27.12.2023 - 14:51 | Son Güncellenme:
İsrail'in Gazze'yi işgal ettiği savaşta seksen ikinci gün... Bütün gelişmeleri dakika dakika canlı blog sayfasına taşıyoruz.
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail güçlerine düzenlediği saldırılara dair yeni görüntüler paylaştı. Kassam Tugayları, İsrail askerlerinin içinde bulunduğu tankları böyle imha etti.
Filistinli gazeteci Hossam Shabat, İsrail istihbaratının kendisine telefonla ulaşarak sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımları silmesini ve Beyt Hanun’dan ayrılmasını istediğini yoksa evini bombalamakla tehdit ettiğini belirterek, ayrılmayı reddetmesinin ardından İsrail’in evini bombaladığını açıkladı.
Filistin Kızılayı'ndan yapılan açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin Han Yunus kentindeki El Emel Hastanesi’nin önündeki binayı vurduğu bildirildi. Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklama ise yerinden edilmiş sivillerin yaşadığı binanın vurulduğu saldırıda şu ana kadar 20 kişinin hayatını kaybettiği, onlarca kişinin yaralandığı aktarıldı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken önümüzdeki hafta tekrar Orta Doğu'ya gelecek. Blinken'ın burada İsrail, Batı Şeria, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Katar'ı ziyaret etmesi bekleniyor.
İran Devrim Muhafızları tarafından yapılan açıklamada Hamas'ın 7 Ekim saldırısının ABD tarafından 3 Ocak 2020'de öldürülen Kasım Süleymani'nin ölümüne verilen tepkilerden biri olduğu öne sürüldü. Tahran yönetimi bu açıklamanın yanı sıra Aksa Tufanı operasyonunun Süleymani'nin hayatını kaybetmesine yönelik bir misilleme olduğunu iddia etti.
ABD'nin bu saldırısı 'terör eylemi' olarak nitelendiren İran kanadına ise Hamas şu sözlerle yanıt verdi:
"Hamas, İran Devrim Muhafızları Sözcüsü Tuğgeneral Ramazan Şerif'in Mescid-i Aksa Tufanı operasyonu ve gerekçelerine ilişkin yaptığı açıklamaları reddediyor. Biz, Aksa Tufanı operasyonlarının gerekçelerini defalarca açıkladık. Aynı zamanda Filistin direnişinin siyonistlere karşı yapıldığını ve İsrail'in devam eden saldırgan politikalarına karşı gerçekleştirdiğimizi bir kez daha belirtiyoruz"
Öte yandan savaşın henüz ilk günlerinde ABD medyası Hamas baskınını planlayan ismin bir dönem Ortadoğu'nun en korkulan figürü olan Kasım Süleymani olduğunu yazdı. İran'da rejimin sesi olarak bilinen Kayhan gazetesi de saldırının 7 Ekim baskınının tam üç yıl önce Süleymani tarafından planlandığı belirtti.
Kayhan, söz konusu konusu haberde "Filistin'deki direniş gruplarının bu beş yıllık plana sadık kalması, Süleymani'nin şehadetinin bir meyvesi ve intikamının bir parçası" ifadesini kullandı.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Megazi mülteci kampındaki bir ortaokulu vurması, yeni bir katliama neden oldu.
Yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı ortaokulda en az beş can kaybı var, daha fazla yaralı ise hastanelere taşındı.
Sosyal medyada paylaşılan görüntüler, hastane koridorunda birçok cenazenin olduğunu ve kurbanların yakınlarının gözyaşı döktüğünü gösteriyor.
ABD ordusunun yalnızca 10 saatte Husilerin ateşlediği beş füze ve 12 kamikaze drone'u düşürmesi, dahası Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmak için uçak gemisi USS Eisenhower'dan ilk kez jetlere kalkış emri vermesi dünyanın Babülmendep Boğazı'na kilitlenmesine yol açtı.
Babülmendep Boğazı'nın güneyindeki Cibuti'den bildiren Al Jazeera muhabiri Resul Serdar, halihazırda onlarca kargo gemisinin Cibuti limanlarında mahsur kaldığını aktardı.
Serdar, altı gündür limanda bekleyen gemilerin birçoğunun ne zaman ayrılacaklarına dair bir bilgi sahibi olmadığını da ekledi.
Yemen'in batısını kontrol eden İran destekli Husiler, iki hafta önce İsrail limanlarına uğrayacak bütün gemileri hedef alacaklarını ilan etti. Husilerin Babülmendep Boğazı için getirdiği yeni kurallar nedeniyle gemi trafiği yüzde 35 azalmış durumda.
