Gazze'deki savaşta son dakika... Suudi gazetesi Elaph yazdı, Orta Doğu karıştı: 'Sinvar kaçtı!'

Yemen’deki İran destekli Husiler, ABD’ye ait MQ-9 Reaper tipi SİHA’yı düşürdü. Adı açıklanmayan iki ABD’li yetkili, SİHA’nın düşürüldüğünü doğruladı. Yetkililerden biri, ilk bilgilerin ABD’ye ait SİHA’nın Yemen’in Hudeyde kenti yakınlarında vurulduğunu gösterdiğini, bilgilerin değişebileceğini ifade etti. Yetkili, SİHA’nın uluslararası hava sahasında olup olmadığını ise söylemedi.
Diğer yetkili ise, SİHA’nın Hudeyde yakınlarından ateşlenen Husilere ait karadan havaya füze tarafından düşürüldüğünü aktardı.

Husiler, geçtiğimiz sene kasım ayında ABD’ye ait bir MQ-9 Reaper tipi SİHA’yı, 2019 yılında ise 2 SİHA'yı düşürmüştü.

İran’da bulunan Hamas Siyasi Büro üyesi Usame Hamdan, kısa bir basın toplantısı düzenledi. Fransa’nın başkenti Paris’te bu ayın başlarında yeni esir takası ve ateşkes için yapılan görüşmelere değinen Hamdan, “Paris görüşmelerine ilişkin olarak, arabulucular aracılığıyla yanıtlarımızı verdik ve Hamas yetkilisi İsmail Haniye bugün görüşmelerde bulunmak üzere Mısır'a gitti” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne Cezayir tarafından sunulan ve Gazze Şeridi’nde acil insani ateşkes talep eden karar tasarısını ABD’nin bir kez daha veto etmesine değinen Hamdan, “ABD'nin veto etmesiyle ilgili olarak ABD sadece savaşta İsrail'in destekçisi değil, aynı zamanda İsrail'in işlediği suçların da ortağıdır. ABD, İsrail'e silah göndermek için bir köprü haline gelmiştir” dedi.

ABD’nin Cezayir tarafından hazırlanan karar tasarısına karşı bir karar tasarısı hazırladığını belirten Hamdan, “Hamas önerilen girişimleri inceleyecektir ancak haklarımızdan asla geri adım atmayacağız. Şu ana kadar önerilenler taleplerimizi karşılamak ve sorunlarımızı çözmek için yeterli değil” dedi.

İsrail ile herhangi bir düzeyde ve herhangi bir gerekçeyle normalleşmeye karşı çıktıklarını vurgulayan Hamdan, “Normalleşme yoluyla bazı haklarımızı elde etmek istemiyoruz ve eğer İslam ülkelerindeki kardeşlerimiz İsrail'le mücadelede bizim yanımızda yer alamıyorlarsa, onların da İsrail'in yanında yer almamaları gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) bazı çalışanlarının İsrail-Filistin arasındaki 7 Ekim olaylarına karıştığı iddialarına ilişkin soruşturma devam ediyor. UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail’in gündeme getirdiği iddialar hakkında henüz BM'ye kanıt sunmadığını belirterek, "İsrailli yetkililere defalarca işbirliği çağrısında bulunmamıza rağmen BM'ye asla ve asla yazılı bir dosya ulaşmadı" dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu ayın başında 12 UNRWA personelinin 7 Ekim olaylarına karıştığına yönelik iddiaların araştırılması için bağımsız inceleme grubu atamıştı. BM İç Gözetim Hizmetleri Ofisi (OIOS) tarafından da olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı.

İsrail, Gazze Şeridi’nde görevi başındaki gazetecileri hedef almaya devam ediyor. Shehab Haber Ajansı, Gazze Şeridi’ndeki Zeytun Mahallesi’nde gelişmeleri takip eden Hasan Hamad, Hüssam Şabat ve Malak Ebu Hüseyin adlı gazetecilerin üzerine ateş açıldığını açıkladı. Ajans, İsrail güçlerinin gazetecilerin üzerine ateş açtığı anlara ait görüntüleri paylaşarak, “İşgal ordusu, Gazze'nin Zeytun Mahallesi'nde gelişmeleri takip eden gazeteciler Hasan Hamad, Hüssam Şabat ve Malak Ebu Hüseyin'e doğrudan ateş açtı” dedi.
Görüntülerde gazetecilerin üzerlerinde “Press” (Basın) yazılı çelik yelek olduğu ve silah seslerinin gelmesinin ardından bulundukları bölgeden koşarak uzaklaştıkları görüldü. İsrail tarafı daha önce aynı mahallede askeri operasyonun başladığını bildirmişti.

