübnan hükümetleriyle birlikte çalıştıklarını vurgulayan Başkan Biden'ın temsilcisi, BMGK'nın 1701 sayılı kararına atıfta bulundu. Amos Hochstein'a göre, 2006'da çıkan 1701 sayılı karar o dönem savaşı sona erdirse de kalıcı bir çözüm getirmedi ve taraflar söz konusu kararı uygulamak için hiçbir şey yapmadı.
Başbakan Necib Mikati ise, El Arabiya kanalına verdiği röportajda Beyrut yönetiminin Eylül ayının ortasından beri Hizbullah'la herhangi bir bağlantı kurulmadığını söyledi.
BLINKEN 11'İNCİ ORTA DOĞU TURUNA ÇIKIYOR
Diğer yandan, 7 Ekim 2023'ten bu yana Orta Doğu'yu on kez ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken bir kez daha bölge turuna çıkıyor.
İsrail'e inecek Blinken'ın gündeminde Yahya Sinvar'ın öldürülmesinin ardından Gazze ve Lübnan'da ateşkes müzakereleri var. Washington, aylardır başarısız olan müzakerelerin yeniden başlatılması için baskı yapıyor.
İsrail'in hava saldırılarına füze ateşleyerek misillemede bulunan Hizbullah, sınıra sıfır noktadaki bir kasabada bir silahlı insansız hava aracını düşürdüğünü duyurdu.
Sınır hattındaki birçok noktada sabah saat 08.22'de sirenler çalarken, hemen ardından patlamalar gerçekleşti. İşgal ordusu Hizbullah'ın 25 kadar roket ateşlediğini ve bazılarının havada engellendiğini duyurdu.
Lübnanlı grup ise, Kiryat Shmona'yı füze yağmuruna tuttuğunu ve yanı sıra bazı askeri üsleri hedef aldığını açıkladı. Sınırdaki Marun er Ras'ta toplanan işgal birliklerinin roketlerle vurulduğunu kaydeden Hizbulah, İsrail ordusuna ait bir Hermes 900 silahlı insansız hava aracının da düşürüldüğünü aktardı.
Sınıra yakın konumdaki Hasbaya'dan bildiren Al Jazeera muhabiri Imran Khan, Hizbullah'ın daha önce Hermes 450 drone'larını düşürdüğünü hatırlatıp bu kez daha üst bir model olan Hermes 900'ün vurulduğunu kaydetti. Muhabire göre, Lübnanlı grubun ileri teknoloji silahları devre dışı bırakması İsrail için ciddi bir soruna dönüşebilir.
Haaretz gazetesi ise, Hizbullah'ın ilk kez bir Hermes 900 SİHA'yı Ağustos ayında düşürdüğünü yazdı. Söz konusu drone 36 saat gökyüzünde kalabiliyor.
İsrail ordusu, Hamas lideri Yahya Sinvar’ın Gazze Şeridi’nde bir tünelde aile üyeleriyle birlikte yürüdüğü görüntüleri paylaştı.
Gazze Şeridi ve Lübnan'daki işgallerde ağır kayıplar veren İsrail ordusu, en ciddi darbeyi Pazar günü Cibaliye'de yedi.
İsrail, geçen haftadan bu yana Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki mülteci kampı Cibaliye'de yeniden saldırılar gerçekleştiriyor.
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları, Pazar günü Cibaliye'deki bir tankı havaya uçurdu. Önceden yerleştirilmiş bir patlayıcının infilak etmesiyle alevler içinde kalan tankta, işgal ordusunun 401. Zırhlı Tugayı Komutanı Albay İhsan Daksa vardı.
İsrail ordusu tugay komutanı albay Daksa'nın bölgeyi gözlemlemek için tankından dışarı çıktığı sırada patlamanın gerçekleştiğini açıkladı.
İsrail işgal ordusunun sahadaki en önemli komutanlarından biri olan 41 yaşındaki Daksa, Dürzi topluluğundan bir askerdi.
Geçen yıl Ekim ayı sonlarında Gazze Şeridi'ndeki kara işgalini başlatan İsrail ordusu, yaklaşık bir yılda 358 askerini kaybetti.
Tugay komutanı İhsan Daksa'nın öldüğü patlamada, yine 162’nci Tümen'e 52’nci Tabur'dan bir subay da ağır yaralandı.
Pazar gününü Pazartesi'ye bağlayan gece yarısı Lübnan'ın dört bir yanı patlamalarla sarsıldı, İsrail ordusu doğudaki Bekaa Vadisi'nden başkent Beyrut ve güneydeki şehirlere ülkeyi cehenneme çevirdi.
Pazar gecesi Lübnan'da Hizbullah ile ilişkilendirdiği bir finansal kuruluşun şubelerine hava saldırıları düzenleyeceğini açıklayan İsrail'in hedefinde, El Kard el Hasan adlı vakıf vardı.
Lübnan’ın 24 bölgesinde halka tahliye emri verilirken, uyarılar alışılmadık derecede sert ve kapsamlıydı. Resmi açıklamada, gece boyunca hedeflerin vurulacağı belirtiliyordu.
Uyarılardan kısa bir süre sonra, Hizbullah kalesi olarak bilinen Beyrut’un güneyindeki Dâhiye semtinde birbiri ardına 12 patlama duyuldu ve ardından göğe dumanlar yükseldi.
Beyrut'tan bildiren Al Jazeera muhabiri Laura Khan, Lübnan'ın başkentinde büyük bir paniğin yaşandığını ve insanların sokaklarda koşturduğunu aktardı. Dâhiye çevresinde yolların kapalı olduğunu ve başkent sakinlerinin Beyrut'tan kaçmak için araçlarına binmesiyle trafiğin kilitlendiğini bildiren Khan, İsrail saldırısının tam da ABD'in özel elçisi Amos Hochstein'in Lübnan'a inmesinden saatler önce gerçekleştiğini vurguladı.
İsrail savaş uçaklarının ateşlediği füzelerin hedefinde, havalimanı çevresi de vardı. Al Jazeera muhabiri Khan, eski havalimanı yolunun vurulduğunu ve bir binanın yerle bir olduğunu belirtti.
İsrail dernek statüsündeki kuruluşun İran’ın finansmanını Hizbullah'a aktararak, silah satın alınmasında ve üyelerinin maaşlarının ödenmesinde rol oynadığını ileri sürüyor.
1980'lerde kurulan ve ABD’nin yaptırımlarına tabi olan El Kart El Hasan, Lübnan'daki Şii topluluğuna kredi, ATM'den para yatırma ve çekme gibi finansal hizmetler sunuyor.
El Kart El Hasan’ın Lübnan genelinde 30'dan fazla şubesi var, bunların 15'i Beyrut'un merkezi ve kalabalık banliyölerinde.
İşgal ordusunun sözcüsü Daniel Hagari, "Önümüzdeki günlerde, İran'ın sivil kuruluşları, dernekleri ve STK'ları kullanarak Hizbullah'ın terör faaliyetlerini nasıl finanse ettiğini ortaya çıkaracağız" diye konuştu.