05.02.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Suriye’de ‘isyanın başkenti’ olarak anılan Humus önceki gece korkunç bir katliama sahne oldu. 11 aylık ayaklanmanın en kanlı gününde, Beşar Esad rejimi güçlerinin havan topları, tanklar ve makineli tüfeklerle düzenlediği saldırı sonucu kent savaş alanına döndü, aralarında kadınlar ve çocukların da bulunduğu en az 200 kişi hayatını kaybetti. Yaşananların 1982’de Müslüman Kardeşler’in başlattığı ayaklanmanın rejim güçleri tarafından baştırılması sonucu 20 bin kişinin öldüğü Hama katliamının 30’uncu yıldönümüne denk gelmesi ise acı bir rastlantı oldu. Humus sakinleri ve muhaliflerin haber ajanslarına telefonla aktardıklarına göre bombardıman cuma gecesi saat 02.00 civarında başladı ve cumartesi sabah erken saatlere kadar devam etti.
‘Gökten bomba yağdı’
Dış mahallelerden havan topu yağmaya başlarken yüksek binalardan da makineli tüfeklerle ateş açıldı. Saldırı Humus’un Bab Tadmour, Bab Dreib, Karm el-Şami mahallelerinde eş zamanlı yürütülürken en büyük katliam El Haldiye bölgesinde yaşandı. İçinde ailelerin bulunduğu 36 ev yerle bir oldu, iki cami ve bir hastane yıkıldı. El Haldiye sakinleri, durmaksızın havan toplarının yağdığı cehennem gecesinde evlerinin bodrumlarına ya da alt katlara saklanarak sabaha kadar dayanmaya çalıştıklarını anlattılar.
AP ajansına konuşan Muhammed adlı bir bölge sakini “Evde otururken birden havan topları yanımızdaki evlerin üzerine düşmeye başladı. Saldırıyı provoke edecek hiçbir şey yoktu, gösteri bile yapılmamıştı. Bu tam bir felaket, yaşananları anlabilecek başka bir kelime bulamıyorum” dedi. Ammar adlı bir Humuslu ise “Bunun gibi bir iki gece daha geçirirsek Humus tamamen haritadan silinir. Biz burada katlediliyoruz, Güvenlik Konseyi nerede?” diye seslendi. Adını açıklamayan bir Humuslu ise “Bu akşam 336 patlama yaşandı. Gece boyunca sokaklardan kadın ve çocuk sesleri yükseldi. Kent kanıyor” dedi.
Üç saat süren bombardımanın dün sabaha karşı durmasının ardından Humuslular sokaklara çıkarak yıkık binalar arasında akrabalarını ve yakınlarını aramaya başladılar. Birçok etnik köken ve dini barındıran Humus’ta kilise çanları ve ezan sesleri birbirine karışırken cenaze işlemleri başladı. Suriye Devrimi Genel Komisyonu’ndan Hadi Abdullah, “Yaklaşık 200 şehit kentteki Özgürlük Parkı’na gömülecek” dedi. Humuslular 1300’den fazla yaralı olduğunu, hastaneler ve tıbbi malzemelerin yetersiz kaldığını söylediler.
İlk kim başlattı?
Muhalifler yaşananları ‘rejimin katliamı’ olarak adlandırsa da Humus’taki şiddeti neyin tetiklediği bilinmiyor. Esad yönetimi ise sivilleri taraf değiştiren askerlerin oluşturduğu Suriye Özgür Ordusu’nun öldürdüğünü, yaşananların BM Güvenlik Konseyi’nde görüşülecek olan tasarı öncesinde düzenlenen bir provokasyon olduğunu savundu. El Cezire’nin Lübnan muhabiri Mysa Khalaf de Suriye’deki kaynaklarının Humus’taki bombardımanın taraf değiştiren askerlerin Suriye ordusunun kontrol noktalarına saldırarak 10 askeri öldürmesinin ardından başladığını söylediğini aktardı.
