25.12.2023 - 12:35 | Son Güncellenme:
Kassam Tugayları, İsrail güçlerine düzenlediği saldırılara ait yeni görüntüler yayınladı, ABD'de Savunma Bakanı'nın evinin önünde protesto düzenlendi. Bütün gelişmeleri dakika dakika canlı blog sayfasına taşıyoruz.
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nde İsrail güçlerine düzenlediği saldırılara dair yeni görüntüler paylaştı. Görüntülerde bir Hamas üyesinin İsrail ordusuna ait tankın yanına giderek paletlerine patlayıcı yerleştirdiği görüldü.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 80’inci günde devam ederken, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları da Gazze Şeridi'nde İsrail güçlerine karşılık vermeyi sürdürüyor. Kassam Tugayları’nın yayınladıkları görüntülerde, bir Hamas üyesinin İsrail ordusuna ait tankın yanına giderek paletlerine patlayıcı yerleştirdiği görüldü. Görüntülerde ayrıca, Hamas’ın keskin nişancılarının çok sayıda İsrail askerini etkisiz hale getirdiği, roket saldırılarıyla İsrail askerlerinin ve zırhlı araçlarının vurulduğu anlar yer aldı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 80 gündür devam ederken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde konuşlandırılan İsrail askerlerini ziyaret etti. Netanyahu yaptığı açıklamada, “Size söyleyeceğim iki şey var: Birincisi güvenliğinizi ve hayatlarınızı korumak için her şeyi yapacağız. Bu görevi tamamlamak istiyoruz ama sizi mümkün olduğunca korumak da istiyoruz. İkinci olarak, durmayacağız. Bu sonuna kadar devam edecek” dedi.
İsrail, Suriye’nin başkenti Şam yakınlarına hava saldırısı düzenledi. İran basını ve güvenlik kaynakları, İsrail saldırısında İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun üst düzey üyesi Seyyid Razi Musavi’nin hayatını kaybettiğini duyurdu. Musavi’nin Suriye ile İran arasındaki askeri ittifakın koordinasyonundan sorumlu olduğu belirtildi.
İsrail ordusundan henüz bir açıklama gelmezken, İsrail bu ayın başında Şam yakınlarına düzenlediği hava saldırısında İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun Suriye’de “askeri danışman” sıfatıyla bulunan iki üyesini öldürmüştü.
Gazze Sağlık Bakanlığı bölgedeki ölü sayısının 20 bin 674'e yükseldiğini bildirdi. Son 24 saatte İsrail saldırılarında 250 kişinin yaşamını yitirdiğini belirten yetkililer yaralı sayısını ise 54 bin 536 olarak güncelledi.
İsrail Başbakanı Netanyahu, Mısır'ın olası bir ateşkesi sağlamak için çalıştığı spekülasyonlarını yalanladı.
Netanyahu konuyla ilgili "Gazze'den yeni döndüm. Durmayacağız mücadeleye devam ediyoruz ve önümüzdeki günlerde mücadeleyi yoğunlaştıracağız" dedi.
İsrail Ekonomi Bakanı Nir Barkat, İsrail ordusunun Gazze'deki faaliyetlerini eleştirdi. Barkat, İsrail ordusunun Gazze'de riske atıldığını belirterek daha fazla hava saldırısı yapmaları gerektiğini öne sürdü.
Kabine toplantısında bu sözlerin ardından gerginlik yükseldi, vekiller arasındaki tartışmayı İsrail lideri Herzog önledi.
Uluslararası deniz ticareti için tehlike arz eden ve sivil gemileri ele geçiren Husiler için ABD donanmasında görev yapmış komutan Tom Sharpe çözüm önerisini sundu. Sharpe'nin önerisi doğrudan yeni bir savaşı işaret etti.
Papa, Hıristiyanlar için özel öneme sahip Beytüllahim’de bugünlerde yaşananlara ve Filistin’deki İsrail saldırılarına da dikkat çekerek "Askeri operasyonların sona ermesi için yalvarıyorum" dedi.
