25.02.2023 - 15:51 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Türkiye, deprem kuşağında bulunan bir ülke olduğu gerçeğini 6 Şubat gecesi acı bir deneyimle bir kez daha hatırladı. Kahramanmaraş'ta gerçekleşen 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremler 11 ilde büyük yıkıma ve can kaybına sebep oldu. Depremin çok geniş bir alanda etkili olduğunun anlaşılmasının ardından, Türkiye 4. seviye acil durum ilan ederek uluslararası yardım çağrısında bulundu ve bu çağrı kısa süre içinde uluslararası toplumda karşılık buldu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’ye yaşadığı felaketten ötürü yardım teklifinde bulunan ülke sayısının 102 olduğunu, bunlardan 88 ülkenin sahada bizzat yardımda bulunduğunu açıkladı. Yardım gönderen ülkelerden birisi de Kazakistan oldu.
Resmi verilere göre en az 13 buçuk milyon kişiyi etkileyen depremlerden sonra yapılan uluslararası yardım çağrısına Kazakistan ilk dönüş yapan ülkelerden birisi oldu. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'in arama-kurtarma ekiplerine verdiği talimatın ardından Kazak arama kurtarma birimleri, yardım görevlilerini ve yardım malzemelerini taşıyan ilk uçak, toplamda 41 kişiyle Kazakistan’dan havalandı ve Türkiye’ye hareket etti. Kazakistan, 8 Şubat’ta 60 kişilik bir arama kurtarma ekibini de afet bölgesindeki çalışmalara katılması için Türkiye’ye gönderdi.
NURDAĞI’NA YARDIMA KOŞTULAR
Kazakistan’dan gelen arama kurtarma ekipleri, Türkiye’ye ulaştıktan kısa süre sonra depremde ciddi yıkıma uğramış olan Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde çalışmalara başladı. Zamana karşı yarışan ekip, 11 kişiyi enkaz altından çıkardı ve sahada kurduğu acil tıp merkezinde toplamda 90 kişiye tıbbi yardım sağladı.
Kazak arama kurtarma ekipleri, Nurdağı bölgesine ulaştıkları günün akşam saatlerinde enkaz altında kalan depremzedelerle ilk kez temas sağladı. Ekipler, enkaz altında yardım isteyen iki kadının sesini duyduklarında 6 katlı bir binadan geriye kalan yıkıntılar arasında çalışıyordu. Kazakistan’dan gelen ikinci arama kurtarma biriminin lideri Ruslan Soyko, enkaz altında kalan ilk kişiyi tespit ettikleri anda yaşananları şöyle anlattı:
“Yıkıntılar üzerinde keşif yapmaya ve yaşam belirtisi aramaya devam ediyorduk ve tam da bu sırada iki kadının sesi duyduk. Ekibimize yardım eden tercümanın yardımıyla enkaz altında kalan kadınlarla iletişim kurduk. Bize nerede olduklarını ve ne durumda olduklarını anlatmaya başladılar. Normalde binanın ikinci katında yaşadıklarını söylediler ancak bina çökünce bodrum katına düştüklerini ve orada yaşam üçgeni sayesinde hayatta olduklarını söylediler. Uzun uğraşlar sonucunda 93. saatte anne ve kızı olduğunu öğrendiğimiz 2 kadına kısa süre içinde ulaştık. Bizi ilk gördüklerinde çok heyecanlandılar ve bizden su istediler."
Soyko, anne ve kızı kurtarmaya çalıştıkları sırada bir kişiyi daha tespit ettiklerini dile getirerek, “Kadınlara ulaşmaya çalıştığımız sırada bodrum katında bir kişinin daha nefes aldığını tespit ettik. Çalışmalarımızı yaşam belirtisi aldığımız yere yoğunlaştırdığımızda kolu ve bacağı bir kapıya sıkışmış olan 60’lı yaşlarda bir adamı daha bulduk. Onunla bir türlü sağlıklı iletişim kuramıyorduk fakat sonradan kurtardığımız adamın sağır ve dilsiz olduğunu öğrendik. Adamı çıkardıktan sonra hızlıca sağlık ekiplerine teslim ettik” dedi.
'BAZI OLAYLAR BİZİ MUCİZELERİN GERÇEK OLDUĞUNA İNANDIRDI'
Acı ve yıkımın olduğu afet bölgesinde Kazak kurtarma ekibinin umutları yeşerten tek şey, enkaz altında yaşama tutunan insanları bulup kurtarmak oldu. Kurtarma ekibinin üyelerini zihinsel olarak en çok zorlayan anlarsa, enkaz altında cansız bedenler çıkarmaktı. Toplamda 11 kişiyi enkaz altından canlı şekilde çıkaran Kazakistan kurtarma ekipleri, enkazlardan 10’u çocuk toplamda 88 kişinin ise cansız bedenini çıkardı.
Kurtarma ekibinde görevli olan Sergei Tarynin, umutsuz hissettikleri anlarda yaşanan bazı olayların kendilerine umut olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Bizim Türkiye’deki hikayemiz sadece acı anılardan oluşmuyor. Bazı yaşananlar bizi mucizelerin gerçek olduğuna inandırdı. Çalışmalarımızı tamamlayıp ayrılmak üzereyken yanımıza bir adam yaklaştı ve bize kaybettiği kardeşinin fotoğraflarını gösterdi. Fotoğrafa detaylı baktığımızda çok şaşırdık çünkü gördüğümüz adam bizim enkazdan çıkardığımız insanlardan birisiydi. Bu olay beni mucizelerin gerçek olduğuna inandırdı."
Kazakistan yardım ekibinde bulunan Doktor Almagul Aldabekova, kendisi için en zorlu olan durumun yakınlarını kaybeden insanlara haber vermek olduğunu dile getirerek, “Bir anneye oğlunun enkaz altında öldüğünü söylemek çok zor bir durum. Küçük çocukların yakınlarının yasını tuttuğunu görmek yürek parçalayıcıydı” sözleriyle hislerini anlattı.
GÜNLER SONRA PAPAĞAN KURTARDILAR
Sahada çalışma yürüten diğer ekipler gibi büyük fedakarlıkla çalışan Kazakistan kurtarma ekibi, bir yandan daha fazla insanı canlı şekilde kurtarmaya çalışırken, diğer yandan da evi yıkılmış onlarca kişinin enkaz altında kalan anılarına ve eşyalarına ulaşmasına yardım etti.
Ekip üyeleri, “Enkaz altında kasalar, ziynet eşyaları ve basit eşyalar gibi birçok şey çıkardık ve bunları derhal bölgedeki görevlilere teslim ettik. Göçük altından içinde hâlâ yaşayan kuşların da olduğu bir kafes çıkardık. Kafes zarar görmüştü ama içindeki papağanlar yaşıyordu. Kuşları çıkardığımızda sahipleri hemen bizi buldu ve onları teslim aldı” şeklinde konuştu.
Kazakistan’dan gelen kurtarma ekipleri, 18 ve 19 Şubat’ta çalışmalarını tamamlayarak Türkiye’den ayrıldı. Kazakistan’a varan ekip, havalimanında Türkiye’nin Kazakistan Büyükelçisi Ufuk Ekici’nin de aralarında olduğu büyük bir kalabalık tarafından karşılandı. Havalimanında yapılan törende Büyükelçi Ekici, ekibe teşekkür etti ve ekipte görev alarak özverili çalışma sergileyen üç arama kurtarma köpeğine madalya taktı.