10.02.2023 - 14:40 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Kahramanmaraş'ta enkaz altında can veren kızının elini bırakamayan baba Mesut Hançer'in fotoğrafı, tüm dünyayı ağlattı. Sosyal medyada on binlerce kez paylaşılan ve milyonlarca görüntülenen kareyi çeken uluslararası haber ajansı AFP, 'Türk babanını acısı deprem trajedisinin sembolü oldu' başlığıyla bir haber servis etti.
"Türkiye'deki depremin tarifsiz acısını özetleyen bir andı: Bir baba 15 yaşındaki kızının elini tutuyor; beton bloklar altında ezildikten sonra görünen tek şey" cümlesiyle başlayan haberde, baba Mesut Hançer'in bir zamanlar evi olan enkazın başında, dondurucu soğukta, dünyadan habersiz ve kederlere gark olmuş halde oturduğu belirtildi.
Baba, 15 yaşındaki kızı Irmak yaşamını yitirmesine rağmen elini bırakmayı reddediyordu. Fotoğrafı çeken AFP'nin tecrübeli foto muhabiri Adem Altan, deprem olur olmaz koştuğu Kahramanmaraş'ta sessizce yas tutan Mesut Hançer'i gördüğünü ve gözlerini alamadığını söylüyor.
Yaklaşık 60 metre uzaklıktan babayı kadrajına aldığında, hassas bir andı. Baba Hançer Altan'ı kovmak yerine yanına çağırdı, "Çocuğumun fotoğraflarını çek" dedi, titreyen bir sesle.
Foto muhabiri Altan, "Fotoğrafı çekerken çok üzgündüm. Kendi kendime 'Ne büyük acı' diye tekrarlayıp durdum. Gözyaşlarımı tutamıyordum" diyor.
AFP, babanın tuttuğu yası dünyanın ve ülkesinin görmesini istediğini ve bunun gerçekleştiğini yazdı. Dünya çapında ses getiren kareler, Wall Street Journal'dan Financial Times'a birçok büyük yayın kuruluşu tarafından ilk sayfadan verildi.
AFP foto muhabirinin kendi adını ve kızının ismini sorması üzerine baba Hançer güçlükle konuştu. Adem Altan, "Ağzından kelimeler güçlükle çıkıyordu, bu yüzden onunla fazla konuşamadım" diyerek yaşadıklarını anlatıyor.
Alman Bild gazetesi ise, kızını toprağa veren acılı baba Mesut Hançer'le kısa bir röportaj gerçekleştirdi. Kapıçam Mezarlığı'nda babayı gördüğünü ve halen fotoğraftaki turuncu montu giydiğini aktaran Bild muhabiri Hamdi Gökbulut, şöyle devam ediyor:
"Düz bir tahta direk, kızının mezarını işaretliyor. Kızının adı '380' numarasının altında güç bela okunabiliyor: Irmak."
Baba Mesut Hançer, deprem meydana geldiğinde yaşadıklarını şu cümlelerle anlattı:
"Yer sarsıldığında fırında çalışıyordum. Eşimi aradım. Bana kendisi, iki kızımız ve oğlumuzun güvende olduğunu söyledi."
Ancak en küçük kızı o gece evde değildi. Kuzenleri Kahramanmaraş'a gelen Irmak, onlarla birlikte babaannesinde kalmak istedi. Ve kanepede uyudular.
Mesut Hançer, "Babaannesini aradığımda kimse yanıt vermedi. Koştum. Bir yandan Allah'a yalvarıyordum, 'Lütfen evimiz sağlam olsun.' Prensesimi çıplak ellerimle çıkarmak istedim ancak en sonunda onu enkaza bırakmak zorunda kaldım" diyor.
Bild muhabiri, babayla birlikte mezarlıktan enkazın yanına geri döndüklerini, 10 katlı binadan geriye molozların ve yaşamını yitiren kurbanların kaldığını ekledi.