GAZZE’DE 130 GAZETECİ HAYATINI KAYBETTİ

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana gerçekleştirdiği saldırılarda 130 gazetecinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.

Uluslararası Adalet Divanı (UAD) tarafından Hollanda’nın Lahey kentindeki Barış Sarayı’nda düzenlenen "İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin danışma görüşü" duruşmalarında Bolivya’ya söz verildi. Bolivya adına konuşan Bolivya’nın Hollanda Büyükelçisi Roberto Calzadilla Sarmiento, ülkesinin Filistin topraklarında devam eden yasadışı işgali uluslararası hukukun ihlali olarak gördüğünü belirterek, “İsrail'in eylemleri tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için sonuçlar ve yükümlülükler doğurmaktadır” dedi.

“Bolivya, İsrail'in sömürgeci işgalinin açıkça yasadışı olduğunu düşünmektedir”

İsrail’in işgal edilen topraklar üzerinde egemenlik hakkına sahip olmadığını belirten Sarmiento, “Dolayısıyla Bolivya, İsrail'in sömürgeci işgalinin açıkça yasadışı olduğunu düşünmektedir. Bolivya, İsrail'in Filistin halkına yönelik eylemlerinin temel insan haklarının sistematik olarak ihlal ettiğini endişeyle gözlemlemektedir. Bunlar arasında uluslararası toplum tarafından defalarca kınanmasına rağmen azalmayan ırk ayrımcılığı ve apartheid sistemi de yer almaktadır” dedi.
Uluslararası toplumun Birleşmiş Milletler aracılığıyla da dahil olmak üzere İsrail'in eylemlerini defalarca kınadığını hatırlatan Sarmiento, “İsrail'in işgali hem araç hem de amaç bakımından uluslararası hukukta belirlenen yasallık çerçevesine girmemektedir. İsrail'in uzun süreli işgalini, Birleşmiş Milletler tüzüğünü ihlal ederek işgal altındaki Filistin topraklarını ilhak etme yönündeki yasadışı hedefine ulaşmak için bir bahane olarak kullandığı sonucuna varmak kaçınılmazdır” dedi.

“Gazze Şeridi'ne uygulanan kuşatmanın ve devam eden soykırım suçunun sorumluluğunu üstlenmelidir”

Bolivya’nın İsrail'in Filistin halkının kendi geleceğini tayin hakkını kullanmasını engelleyen hukuki ve fiili eylem ve politikalarına son vermesi gerektiğini düşündüğünü aktaran Sarmiento, “İsrail ayrıca, Gazze'de son zamanlarda işlenen soykırımı durdurmakla ve bu mahkemenin 26 Ocak 2024 tarihli kararında belirtilen geçici tedbirlere uymakla yükümlüdür. İşgalci güç olarak 76 yıllık işgalin, Gazze Şeridi'ne uygulanan kuşatmanın ve devam eden soykırım suçunun sorumluluğunu üstlenmelidir” dedi.

Cezayir tarafından sunulan ve Gazze Şeridi’nde acil insani ateşkes talep eden karar tasarısı BM Güvenlik Konseyi’nde oylamaya sunuldu. ABD'nin veto ettiği karar tasarısı için 15 üyeli Konsey’in 13 üyesi lehte oy kullanırken, İngiltere ise çekimser kaldı.

Uluslararası Adalet Divanı’ndaki (UAD) duruşmada Belize temsilcisi Assad Shoman, “İsrail'in uluslararası hukukun en temel ilkelerinden birini cezasızlıkla çiğnemeye devam etmesine izin verilemez. Cezasızlık insanlık dışılığı doğurur” dedi.

Brezilya Dışişleri Bakanlığı Birleşmiş Milletler (BM) Bölümü Başkanı Maria Clara Paula de Tusco, yaptığı konuşmada İsrail’in Filistin halkının kendi geleceğini tayin hakkını ihlal ettiğini vurgulayarak, Brezilya'nın Gazze Şeridi, Batı Şeria ve başkenti Doğu Kudüs'ü içeren, karşılıklı mutabık kalınan ve uluslararası alanda tanınan sınırlar dahilinde İsrail ile barış ve güvenlik içinde bir arada yaşayan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasına imkan tanıyan iki devletli bir çözümü sürekli olarak savunduğunu açıkladı.