Birçok nakliye devi ve petrol şirketi, Asya ile Avrupa arasındaki en kısa deniz rotası olan Kızıldeniz, Süveyş Kanalı ve Akdeniz rotasını askıya aldı, gemilerine Afrika kıtasını dolaşma emri verdi.
AFP haber ajansı ise, bugün İsrail'in en güney şehri Eilat açıklarında devriye gezen savaş gemisinin fotoğraflarını servis etti. Kızıldeniz kıyısındaki liman şehri Eilat, savaşın ilk haftalarında Husilerin balistik füzeleri ve kamikaze SİHA'larına hedef olmuştu.
2,3 milyon Filistinlinin sıkışıp kaldığı Gazze Şeridi'ni tecrit etmek için ortaya atılan Rum koridoru planına İsrail ilk onayı verdi.
Gazze'ye deniz koridoru planı, ilk kez Güney Kıbrıs tarafından Kasım ayında dile getirildi, hemen ardından Avrupa Birliği planı destekledi.
Plana göre, Gazze Şeridi'ne gönderilecek yardımlar Güney Kıbrıs'ta toplanacak, denetlenecek ve depolanacak. Toplanan yardımlar İsraliller tarafından denetlenecek. Yardım gemileri ise, adanın güneyindeki Larnaka limanından hareket edecek.
Geçen hafta Güney Kıbrıs'ı ziyaret eden İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, Rum mevkidaşı Constantinos Kombos'la birlikte Larnaka'daki liman ve bir arama-kurtarma koordinasyon merkezini gezdi. İsrailli bakan, Güney Kıbrıs'tan açılacak koridorla yardımların Gazze'ye hızlı bir şekilde ulaşacağını savundu.
Rum bakan Combos ise konuğuna "İlk sefer için yeşil ışığınızı sabırsızlıkla bekliyoruz" diyerek seslendi.
Rumların beklediği yeşil ışık, bugün İsrail tarafından yakıldı. İsrail medyasından Hayom, Tel Aviv yönetiminin Güney Kıbrıs'ın deniz koridoru planına ilk onayı verdiğini yazdı.
İsrail'in Güney Kıbrıs'a prensipte izin vermeyi kabul ettiğini aktaran Hayom gazetesi, planın arkasında İngiltere'nin olduğunu kaydetti. Habere göre, İsrail Dışişleri Bakanı Cohen İngiliz ve Güney Kıbrıslı mevkidaşlarına ilk onayın verildiğini iletti.
Koridorun hazırlıkların tamamlanmasıyla hayata geçmesi bekleniyor ancak bazı soru işaretleri var. Gazze'deki limanların büyük yardım sevkiyatlarının üstesinden gelip gelemeyeceği bilinmiyor. Zira, İsrail'in on iki haftası dolmak üzere olan savaşta harabeye çevirdiği Gazze Şeridi'nde limanları da bombaladığı bir sır değil.
İsrail'in skandal planı hızlandırmasının ana amacı ise, Gazze ile arasındaki geçişleri tamamen bitirip Akdeniz kıyı şeridini dünyadan tecrit etmek.
Gazze ile Güney Kıbrıs limanı Larnaka arasında yaklaşık 400 kilometre mesafe bulunuyor.
60 yıllık İsrailli kahve firması, Türk kahvesinin adını gelen baskılar nedeniyle değiştirdi. Şirketin CEO'su ise konuyla ilgili skandal bir açıklamada bulundu.
Bir haftalık geçici ateşkesin Aralık ayının ilk günü sona ermesiyle, İsrail ordusu yeniden Gazze'ye saldırdı. Ancak İsrail'in Gazze işgalinde özelilkle geçici ateşkesten sonra verdiği kayıplarda ciddi bir artış var.
Geride kalan 27 günde yaklaşık 100 İsrail askeri Gazze'deki çatışmalarda Filistinli gruplar tarafından öldürüldü. Öldürülenler arasında bir albay, bir yarbay, binbaşılar, teğmenler ve diğer rütbeli askerler dikkat çekici.
Al Jazeera televizyonunun deneyimli muhabiri Alan Fisher, bu sabah itibarıyla ölen İsrail askeri sayısının 164'e çıktığını hatırlatıp Gazze'deki kayıpların Başbakan Binyamin Netanyahu üzerindeki baskıyı kesinlikle artırdığını bildiriyor.
Asker ölümlerinin çoğunun ateşkesin sona ermesinin ardından gerçekleştiğini vurgulayan Fisher, "İnsanlar sorular soruyor. İsrailliler, ordunun hedefinin Gazze'deki rehineleri serbest bırakmak olup olmadığını, operasyon sürerken kaç İsrail askerinin daha öleceğini merak ediyorlar" diyor.