Suriye’de isyanın en kanlı günü yaşanırken BM Güvenlik Konseyi’nde gündem Batı desteği ile Arap Birliği tarafından hazırlanan karar tasarısıydı. Beşar Esad’a yönetimden çekilerek yetkilerini yardımcısına devretmesi çağrısında bulunan tasarı dün oylamaya sunuldu. Ancak beklenen oldu, tasarıya karşı çıkan ve oylamaya geçilmeden önce değiştirilmesini isteyen daimi üye Rusya ve Çin veto yetkilerini kullanarak tasarının geçmesini engelledi. 15 üyenin bulunduğu konseydeki diğer ülkeler ise tasarıya ‘evet’ oyu verdi.
‘Müdahalenin yolunu açar’
ABD, Avrupa ve Arap Birliği’nin üzerinde uzlaşmaya vardığı tasarı, Rusya’dan sert bir muhalefet ile karşılaşmıştı. Tasarının Suriye’de zorla rejim değişikliğine ve Libya tipi bir askeri müdahaleye neden olacağını savunan Rusya değişikler yapılmasını talep ediyordu. Rusya oylamanın ertelenmesini isterken ABD ve Avrupa, Rusya’yı “bahane üretmek ve kabul edilemez öneriler getirmekle” suçlayarak tasarının dün oylanması konusunda diretti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, gün içinde “Eğer Batı Güvenlik Konseyi’nde kendileri adına yeni bir skandal istiyorsa onları durdurmayacağız. Tasarı bize kesinlikle uymuyor” demişti.
Rus bakan Şam’a gidiyor
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Almaya’nın Münih kentinde yapılan güvenlik konferansında Lavrov’u ikna etmek için son bir teşebbüste bulundu. Konferansta bulunan kaynakların AP ajansına aktardıklarına göre ikilinin arasında oldukça “hararetli” bir konuşma geçti. Ancak Lavrov ikna olmadı. Clinton “Aramızdaki farklılıkları aşabilmemizini yolları olduğunu umuyordum ama olmadı” diyerek Suriye’de daha da fazla kan akmasından ve iç savaştan korktuğunu söyledi.
Lavrov karar tasarısının muhalif silahlı gruplardan çok az şey talep ettiğini, Moskova’nın karar tasarısının Suriye’deki siyasi güçler arasındaki ulusal diyalog konusunda önyargılı olduğuna dair endişe taşıdığını söyledi. Lavrov, Suriye salı günü Esad ile görüşmek amacıyla Şam’a gideceğini söyledi. Rus Gizli Servisinin (SWR) Başkanı Mihail Fradkov’un da kendisine eşlik edeceğini belirtti.
Hama’da 20 bin kişi ölmüştü
Suriye’de Hafız Esad yönetimi altında Şubat 1982’de Müslüman Kardeşler’in Hama’da başlattığı ayaklanma, on binlerce kişinin öldüğü bir katliam ile sonuçlanmıştı. Nusayrilerin yönetimdeki ağırlığından rahatsız olan Müslüman Kardeşler, 1970’lerin sonlarından itibaren gerilla savaşına girişti. Baas Partisi üylerinin, hükümet ajanlarının öldürülmesinin ardından Suriye rejimi kente tanklarını gönderdi, işkence, toplu tutuklama ve katliam gibi sert baskılarla karşılık verdi. 26 gün süren baskında en az 20 bin kişi öldü.
Suriyelilerin öfkesi dünyaya taştı
Humus’ta katliam yaşandığı haberleri duyulurken yurtdışında yaşayan Suriyeliler de Şam’ın elçiliklerini hedef aldı. Suriyeliler elçiliklerin camlarını kırdı, binaları talan etti. Suriye’nin Londra Büyükelçiliği önünde toplanan 150 kişi büyükelçiliğe zorla girmek isteyince, 6 kişi gözaltına alındı. Yunanistan’ın başkenti Atina’da da göstericiler sabah erken saatlerde Suriye’nin büyükelçilik binası önündeki nöbetçi kulübesini tahrip etti, araçları yaktı, camları kırdı. Almanya’nın başkenti Berlin’de 20 protestocu mobilyaları talan etti, duvarlara sloganlar yazdı. Mısır’ın başkenti Kahire’de onlarca eylemci elçilik binasını ateşe verdi, binanın alt katları tamamen yandı. Kuveyt’te ise göstericiler ancak havaya ateş açılmasıyla dağıldı. S. Arabistan’da onlarca kişi “Ruhumuz, kanımız şehitlere feda olsun” sloganlarıyla elçiliğe saldırdı.