Savaşa "hayır" demek için silahlara "hayır" demek gerektiğini vurgulayan Papa şöyle devam etti:
"Silah üretimi, satışı ve ticareti artarken barıştan nasıl bahsedebiliriz? Sağır edici bir sessizlik içinde, birçoklarının bilgisi olmadan ne kadar çok silahlı katliam yapılıyor! Silah değil ekmek isteyen, geçimini sağlamakta zorlanan, barış isteyen halk, silahlanmaya ne kadar kamu parası ayrıldığını bilmiyor. Ama bilmeliler! Bunu konuşalım, yazalım ki, savaşların kukla iplerini oynatan çıkarları ve kazançları bilsinler."
Lübnanlı silahlı grup Hizbullah, İsrail'in Lübnan sınırı yakınındaki Kiryat Şmona şehrinin doğusundaki Beit Hillel askeri üssünü hedef aldığını ve 'kayıpların doğrulandığını' öne sürdü.
Güney Lübnan'dan, kuzey İsrail'in Yukarı Celile bölgesindeki Sasa yerleşimi çevresindeki İsrail askeri tesislerine sekiz füze fırlatıldı. Grubun yaptığı açıklamaya göre, Bikrat Risha sahasının yakınındaki İsrail askerleri de saldırıdan etkilendi.
İsrail ordusu da gece boyunca Lübnan'a bir dizi hava saldırısı düzenledi. Bu sabah ise, Hizbullah'a ait olduğunu ileri sürdüğü askeri altyapı ve bölgelere hava saldırıları düzenledi.
Filistin'in resmi haber ajansı Wafa, İsrail güçlerinin Batı Şeria'da bir tarım tesisini yerle bir ettiğini yazdı. Wafa'ya konuşan yerel kaynaklar inşaatı devam eden tesisin buldozerlerle yıkıldığını kaydetti.
Yatta bölgesinde ise İsrail, çocuklar için inşa edilen bir okul yapımını durdurdu.
İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, İsrail'deki iki Birleşmiş Milletler (BM) personelinden birinin oturum izini iptal etti, bir diğerinin ise uzatılmaması talimatını verdi. BM'nin Hamas'ın saldırısı sonrası aldığı tutumu 'Utanç verici' olarak nitelendiren Cohen "Hamas propagandaları ile işbirliği içinde olanlarla çalışmayacağız" dedi.
Gazze Şeridi'ni işgal eden İsrail ordusu, Batı Şeria'da ise 7 Ekim tarihinden bu yana yüzlerce baskın yaptı.
Öyle ki, İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin toprağı Batı Şeria'daki baskınlar bir haftalık geçici ateşkeste bile durmadı.
İsrail hapishanelerinde tuttuğu 240 Filistinli kadın ve çocuk mahkumu bırakırken, aynı dönemde yüzlerce kişiyi de gözaltına alıp tutukladı.
Geride kalan 80 günde İsrail tarafından hapse atılan Filistinlilerin sayısı binlerle ifade ediliyor.
İsrail işgal birlikleri Batı Şeria'daki baskınlarda 300'den fazla kişi de öldürdü, 3 bin 450 Filistinli de yaralandı.
Batı Şeria'da sıklıkla baskına uğrayan adreslerden biri, Tulkerim kentiydi. İsrail sınırının sıfır noktasındaki Tulkerim'de ölüm ve gözaltıların yanı sıra işgal birlikleri buldozerlerle evleri yıktı, yolları tahrip etti.
Tulkerim'in karşısında yer alan İsrail kasabası Bat Hefer'de yaşayanlar ise, bugünlerde yeraltından kazı sesleri duyduklarını söylüyor.
Tulkerim ve Şuveyka semti ile Bat Hefer arasında yalnızca yüzlerce metre var.
İsrail medyası, kasaba sakinlerinin şikayetleri üzerine daha önce üç kez incelenen bölgenin yeniden denetimden geçirileceğini yazdı.
Kanal 12 televizyonuna konuşan Bat Hefer sakini Glad Ohayon, şikayetlerin bir buçuk yıldır olduğunu söylüyor. Ancak Gazze'deki savaşla birlikte paranoya üst seviyeye çıktı.