Hizbullah ile İsrail ordusu arasındaki çatışmalar son haftalarda şiddetlenirken, İsrail savaş uçaklarının hava saldırısı Lübnan'daki Bint Cubayl ilçesinde üç kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı.
Lübnanlı yetkililer, İsrail sınırına dört kilometre mesafedeki Bint Cubayl'da bir kişinin de yaralandığı bilgisini verdi.
Lübnan resmi haber ajansı, ölümcül saldırıda İsrail savaş uçaklarının bir binayı vurduğunu bildirdi.
İsrail ordusundan saldırıya dair bir yorum yok.
İsrail medyası ise, 2006'daki savaş sırasında büyük bölümü yok edilen Bint Cubayl'ın Hizbullah'ın kalesi olduğunu savundu.
Gazze'deki savaştan bir gün sonra, 8 Ekim tarihinde başlayan Hizbullah-İsrail çatışmasında Lübnan tarafında 150 can kaybı var. Hizbullah 120'den fazla üyesinin öldüğünü açıkladı, yaşamını yitirenler arasında onlarca sivil ve gazeteciler de var.
İsrail işgal ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta gece boyu Nasır Hastanesi ve Ürdün sahra hastanesi çevresine saldırdı.
Al Jazeera, bölgeye yoğun ve durmak bilmeyen top atışları yapıldığını bildiriyor. Saldırılar, yerel sakinler arasında ciddi endişeye yol açmış durumda.
Zira, Al Jazeera'ya göre İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyindeki Şifa Hastanesi'ndeki senaryonun aynısını yoğun ateş altında yeniden uyguluyor. Birkaç gün içinde hem Ürdün sahra hastanesi hem de Nasır Hastanesi'ne işgal birliklerinin baskın yapmasından korkuluyor.
Gazze'nin en güneyindeki Refah'taki hava saldırılarında ise insanların yaşadığı birçok bina tamamen enkaz yığınına dönüştü.
Küba lideri Miguel Diaz-Canel, X sosyal platformundan paylaştığı mesajda İsrail'i doğrudan 'terör devleti' olarak tanımladı.
"Terör devleti İsrail'in Gazze'de uyguladığı soykırım tüm insanlık için bir aşağılanmadır. Cezadan muaf olma ne kadar sürecek, cinayeti serbest bırakan alışkanlık ne kadar sürecek? Hiçbir zaman bigane kalmayacak Küba, Filistin için yeniden ve yeniden sesini yükseltiyor" diye yazan Diaz-Canel, özellikle İsrail'in dokunulmazlığını sorguladı.
Gazze'nin karadan işgalinde iki ay tamamlanmak üzere, İsrail ordusunun kayıpları resmi açıklamalara göre 164'e ulaştı.
İsrail ordusu bu sabah aralarında bir teğmenin de bulunduğu üç askerin Gazze'deki çatışmalarda öldürüldüğünü duyurdu.
ABD Başkanı Joe Biden ile Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad el Tani, Gazze'deki son durumu ele aldıkları bir telefon konuşması gerçekleştirdi.
Körfez ülkesi Katar, Gazze'de şimdiye kadar ilan edilebilen tek ateşkeste kilit arabulucuydu.
Beyaz Saray, telefon görüşmesinde Hamas'ın elindeki rehinelerin serbest bırakılması için acil bir çaba sergilenmesinin konuşulduğunu açıkladı.
Doha ise rehine takasının yanı sıra nihai amacı kalıcı ateşkes olan ortak arabuluculuk girişimlerinin gündeme geldiğini duyurdu.
7 Ekim'de başlayan savaşın Orta Doğu'ya yayılma ihtimali her geçen gün tırmanıyor.
İsrail Gazze'yi bombardımana tutarken Lübnan'ın en büyük askeri gücü Hizbullah'ın kuzeyden yeni bir cephe açmasından korkuyordu. Hizbullah ve İsrail ordusu 8 Ekim'den bu yana sınırda çatışıyor ve çatışmalar şimdilik geniş bir alana yayılmadı.
Savaştaki yeni cephe, İsrail ve kimsenin beklemediği bir yerden, güneyden açıldı. Yemen'in batısını kontrol eden Husiler, İsrail'in en güneyinde yer alan Eilat şehrine balistik füzeler fırlattı. 1700 kilometre mesafedeki turizm şehri Eilat'a ayrıca çok sayıda kamikaze drone gönderen Husilerin bir sonraki adımı, Kızıldeniz'den geçen bir İsrail gemisine el koymak oldu. İran destekli grup Kızıldeniz ile Umman Denizi'ni birbirine bağlayan Babülmendep Boğazı'nda birçok İsrail gemisini de füzeler ve drone'larla vurdu.
