19.11.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Nisan ayında barış müzakerelerinin çökmesi, üç İsrailli yerleşimcinin öldürülmesi, Gazze’ye İsrail saldırısı ardından da El Aksa yasağıyla tırmanan İsrail-Filistin krizi; kanlı bir saldırıyla derinleşti. İsrail’in başkent kabul ettiği Kudüs’te satır ve silahlı iki Filistinli bir sinagoga saldırdı. Saldırganlar Kudüs’ün batısındaki ultra-Ortodoks mahallesindeki Kehillat Bnei Torah sinagogunun içerisine girdi. Yaklaşık 25 kişinin dua ettiği sırada iki kişinin içeri girdiğini aktaran görgü tanığı Yosef Posternak, “Kafamı kaldırdım ve insanların rastgele ateş açtığını gördüm. Sonra elinde kasap bıçağı gibi bir aletle biri geldi, çıldırmış gibiydi” dedi. Doğu Kudüslü iki saldırgan, ABD vatandaşı Haham Moshe Twersky’nin yanı sıra adı açıklanmayan iki ABD vatandaşı ve bir İngiltere vatandaşını öldürdü. Terör eyleminde en az sekiz kişi de ağır şekilde yaralandı.
Abbas kınadı
Saldırıyı Marksist-Leninist Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) üstlendi. Hem Batı Şeria hem de Gazze’deki hükümetlere karşı olan FHKC, saldırıyı ‘kahramanca bir operasyon’ olarak niteledi. Filistin radyolarında ‘şehit’ olarak anılan saldırganların kuzen oldukları; adlarının Hasan ve Uday Ebu Cemal olduğu duyuruldu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te şiddeti tırmandırmakla itham ettiği Filistin Devlet Başkanı ve El Fetih lideri Mahmud Abbas ve Hamas’ı suçlayıp ‘sertlikle cevap verileceğini’ belirtti. Abbas saldırıyı kınarken Hamas sözcüsü Sami Ebu Zuhri ‘intikam operasyonlarının devamı’ için çağrıda bulundu.
Çavuşoğlu: Kabul edilemez
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry saldırıyı ‘insan davranışına sığmayan saf bir kötülük’ olarak tanımlarken AB terör saldırısı diye niteleyerek kınadı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Finlandiyalı mevkidaşı Erkki Tuomioja ile Ankara’da gerçekleştirdiği basın toplantısında, “Kutsal mekanlara yapılan saldırıyı nereden gelirse gelsin, hangi dine ait olursa olsun kabul etmemiz mümkün değil” diye konuştu.
18 yaşın üstündeki Müslüman erkeklerin İslam’ın en kutsal üçüncü mekanı Mescid-i El Aksa’ya girmesinin haftalarca yasaklanması, Doğu Kudüs’te yaşanan çatışmalar ve İsrail’in yeni yerleşim planları dini gerilimi artmıştı. Karşılıklı intikam saldırıları Yahudiler ve Filistinliler arasındaki kutuplaşmanın yanı sıra nefret söylemlerini ve saldırgan dili alevlendirmişti.