Filistin topraklarının uzun süreli işgali, yerleşimi ve ilhakının uluslararası hukukun ilgili kurallarını ihlal etmek olduğunu ifade eden Tusco, “İsrail, işgal altındaki Filistin toprakları üzerindeki yargı yetkisini genişleterek ve biri İsrailli yerleşimcilere uygulanan, diğeri ise askeri yönetim altında Filistinlilere dayatılan iki ayrı hukuk sistemi kurarak, Filistin halkına karşı ayrımcılık uygulamakta ve onların insan hakları ve temel özgürlüklerinin eşit bir şekilde tanınmasını, kullanılmasını veya uygulanmasını engellemektedir” dedi.

“Bu ısrarlı uygulamalar ilhakla eşdeğerdir”

Brezilya’nın mahkemeden İsrail'in Filistin topraklarını işgalinin yasadışı olduğunu ve uluslararası yükümlülükleri ihlal ettiğini teyit etmesini beklediğini aktaran Tusco, “Filistin topraklarına el konulması, Filistinlilere ait mülklerin tahrip edilmesi, İsrail yerleşimlerinin ve Filistin toprakları içindeki bölgelerin demografik yapısını değiştirmeyi amaçlayan tedbirlerin kabul edilmesi mahkeme tarafından dikkate alınmalıdır. Bu ısrarlı uygulamalar ilhakla eşdeğerdir” dedi.

Güney Afrika'nın Hollanda Büyükelçisi Vusi Madonsela Uluslararası Adalet Divanı’nda yaptığı konuşmada, “İsrail'in yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerine karşı on yıllardır süren dokunulmazlığı şimdi değilse ne zaman sona erecek?” dedi.

İsrail savaş uçaklarının Lübnan'ın kıyı şehri Gaziye'de Pazartesi günü gerçekleştirdiği bombardıman, büyük bir yangına yol açtı.

Uluslararası haber ajanslarının bugün gündüz servis ettiği fotoğraflarda, yangının halen söndürülemediği görüldü.

İsrail ordusu savaş uçaklarının Hizbullah'a ait iki silah deposunu vurduğunu savundu ancak Lübnanlı yetkililer hedef alınan yerlerin tekerlek ve jeneratör fabrikaları olduğunu açıkladı.

Times of Israel, hava saldırısının Lübnan tarafından gelen bir drone'un İsrail'in kuzeyini vurmasının ardından gerçekleştiği bilgisini verdi.

Lübnan'ın en büyük askeri gücü Hizbullah ve İsrail ordusu, 8 Ekim tarihinden bu yana sınır hattında çatışıyor. Çatışmanın çapı, Gaziye'deki bombardımanda olduğu gibi zaman zaman sınırın 30 kilometre içine kadar genişleyebiliyor.

2024 yılının dünyadaki en güçlü hava kuvvetleri sıralaması belli oldu. Türkiye, Yunanistan, İsrail, Fransa gibi ülkelere adeta fark attı.

İsrail katliamının 137'inci gününe girdiği Gazze Şeridi'nde, son 24 saatteki saldırılarda 103 Filistinli daha hayatını kaybetti. Filistinli yetkililerin verdiği bilgiye göre, savaşta yaşamını yitirenlerin sayısı ise 29 bin 195'e çıktı.

İsrail ordusuyla 8 Ekim tarihinden bu yana sınırda çatışan Lübnanlı grup, Ramim hudut karakolunu füzeyle vurduğunu açıkladı.

Lübnan-İsrail sınırındaki çatışmalarda, bir haftadır yoğunluk göze çarpıyor.

Hizbullah, Ramim'teki üste toplanan bir grup İsrail askerinin doğrudan vurulduğunu belirtiyor.

İsrail ordusunun geçen haftadan bu yana gerçekleştirdiği hava sadırılarında, çok sayıda can kaybı gerçekleşti. Yaşamını yitirenler arasında 10'u aşkın çocuk ve kadın da var.

Lübnan'ın en büyük askeri gücü Hizbullah, güney sınırındaki can kayıplarının ardından intikam sözü vermişti.

Mısır'ın başkenti Kahire, ABD lideri Joe Biden'ın Orta Doğu özel temsilcisi Brett McGurk'ün yanı sıra Hamas'ın siyasi büro şefi İsmail Haniye'yi de ağırlıyor.