Sınırdaki ilk tünel araması bir uzman şirket tarafından yapıldı, taramanın ikincisini İsrail ordusu, üçüncüsünü ise Savunma Bakanlığı gerçekleştirdi.
Yerel konsey, önümüzdeki günlerde iki kez sınır hattında tünel aranacağını açıkladı.
Gazze'yi işgal eden İsrail tarafından en çok arananlar listesinin ilk sırasına konulan Hamas'ın lideri Yahya Sinvar, savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana ilk kez kamuya açık mesaj paylaştı.
Hamas'ın İsrail'e karşı kızgın, şiddetli ve eşi benzeri görülmeyen bir savaşla yüzleştiğini belirten Sinvar, işgal güçlerini ezme yolunda olduklarını kaydetti.
Gazze'yi 2007 yılından bu yana yöneten Hamas'ın işgal şartlarına boyun eğmeyeceğini vurgulayan Yahya Sinvar, İzzeddin el Kassam Tugayları'nın geride kalan 80 günde 1000'den fazla İsrail askerini öldürdüğünü söyledi.
İsrail'in 7 Ekim baskınından sorumlu tuttuğu Sinvar, işgal ordusunun Gazze'de kaybettiği tank ve diğer askeri ekipmana dair bilgiler de verdi.
Baskından bu yana ismi gündemden bir gün bile düşmeyen Sinvar, şimdiye kadar hiç kamuya açık mesaj yayınlamadı.
İsrail medyası, Kasım ayının sonunda gerçekleşen rehine takası sırasında Hamas lideri Sinvar'ın Gazze'deki rehinelerle konuştuğunu yazdı.
İsrail'in Jerusalem Post gazetesi, Gazze Şeridi'ndeki tünellere götürülen rehinelerin Hamas'ın lideri tarafından ziyaret edildiğini aktardı. Hamas'ın serbest bıraktığı rehinelerden biri, Sinvar'ın tünelde yanlarına geldiğini ve rehinelerle konuştuğunu söyledi. Rehinelerin durumunu kontrol için tünele indiğini belirten Yahya Sinvar'ın akıcı şekilde İbranice konuştuğu, haberdeki diğer detaylardan biriydi.
İsrail'de yayın yapan Kanal 12 televizyonu, Yahya Sinvar'ın rehinelerle konuştuğunun İsrail güvenlik birimleri tarafından doğrulandığını aktardı.
İsrail haftalardır her yerde Hamas liderini arıyor. İnsansız hava araçları, elektronik dinleme cihazları ve muhbirler tarafından desteklenen binlerce İsrail askeri, Yahya Sinvar'ı bulmayı denedi.
Yaygın olarak Filistinliler arasında Ebu İbrahim adıyla bilinen Yahya Sinvar'ın İsrail tarafından aranırken tünellerde rehinelerle buluşması, büyük bir sürpriz niteliğindeydi.
İlk kez 19 yaşındayken gözaltına alınan 61 yaşındaki Sinvar, 1988'den 2011 yılına kadar İsrail hapishanelerinde tutuldu. Hamas'ın rehin tuttuğu İsrailli asker Gilad Şalid karşılığında serbest bırakılan 1100 mahkum arasındaydı.
Gazze Şeridi'nin güney sınırında yer alan Mısır, on ikinci haftasına giren savaşta ateşkes için bir formül önerdi.
Yedi ila 10 gün arasındaki ateşkes teklifinde İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumlar karşılığında Hamas'ın elindeki tüm sivil rehinelerin serbest bırakılması yer alıyor.
İsrail'in başkenti Tel Aviv'den bildiren Al Jazeera muhabiri Bernard Smith, teklifte İsrail'in kabul etmesi daha zor birkaç ek unsur olduğunu aktarıyor. Formülde yedi günlük ikinci bir ateşkes karşılığında ise Filistinli diğer mahkumlar karşılığında İsrailli kadın askerlerin serbest kalması öneriliyor.
Bu adımların gerçekleşmesi halinde ise, sırada işgalci İsrail ordusunun Gazze sınırlarına geri çekilmesi ve daha fazla mahkum karşılığında Hamas'ın elindeki tüm askerlerin serbest kalmasını öngören bir ay sürecek müzakereler var.
