24.08.2023 - 10:22 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe
Santral operatörleri suyun boşaltılma işleminin yerel saatle 13.00’te başladığını bildirdi. Tesisin işletmecisi durumunda olan Tepco, radyoaktif suyun boşaltılmaya başlanmasına ait görüntüler yayımladı. Bir Tepco yetkilisi, şirketin Tokyo merkezinden video bağlantısı aracılığıyla yaptığı konuşmada, “An itibarıyla deniz suyu taşıma pompalarına yakın vanalar açılıyor” dedi.
Çin Dışişleri Bakanlığı, suyun boşaltılmaya başlamasının hemen ardından yayımladığı açıklamayla Tokyo yönetimine tepki gösterdi. Açıklamada, Japonya'nın kendi "kendi bencil çıkarları" doğrultusunda hareket ettiği ve insanlara "ikincil zarar" verdiği suçlaması yöneltildi.
Çin, işlemin sınır ötesi etkileri olan büyük bir nükleer güvenlik sorunu olduğunu söyledi. Açıklamada, boşaltma işlemi için "Japon tarafının yaptığı şey, riskleri tüm dünyaya yükleme ve acıyı insanlığın gelecek nesillerine aktarma çabası" ifadelerine yer verildi. İşlemin başladığını vurgulayan Pekin, "Japonya kendisini uluslararası mahkemenin önüne koymuş durumda" dedi.
AFP haber ajansının aktardığına göre Çin, atık su nedeniyle Japonya'dan tüm deniz ürünleri ithalatını askıya aldı. Çin daha önce sadece Fukuşima ve çevresindeki deniz ürünleri ithalatını yasaklamıştı. Çinli yetkililerin kararın "tüketicilerin sağlığını korumak" amacıyla alındığını belirtti.
2011'deki şiddetli deprem ve tsunamide ağır hasar gören Fukişima tesisinde son 12 yılda 1,34 milyon ton, yani 500 olimpik havuzu dolduracak kadar atık su biriktirildi. Filtrelenip deniz suyuyla seyreltilen su, 30 yıl boyunca kademeli bir şekilde okyanusa boşaltılacak.
Japonya, on yılı aşkın süredir tesiste biriken atık suları tanklarda saklıyor, ancak bunun için kullanılan alan giderek daralıyor.
2011 yılında 9 büyüklüğündeki depremin tetiklediği tsunami nedeniyle Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali'nin üç reaktörü sular altında kalmıştı.
Tarihe Çernobil'den sonraki en büyük nükleer felaket olarak geçen kazada radyasyon sızıntısı yaşanmış ve bölgeden binlerce kişi tahliye edilmişti. Hükümetin iki yıl önce onayladığı atık suyu denize boşaltma planı, Asya ve Pasifik bölgesinde endişeye neden oldu.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, Temmuz ayında atık suların çevre ve insanlar üzerinde "ihmal edilebilir" bir etkiye sahip olacağını söyleyerek planı onaylamıştı. Ancak bölgedeki balıkçılar da dahil olmak üzere pek çok kişi, geçimlerinin etkileneceğinden korkuyor.
Tesiste suyu 60'tan fazla radyoaktif maddeden arındırmak için filtreleme yöntemi kullanılıyor. Ancak suyun radyasyondan tamamen arındırılması mümkün değil çünkü hidrojen ve karbonun radyoaktif izotopları olan trityum ve karbon-14'ü sudan arındırmak oldukça güç. Uzmanlar çok düşük düzeyde radyasyon yaydıkları için, büyük miktarlarda tüketilmedikçe bu maddelerin tehlike oluşturmadığına inanıyor.
Greenpeace gibi bazı çevre örgütleri ise filtreleme sürecinin kusurlu olduğunu söylüyor ve önümüzdeki yıllarda "muazzam" miktarda radyoaktif maddenin denizde yayılacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Japonya hükümeti, Pasifik Okyanusu'na atılacak suyun güvenlik standartlarını karşıladığını söylüyor.
Dünyanın dört bir yanındaki nükleer santrallerin düzenli olarak Fukuşima'daki arıtılmış suyun üzerinde trityum seviyelerine sahip atık suyu denizlere boşalttığı belirtiliyor.
Bazı komşu ülkeler ise Japonya'nın planına şiddetle karşı çıkıyor. Çin, Japonya'yı okyanusa "kendine ait kanalizasyon" muamelesi yapmakla suçladı. Hong Kong, bazı Japon gıda ürünlerine yönelik ithalat kısıtlamalarını "derhal devreye sokacağını" açıkladı. Öte yandan planı onaylayan Güney Kore, protestocuları korku tellallığı yapmakla suçladı. Hem Güney Kore hem de Çin, Fukuşima çevresinden balık ithalatını daha önce yasaklamıştı.