Tunus Esad rejimini sildi
- Arap Baharı’nın doğum yeri Tunus, Beşar Esad yönetimi ile ilişkisini kesme kararı aldı. Tunus Dışişleri Bakanı Refik Abdülselam, “Tunus, Esad rejiminin tanınmasına son verme işlemlerine resmi olarak başlamıştır. Rejimin düşmesinden başka çözüm yoktur” denildi.
- Arap Birliği’nin vekillerinin oluşturduğu Arap Parlamentosu’nun başkanı Ali el-Salem el-Dekbas ise Tunus’un bu adımının ardından tüm Arap devletlerine Esad rejimi halkın taleplerini yerine getirene kadar Suriye’nin büyükelçilerini sınırdışı etme ve diplomatik ilişkileri kesme çağrısı yaptı.
- Suriye Ulusal Konseyi, ilk defa gösterilere Hıristiyanların da katıldığını açıkladı.
- İngiltere, Fransa ve Almanya katliamı kınayan açıklamalar yayınladı. ABD Başkanı Barack?Obama “Rejimin iktidarını şiddetle devam ettirmeye çalışması zalıflığını gösteriyor” dedi. Esad’ı iktidarı bırakmaya davet eden Obama, ABD’nin Suriye halkının arkasında olduğunu söyledi.
‘Türkiye üzerine düşeni yapacak’
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dün sabah olaylarla ilgili “Umut ederim Suriye halkı bu acıları daha fazla çekmez. Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapacaktır. Nihai hedefimiz, kardeş Suriye halkının kan kaybetmesini engellemek ve onların haklı taleplerinin hayata geçirilmesine katkı sağlamaktır. Bu konuda Türkiye, Suriye halkıyla sürdüregeldiği dayanışmayı devam ettirecektir” dedi. Bakanlıktan yapılan açıklamada da şu ifadelere yer verildi: “Bir ülkenin güvenlik güçlerinin kendi şehirlerini topa tutması o ülkedeki hükümetin yönetme meşruiyetini kaybettiğinin en somut kanıtıdır. Bu katliamı kınıyor ve lanetliyoruz. Humus halkını topyekûn cezalandırmaya yönelik bu acımasız eylem, Suriye yönetiminin içine düştüğü hukuksuzluğun da bir göstergesidir. Uluslararası toplum seyirci kalmamalıdır.” Dışişleri Bakanlığı, BM’de Suriye tasarısının veto edilmesi üzerine dün ikinci bir açıklama yaptı: “Tasarının veto edilmesini teessüfle karşılıyoruz. Geçen ekim ayında başarısızlığa uğrayan süreç sonrasında, sergilenen tüm uzlaşmacı çabalara rağmen tekrar böyle bir noktaya gelinmesi hayal kırıklığımızı daha da artırmaktadır. BM Güvenlik Konseyi’nin uluslararası barış ve güvenliği korumak görevini, bahsekonu vetolar nedeniyle
yerine getiremeyecek olmasını esefle karşılıyoruz.”
6 bin
BM’ye göre Suriye’de mart ayında başlayan ayaklanmada bugüne kadar
6 bin kişi öldü. En az 5 bin kişinin de tutuklandığı düşünülüyor.
99
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre Humus’taki olaylarda 99 kadın ve çocuk öldürüldü.
237
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi önceki gece
237 kişinin öldürüldüğünü açıkladı. Muhalifler bu sayının 400 olduğunu söylüyor.