Bernard Smith, İsrail savaş kabinesinin Mısır'ın teklifini bugün tartışmaya devam edeceğini bildiriyor. Al Jazeera muhabiri, savaş kabinesinin yekpare olmadığını, bir bakanın hükümeti hava saldırıları yerine kara operasyonu yapmakla eleştirdiğini hatırlatıyor.
Kasım ayı sonunda Katar'ın arabulucuğunda gerçekleşen bir haftalık geçici ateşkeste, Gazze'yi yöneten Hamas İsrailli ve yabancı 100'ü aşkın esiri serbest bıraktı. Buna karşılık İsrail hapishanelerinde tutulan 240 kadın ve çocuk Filistinli mahkum özgürlüğüne kavuştu.
İsrail medyası, yeni bir rehine takasında İsrail hapishanelerinde tutulan ve ağır hapis cezaları almış bazı Filistinli mahkumların serbest bırakılmasının gündemde olduğunu yazıyor.
Lübnan'ın en ciddi askeri gücü Hizbullah ile İsrail ordusu arasındaki çatışmalar tırmanıyor.
Lübnanlı sosyal medya hesapları, İsrail savaş uçaklarının Ayta eş Şab kasabası ve çevresini bombardımana tuttuğu görüntüleri paylaşıyor.
İsrail sınırına bir kilometre mesafedeki kasaba, son günlerde özellikle yoğun saldırılara sahne oluyor.
Yayınlanan görüntülerde patlama seslerini gökyüzüne yükselen siyah duman kütleleri izliyor.
Kasabada 2006'daki Hizbullah-İsrail savaşında da bir muharebe gerçekleşmişti.
İsrail ordusu hafta sonu 14 askerinin öldürüldüğünü resmen açıkladı. Hamas'ın siyasi kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları ise, işgal ordusuna vurulan darbenin daha büyük olduğunu söylüyor.
Kassam Tugayları, geçen hafta Perşembe gününden itibaren 48 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu. İşgal güçleri patlayıcıların yanı sıra füzelerle hedef alındı, keskin nişancılar yüzlerce metre uzaklıktan İsrail askerlerini vurdu.
Filistinli grup ayrıca 35 tank ve zırhlı aracın da yok edildiğini ya da hasar gördüğünü kaydetti.
Pazar günü El Magazi mülteci kampında katliam yapan İsrail ordusu, Pazartesi gününün ilk saatlerinde ise Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'u vurdu.
Al Jazeera, Salah ailesine ait bir evin vurulduğu bombardımanda çok sayıda can kaybı olduğunu bildiriyor. Kurbanların çoğu ise kadınlar ve çocuklar.
Kurtarma çalışmaları tüm olanaksızlıklara rağmen devam ettiği için kesin can kaybı henüz belirlenebilmiş değil.
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki El Megazi mülteci kampında Pazar günü birçok evi yerle bir eden İsrail saldırısı, en az 70 can kaybına yol açmıştı.
İlk kez Hindistan açıklarındaki bir tankerin kamikaze drone'la vurulmasıyla, savaş Hint Okyanusu'na taşınmış oldu.
Suudi Arabistan'dan yola çıkan ve Liberya bayrağı taşıyan MV Chem Pluto adlı kimyasal ürün tankerinin varacağı liman, Hindistan'dı. MV Chem Pluto'yu işleten Hollandalı şirketin İsrailli gemi taşımacılığı kralı Idan Ofer ile bağlantısı vardı.
Gemi Hindistan'ın kıyı şehri Veraval'ın yaklaşık 370 kilometre güneybatı açıklarında yerel saatle sabah 10.00 sularında bir silahlı insansız hava aracıyla saldırıya uğradı.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, tankeri hedef alan kamikaze drone'nun İran tarafından gönderildiğini resmen duyurdu.
Washington, Yemen'in batısını kontrol eden Husilerin geride kalan haftalarda gemilere yaptıkları baskın ve saldırıların arkasında İran'ın olduğunu birçok kez yineledi.