Lübnan'ın en büyük askeri gücü Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen El Meyadin televizyonu, Haniye'nin bugün Kahire'ye gittiğini duyurdu. El Meyadin'in haberine göre, İsmail Haniye'nin yanında Hamas heyeti de bulunuyor. Heyetteki isimlerden biri, Hamas'ın siyasi bürosunun üst düzey yetkilisi Halil el Hayya.

Mısır'ın başkenti Kahire, Paris'in ardından ateşkes ve rehine takası müzakerelerinin merkezi haline gelmiş durumda. Haniye, geçtiğimiz haftalarda yine Kahire'ye seyahat etmişti.

Hamas, ABD, Mısır ve Katar'ın arabuluculuğunda gündeme getirilen geçici ateşkese karşı bir teklif sunmuş ancak bu öneri beklendiği gibi İsrail tarafından reddedilmişti.

İsrail'in 7 Ekim tarihindeki Hamas baskınından bu yana her yerde aradığı Yahya Sinvar'ın nerede olduğu bilinmiyor.

İsrail ordusunun ABD'lilerin de yardımıyla insansız hava araçları ve diğer teknolojik ekipmanları kullanarak yaptığı aramalar, geride kalan 137 günde sonuç vermedi.

Suudi Arabistan gazetesi Elaph'ın yayımladığı bir haber, Orta Doğu gündemini anında değiştirdi. Elaph, Hamas lideri Yahya Sinvar ve kardeşi Muhammed'in Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah'taki tünelleri kullanarak Mısır'a kaçtığını yazdı. Haberini İsrailli bir güvenlik yetkilisine dayandıran gazeteye göre, Sinvar kardeşlerin yanında rehineler de vardı.

Elaph'a konuşan kaynak, İsrail'in son yıllarda Gazze ile Mısır arasındaki 10 büyük tüneli izlediğini, söz konusu tünellerden otomobil ya da küçük araçların bile geçebildiğini hatırlattı. Söz konusu güvenlik yetkilisi sınır hattındaki büyük tünellere atıfta bulundu, Elaph'ın ulaştığı İsrail ordu sözcüsü konu hakkında yorum yapmayı reddetti.

İsrail televizyonu Kanal 12'ye konuşan bir yetkili ise, Elaph gazetesinin haberini yalanladı.

Times of Israel, İsrail ordusunun geçen hafta Yahya Sinvar'ı bir tünelde ayağında terliklerle yürürken gösteren görüntüyü paylaştığını hatırlatıyor. Dünya çapında yankı bulan videonun çekildiği tarih, 10 Ekim Salı günüydü.

İsrail, iki hafta içinde beşinci ayı d olacak savaşta Yahya Sinvar'ın yanı sıra Hamas'ın askeri kanadının lideri Muhammed Deyf ve yardımcısı Mervan İsa'yı da yakalayamadı.

Gazze Şeridi'nin güney sınırında yer alan Mısır, İsrail ordusunun Refah şehrini hedef alacak muhtemel kara saldırısı nedeniyle alarm durumunda. Kahire yönetimi, İsrail'de özellikle aşırı sağcı bakanların gündeme getirdiği Filistinlilerin Sina Yarımadası'na nakledilmesi görüşüne şiddetle karşı çıkıyor. Sınır hattı, 1979'da barış anlaşması imzalayan Mısır ve İsrail arasındaki en hassas konu.

İsrail işgal ordusunun Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Gazze şehrini yoğun şekilde bombaladığı bildiriliyor.

Al Jazeera muhabirleri, Gazze şehrinin doğusundaki Zeytin ve Şucaiyye mahallelerinin bombardımana tutulduğunu aktardı.

Zeytin ve Şucaiyye mahallelerindeki evlerin vurulduğu, sokaklarda kurbanların cenazelerinin olduğu bilgisi var.

İsrail işgal birlikleri, iki mahallede yaşayan Filistinlilere Gazze'nin ana otoyolu Selahaddin Yolu'nu kullanarak Han Yunus'un batısındaki Navasi bölgesine gitme emri verdi.

İsrail-Hamas arasında başlayan savaş bütün Orta Doğu'ya yayıldı. İngiliz medyası ise İran ve Husilerin bütün dünyayı etkileyecek bir plan üzerinde çalıştıklarını yazdı.

