Suriye'nin güneyinde Dürzilerin kalesi olarak bilinen El Süveyda'da başlayıp Akdeniz kıyısındaki Tartus'a kadar yayılan protesto dalgası, üçüncü haftasına girmek üzere. 2011'deki isyanın başından beri Şam rejiminin yanında saf tutan kesimler, ekonomik darboğazın katlanılamaz boyutlara ulaşmasıyla sokaklara döküldü.
İlk gösteriler Ürdün sınırına yakın konumdaki El Süveyda'da 17 Ağustos'ta başladı, hükümetin yakıt sübvansiyonlarını kaldırma kararının tetiklediği protestolar kısa sürede başka şehirlere sıçradı. El Süveyda'nın yanı sıra Şam rejiminin gözünü hiçbir zaman üstünden ayırmadığı Dera'da da Beşar Esad aleyhine sloganlar atıldı. Doğu Akdeniz kıyısında Rusya'nın deniz üssüne ev sahipliği yapan Tartus şehrinde de ekonomik darboğaz protesto edildi.
El Süveyda'da Şam rejiminin aleyhine bağıran kalabalık elinde Dürzileri temsil eden renkli bayraklar sallıyordu, 2011'de sıklıkla duyulan 'Git, git, git Esad. Yemek yemek istiyoruz' sloganları atıldı.
Şam rejiminin Süveyda'daki gösterilere şiddetli şekilde müdahale etmediği gözlenirken, batı komşusu Dera'da ise onlarca protestocu gözaltına alındı. Dera, Şam rejiminin gözünde mimli bir şehir. Zira, 2011'de hükümet karşıtı ilk gösterilerin başladığı yer Dera'ydı. Dera'daki protestolar kısa sürede şiddet sarmalına dönüştü ve iç savaşın fitili ateşlendi.
Yeni protesto dalgasının merkez üssü El Süveyda'da gösterilerin on yedinci gününde yine kalabalıklar El Karama meydanında toplandı. Gösteride, 'İnsanlar aç kalınca yöneticileri yerler', 'Mezhepçiliğe hayır', 'Ülkemizi yok edenleri affetmeyeceğiz' gibi pankartlar taşındı.
Yerel kaynaklar, Suriye'deki Dürzi nüfusun çoğunun yaşadığı El Süveyda eyaletinde on yedi gündür art arda protesto gerçekleştiğini, 'Çok yaşa Suriye, Beşar Esad yıkılsın' gibi sloganların atıldığını bildiriyor.
Özellikle Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini yakından izleyen Savaş Araştırmaları Enstitütüsü (ISW), Suriye'deki protestoların önümüzdeki haftalarda genişleyebileceği tahmininde bulundu. Washington merkezli kuruluş, Şam rejiminin devrilmesini isteyenlerin de gösterilere destek verdiğini ve protestoların ivme kazandığını aktardı.
Gösterilerdeki taleplerin ekonomik krizin bitmesinden hızla Beşar Esad'ın iktidardan inmesine dönüştüğünü vurgulayan ISW, Ağustos ortasında 40 dereceyi aşan hava sıcaklıklarının bile meydanlarda toplanmayı engelleyemediğini bildirdi. Süveyda, Dera ve Tartus'un yanı sıra Deyrizor, Rakka, Halep, İdlib ve Rif Şam gibi vilayetlerde de gösteri düzenlendiğini kaydeden ISW, sosyal medyada ise tüm şehirlerden protestoculara destek verildiğini yazdı.
Sekiz vilayet ve 126 noktada gerçekleşen protestoların haritasını da yayınlayan ISW'ye göre, mevcut ivmenin devam etmesi Şam rejimini eski taktiklere dönmeye, yani göstericilere baskı yapmaya sevk edebilir.
Geride kalan 17 günde özellikle Suriye'nin güneyinde protestolar nedeniyle hayatın felce uğradığı yorumunu yapan ISW, atılan sloganlar ve taşınan pankartlarda üç ülkeye mesaj verildiğini aktardı. ISW'ye göre, göstericiler ABD, Rusya ve İran'ın Suriye'den ayrılmasını istiyor.
Beşar Esad'ın henüz protestoları kamuoyu önünde açıkça kabul etmediğini de ekleyen Washington merkezli kuruluş, Suriye liderinin bu yıl ekonomik krizi dindirmek için İran'ın yanı sıra Körfez ülkelerinden de yatırım aradığını yazdı.
Aralık 2022'de yine El Süveyda'da göstericilerin sokağa indiğini, rejim güçlerinin ise şiddetli bir şekilde müdahale ederek protestocuyu öldürüp olayları bastırdığını hatırlatan ISW, halihazırda da Şam rejimini destekleyenlerin protestoların 'demir yumruk'la ezilmesini isteyen çağrılarda bulunduğunu aktardı.
ISW ayrıca, Tartus ve Lazkiye gibi rejimin kalesi olan eyaletlere özellikle dikkat çekip Şam rejiminin tüm vilayetlerdeki gösterileri bastırmak için en sıkı müttefikleri Rusya ve İran'ın desteğine ihtiyaç duyacağı yorumunu yaptı. İran'ın desteklediği milis güçleri Suriye'ye konuşlandırabileceği tahmininde bulunan ISW, daha önceki protestolarda da ortaya çıkan keskin nişancıların yine kullanılabileceğini yazdı.
Ukrayna'da bataklığa saplanan Rusya'nın İran'ınkine benzer bir personel desteği sağlayamayacağının neredeyse kesin olduğunu belirten kuruluş, paralı asker Wagner Grubu'nun Suriye'deki kaderinin ise henüz belirsiz olduğunu da ekledi.