Ancak Hint Okyanusu'ndaki vaka Pentagon'un ilk kez doğrudan İran'ı suçladığı saldırı olarak kayıtlara geçti.
Tahran yönetimi Pentagon'un suçlamasına bir yanıt vermeden yeni bir akıllı füzesini tanıttı. İran resmi televizyonunun ekrana getirdiği görüntülerde yer alan Talaiyeh ve Nasır seyir füzeleri vardı.
Hint Okyanusu yakınındaki İran deniz üssü Konarak'a getirilen füzelerden Talaiyeh, 1000 kilometre menzile sahip.
İran ordusu, 'tamamen akıllı' füzelerin ateşlendikten sonra hedef değiştirebileceğini savunuyor.
Nasır füzesinin menzili ise 100 kilometre ve savaş gemilerine konuşlandırılabiliyor.
Tahran yönetimi, daha önce de menzili 2000 kilometreyi bulan birden fazla füzeyi duyurmuştu. Söz konusu füzeler İsrail'e ve Orta Doğu'daki ABD üslerine ulaşabiliyor.
RESMEN YALANLADILAR
İran, bugün öğle saatlerinde yaptığı açıklamayla ABD'nin suçlamalarını reddetti. Tahran yönetimi, Washington'ın suçlamalarının mesnetsiz olduğunu kaydetti.
Amerikalılar ise, Yemen'deki Husiler, Lübnan'daki Hizbullah ile Irak ve Suriye'deki milis güçlerinin İran tarafından silahlandırıldığını, özellikle kamikaze drone ve füzeler gibi silahların Tahran yönetimi tarafından sağlandığını belirtiyor.
Husilerin Kızıldeniz ile Aden Körfezi arasındaki Babülmendep Boğazı'ndaki gemi saldırıları, ABD'yi uluslararası bir koalisyon kurmaya itti. Dünya gemi taşımacılığının rotasını değiştiren saldırılar üzerine ilan edilen görev gücünden, ABD'nin bazı Avrupalı müttefikleri daha sonra çekildi.
Hafta sonu 14 askerin Gazze'deki işgalde öldürüldüğünü duyurarak İsrail'de şok etkisi yaratan ordu, bu sabah iki askerin daha kimliğini açıkladı.
Resmi açıklamaya göre, başçavuş ve çavuş rütbesindeki askerler Pazar günü gerçekleşen çatışmalarda öldürüldü. Bir asker ise ağır yaralı halde hastaneye taşındı.
Böylece 31 Ekim tarihinde başlayan Gazze'nin kara işgalinde İsrail'in kaybı 156 askere çıktı.
İsrail ordusunun hafta sonu 14 askerin birden öldürüldüğünü duyurması, büyük baskı altındaki Binyamin Netanyahu hükümetini iyice köşeye sıkıştırmış oldu. Netanyahu, basın toplantısında savaşın kendilerine 'ağır bir bedeli olduğunu' söylemek zorunda kaldı.
Filistinli grupların sıklıkla pusuya düşürdüğü işgal birliklerinin hafta sonu duyurduğu ölü listesinde, bölük komutanı olan bir yüzbaşı da vardı.
Kızıldeniz'deki Husi saldırıları dünya ticaretinin rota değiştirmesine yol açtı. Yemen'in batısını kontrol eden Husiler önce İsrail'in en güneyindeki şehri Eilat'a balistik füzeler ateşleyip kamikaze drone'lar gönderdi. Husilerin bir sonraki adımı İsrail'e ait bir kargo gemisine el koyup diğer gemilere de saldırmak oldu. İran destekli grubun nihai hamlesi ise, İsrail limanlarına giden bütün gemileri hedef almasıydı.
Süveyş Kanalı, birkaç hafta önce Asya ile Avrupa arasındaki en hızlı deniz yoluydu ama artık değil. Kızıldeniz ile Aden Körfezi arasındaki 32 kilometre genişliğe sahip Babülmendep Boğazı, Süveyş Kanalı rotasını halihazırda dünyanın en tehlikeli su yolu haline getirdi.