Husilerin Aralık ayı ortasından itibaren İsrail gemilerinin yanı sıra İsrail limanlarına uğrayan tüm gemilere saldırı başlatması, dünya deniz ticaretini kökünden değiştirdi. Büyük nakliye firmaları ve petrol üreticileri Kızıldeniz-Süveyş Kanalı-Akdeniz rotasını iptal edip gemilerinin Afrika kıtasını boydan boya dolaşacağını duyurdu.
Türkçeyi Gözyaşı Kapısı olan Babülmendep Boğazı dünyanın en tehlikeli su yolu haline gelirken, savaş geçen hafta sonu Hint Okyanusu'na sıçradı. Hindistan'ın 370 kilometre açığında ilerleyen İsrail bağlantılı bir kargo gemisi kamikaze drone tarafından vuruldu.
Müttefikleriyle birlikte Kızıldeniz'de uluslararası bir görev gücü kurduğunu ilan eden ABD ise, 20'den fazla ülkenin yer alacağı koalisyonu henüz hayata geçirebilmiş değil.
ABD ordusu, Salı günü Husilerin Kızıldeniz'de fırlattığı üç gemisavar balistik füze ve iki cruise füzesini düşürdüğünü duyurdu.
ABD'nin Orta Doğu'daki operasyonlarını yürüten Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), yalnızca 10 saatlik dilimde ayrıca 12 Husi drone'nunun da havada vurulduğunu açıkladı. Saldırı dalgası sabah 06.30'da başladı ve 10 saat sürdü.
CENTCOM açıklamasındaki en dikkat çekici bölüm, Kızıldeniz'deki saldırılara USS Labon savaş gemisinin yanı sıra F-18 savaş uçaklarının müdahale ettiğini duyurması.
Resmi açıklamaya göre, Aden Körfezi'nde bulunan uçak gemisi USS Eisenhower'dan havalanan F/A-18 Super Hornet jetleri Husi füzeleri ve silahlı insansız hava araçlarının durdurulmasında rol aldı.
Böylece, Kızıldeniz'deki saldırıların başından bu yana ilk kez ABD ordusu savaş uçaklarını kullanmış oldu.
Babülmendep Boğazı çevresinde adeta yeni bir savaş çıkarken, Washington'dan bildiren Al Jazeera muhabiri Heidi Zhou-Castro ABD'nin ilan ettiği uluslararası koalisyonun hedeflenen caydırıcılığa ulaşmadığı yorumunu yapıyor.
ABD ve müttefiklerinin Kızıldeniz'e savaş gemileri konuşlandırarak Husilerin saldırılarını önlemeyi amaçladığını hatırlatan Zhou-Castro'ya göre, artan saldırılar caydırıcılık hedefinin tümüyle sağlanamadığını gösteriyor.
İsrail ordusunun işgal altında tuttuğu Batı Şeria'da aralıksız baskın düzenlediği Tulkerim'de bu gece yine patlama ve silah sesleri duyuldu.
Al Jazeera, İsrail ordusunun Tulkerim'deki Nur Şems mülteci kampına silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) saldırı düzenlediğini bildirdi. Drone saldırısında en az altı Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda yaralı var.
Al Jazeera muhabiri Hamdah Salhut, İsrail işgal birliklerinin kampı Salı akşam saatlerinden itibaren tamamen kuşatttığını aktardı.
Doğu Kudüs'ten bildiren bir diğer Al Jazeera muhabiri Alan Fisher ise, drone saldırısının ardından İsrail askerlerinin ambulansların Nur Şems kampına girişini uzun engellediğini duyurdu. En sonunda ambulanslar yaralıların yanına ulaşabildi ve ikisi ağır çok sayıda yaralı hastaneye taşındı.
Sabah saatlerinde bile Tulkerim'de halen silah seslerinin duyulduğunu aktaran Fisher, çatılarda İsrail keskin nişancılarının olduğunu da ekledi.
Filistinli yetkililer, Salı günü Gazze Şeridi'ndeki can kaybının 20 bin 915'e çıktığını açıkladı.
İşgalci İsrail ordusu, son 24 saatte 241 Filistinliyi katletti.
Gazze'den Salı günü yine toplu mezar görüntüleri geldi. Kimliği belirlenemeyen 80 Filistinli, Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah’ta bir toplu mezara yan yana defnedildi.
Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas savaşın başlangıcından bu yana ilk kez bir televizyon kanalına konuştu, Gazze Şeridi'ndeki İsrail vahşetinin bir faciadan fazlası olduğunu belirtip Filistin tarihinde eşi olmadığını söyledi.
Bölgenin 'tanınmaz' hale geldiğini vurgulayan Abbas, Batı Şeria’nın da 'her an patlamaya hazır' olduğunu kaydetti.