41 kilometre uzunluğundaki Akdeniz kıyı şeridi Gazze'yi kuzeyden güneye doğru işgal eden İsrail, Filistinlilerin sığındığı son nokta olan Mısır sınırındaki Refah'a saldırmaya hazırlanıyor.

1,5 milyon insanın sıkıştığı Refah'a muhtemel bir kara operasyonunun insani felakete yol açacağı uyarıları giderek artarken, Savaş Araştırmaları Enstitütüsü (ISW) İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezinde bir yol inşa ettiğini bildiriyor.

ISW'ye göre, Gazze'nin kuzeyi ve güneyini ikiye bölen yolun amacı Gazze sakinlerinin hareketlerini kontrol etmek ve işgal kuvvetlerinin baskınlarını kolaylaştırmak.

Yaklaşık 365 kilometrekare yüzölçüme sahip Gazze Şeridi'nin genişliği ise, 6 ila 12 kilometre arasında değişiyor.

İsrail, Gazze Şeridi'nin güneyinin en büyük şehri Han Yunus'taki çatışmalarda yaralanan bir askerin daha öldüğünü açıkladı.

Paraşütçü tugayındaki askerin 15 Şubat tarihinde yaralandığı bilgisi verildi.

Böylece, Ekim ayı sonunda başlayan kara işgalinde İsrail'in kaybı 236 askere yükseldi.

Gazze Şeridi'ndeki savaşta hassas bir döneme girildi, İsrail işgal ordusu 1,5 milyon insanın sığındığı Refah şehrine karadan saldırı için Ramazan ayına kadar süre tanıdı.

Tüm dünyanın karşı çıktığı kara operasyonuna dair konuşan İsrail savaş kabinesi bakanlarından Benny Gantz, Ramazan'a kadar rehinelerin serbest bırakılmaması halinde Refah'a saldıracaklarını söyledi.

Müslüman dünyasının kutsal ayı Ramazan bu yıl 10 Mart tarihinde başlıyor.

İsrail işgal birlikleri Filistinliler için son sığınak konumundaki Refah'ı halihazırda havadan bombardımana tutuyor. İşgal ordusu, daha önce Refah için bir tarih dile getirmemişti.

Muhtemel bir kara işgalinde Gazze'nin en güneyinde yer alan şehirdeki 1,5 milyon insanın gidecek hiçbir yeri yok.

İsrail üstündeki uluslararası baskı giderek artıyor. Birçok ülke ve uluslararası yardım kuruluşu, işgal birliklerinin girmediği son büyük kent olan Refah'a bir kara saldırısının büyük bir insani felakete yol açacağı uyarısında bulunuyor.

Son olarak İrlanda Dışişleri Bakanı Michael Martin, Avrupa Birliği'nin Refah'a saldırıyı durdurmak için mümkün olan her şeyi yapması gerektiğini söyledi. Bakan Martin, Avrupa Birliği'nin Tel Aviv yönetimi üzerinde baskı kurmasını istedi.

Lüksemburg Dışişleri Bakanı Xavier Bettel ise, İsrail'i Refah'a saldırması halinde dünyada sahip olduğu son desteği de kaybedeceği konusunda uyardı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise, ABD lideri Joe Biden dâhil birçok liderin Refah uyarısına rağmen Mısır sınırındaki şehre saldıracakları mesajını vermeyi sürdürüyor.

Kasım ayı ortasından itibaren Kızıldeniz'de seyreden ticari gemileri hedef almaya başlayan Husiler, ABD ve müttefiklerinin Babülmendep Boğazı'na yığınak yapmasına ve Yemen topraklarına hava saldırılarına rağmen geri adım atmadı.

İran destekli grup Amerikan ve İngiliz jetlerinin bombardımanına bölgedeki ABD savaş gemilerine füze ateşleyerek yanıt verdi.

Adı konmamış savaşta Pazartesi günü Kızıldeniz'de yeni gemi saldırıları kayda geçti. Babülmendep Boğazı girişindeki bir ticari gemiye Husilerin kamikaze silahlı insansız hava aracı isabet etti, birçok şiddetli patlama duyuldu. İngiliz donanmasına bağlı Birleşik Krallık Deniz Ticaret Operasyonları (UKMTO), saldırının Cibuti sahillerine 60 kilometre mesafede gerçekleştiği bilgisini verdi.