Birçok uluslararası şirket ve petrol devleri, sevkiyatlarını artık Kızıldeniz rotasından yapmıyor. Kargo gemilerinin yeni rotası, Afrika kıtasını dolaşıp Atlas Okyanusu'ndan Avrupa limanlarına ulaşmak.
MSC, Evergreen Line, Maersk, CMA-CGM gibi dünyanın en büyük denizcilik şirketlerinin yanı sıra BP gibi petrol devleri de, gemilerinin rotasını Ümit Burnu'na çevirdi. Afrika kıtasının tamamen dolaşılması, en az 6 bin 500 kilometrelik ek mesafe demek. Bu da, nakliye süresini yaklaşık iki hafta artıracak ve şirketlere milyonlarca dolara mal olacak.
Kızıldeniz ile Akdeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı idaresi, şimdiden onlarca geminin Babülmendep yerine Ümit Burnu'na doğru seyrettiğini duyurdu.
Neredeyse 100 yıl sonra yeniden ticaretin ana rotası haline gelen Ümit Burnu, Afrika kıtasının en güney ucu. Yüksek dalgalar nedeniyle gemi mezarlığı olarak bilinen Ümit Burnu'na yönelen son şirket, Çinli otomotiv üreticisi Geely oldu. Geely, elektrikli araçlarını Avrupa'ya göndermek için Umman Denizi, Aden Körfezi, Kızıldeniz ve Akdeniz güzergahını kullanıyordu. Şirket, yeni rotayla birlikte araç satışlarında bazı gecikmeler yaşanabileceği uyarısını yaptı.
Kızıldeniz rotası, özellikle petrol ve sıvılaştırılmış doğal gazın (LNG) taşınmasında önem taşıyor. Deniz taşımacılık sektöründe uzman analiz şirketi Vortexa'ya göre, 2023'ün ilk yarısında Süveyş Kanalı'ndan günde yaklaşık dokuz milyon varil petrol nakledildi.
S&P Global Market Intelligence'den uzmanlar, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'ya ithal edilen malların yaklaşık yüzde 15'inin Asya ve Körfez üzerinden deniz yoluyla gönderildiğine işaret ediyor. Rafine petrolün yüzde 21,5’i ve ham petrolün yüzde 13’ü de buna dahil.
Ancak sorun sadece petrol değil. Konteyner gemileri, mağazalarda satılan her türlü tüketim ürününü bu rotadan taşıyor. Denizcilik uzmanları, Türkçesi Gözyaşı Kapısı olan Babülmendep Boğazı'nın devre dışı kalmasıyla küresel tedarik zincirinin ciddi şekilde etkileneceğini söylüyor. Uzmanlara göre, global ticaretin yüzde 12'sinin güzergahı olan Babülmendep Boğazı'ndan bir yılda 1 trilyon doları ürün taşınıyor.
Gazze'yi yerle bir eden İsrail'e doğru Çin'den yola çıkan gemiler, Ümit Burnu'ndan Akdeniz'e ulaşmak için 11 bin kilometreden fazla mesafe kat etmek zorunda. Çin'den İsrail'e nakliye fiyatları ise, son iki ayda yüzde 46 arttı.
Peki, Kızıldeniz'deki yeni tablo İsrail dışında en çok hangi ülkeye ekonomik hasar verecek? Washington'daki Ulusal Savunma Üniversitesi'nden David Des Roches, en büyük kaybedenin Mısır olduğunu söylüyor. Roches'e göre, ABD liderliğinde Kızıldeniz'de kurulacak bir 'koalisyon' deniz ticaretini tekrar istikrara kavuşturabilir.
Al Jazeera'ye verdiği demeçte Roches, "Organize bir sistem sayesinde ticari gemiler Süveyş Kanalı'ndan geçerek Kızıldeniz'de koalisyonla bağlantı kuracak. Daha sonra Babülmendep Boğazı'ndan bu koalisyonun koruması altında geçebilecekler" dedi ve ekledi:
"Burada en büyük kaybeden Mısır olacak. Kahire, Süveyş Kanalı'ndan elde ettiği döviz gelirinin yüzde 30'unu kaybedecek."