Yemen'in batısını kontrol eden Husiler ayrıca ilk kez ABD'ye ait bir insansız hava aracını ülkenin en büyük limanına ev sahipliği yapan Hudeyde semalarında düşürdü.

New York Times gazetesi, olayı ABD ordusu ile İran destekli grup arasında yeni bir gerilim olarak tanımladı. Gazeteye göre, ABD Savunma Bakanılığı Pentagon'dan ismini vermeyen yetkililer MQ-9 Repaer drone'un düştüğünü doğruladı. İki ABD'li yetkili, Yemen kıyısında düşen MQ-9 Reaper'ın düşme nedeninin soruşturulduğunu da ekledi.

Husiler ise, resmi yayın organlarından düşürülen MQ-9 Repaer enkazının görüntülerini ve fotoğraflarını paylaştı.

7 Ekim'de başlayan savaşta Husilerin ikinci kez ABD'ye ait bir insansız hava aracını düşürdüğünü kaydeden New York Times, Amerikan ordusunun hafta sonu gerçekleştirdiği hava saldırısında ise Husilerin sualtı insansız deniz aracının vurulduğunu yazdı.

ABD lideri Joe Biden'ın Orta Doğu özel danışmanı Brett McGurk, bir kez daha Kahire ve Tel Aviv'e uçuyor.

Axios internet sitesi, McGurk'un Mısır ve Kahire ajandasında yaklaşan Refah saldırısı ve rehine takası anlaşması olduğunu yazdı.

Beyaz Saray henüz ziyareti doğrulamadı ancak Axios Orta Doğu özel danışmanı McGurk'ün ilk randevusunun Mısır istihbaratının başındaki Abbas Kamel'le olduğunu bildirdi.

ABD'li yetkili Kahire'den Tel Aviv'e geçecek; burada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'la buluşacak.

Brett McGurk geçtiğimiz haftalarda da yine Orta Doğu turuna çıkmış, Tel Aviv ve Kahire'ye de uğramıştı.

Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas, CIA, Mossad, Katar ve Mısır'ın Fransa'nın başkenti Paris'te ortay açıkardığı ateşkes ve rehine takası anlaşma taslağına karşı bir teklifle yanıt verdi.

İsrail beklendiği gibi Hamas'ın önerisini kabul etmedi ve mevcut tabloda müzakereler Kahire'de devam etse de savaşın durdurulması umudu giderek azalıyor.

Nitekim, İsrail Başbakanı Netanyahu ABD, Avrupa, Rusya ve Çin'in desteklediği iki devletli çözüme karşı olduğunu yineledi. İsrail'e 'bir Filistin devleti dayatmaya yönelik uluslararası bir girişim' olduğunu savunan Netanyahu, sosyal medya hesabından ""Herkes biliyor ki, varlığımızı tehlikeye atacak bir Filistin devletinin kurulmasını onlarca yıldır engelleyen kişi benim" mesajını paylaştı.

74 yaşındaki Binyamin Netanyahu'nun iki devletli çözümü resmen reddetmek için İsrail parlamentosu Knesset'e yasa sunacağı da, gelen bilgiler arasında.

Önceki aylarda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne getirilen birçok ateşkes teklifini veto eden ABD, bu kez BMGK'ya 'Gazze'de mümkün olan en kısa sürede geçici bir ateşkese destek verdiğini' vurgulayan yeni bir karar taslağı sundu.

Washington, İsrail-Hamas savaşıyla ilgili herhangi bir BM eyleminde ateşkes kelimesinin kullanılmasına karşı çıkıyordu ancak ABD’nin taslak metni, Başkan Joe Biden’ın geçen hafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmelerde kullandığını söylediği dili yansıtıyor.

Taslak metinde 'mevcut koşullar altında Refah’a yönelik büyük bir kara harekatının sivillere daha fazla zarar vereceği ve potansiyel olarak komşu ülkeler de dahil olmak üzere daha fazla yer değiştirmelerine neden olacağı' tespiti yer alıyor.

Karar taslağının ne zaman oylamaya sunulacağı ya da sunulup sunulmayacağı henüz belli değil.

Cezayir'in Salı günü 15 üyeli konseyden Gazze'deki savaşta derhal insani ateşkes talep eden karar tasarısının oylanmasını talep etmesinin ardından ABD bu metni gündeme getirdi.

ABD, Cezayir'in hazırladığı ve ateşkes çağrısı içeren karar tasarısını da veto edeceğini açıklamıştı.