22.08.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
Dünya Sağlık Örgütü geçen hafta, Afrika’da yayılmaya devam eden M-çiçeği salgını nedeniyle “küresel acil durum” ilan etmişti. Hastalıkla ilgili bir gelişme de Arjantin’de yaşandı.
Arjantin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Arjantin’in iç kesimlerdeki Rosario tahıl limanı yakınlarında bulunan bir gemide, Hindistan uyruklu bir kişide “ağırlıklı olarak göğüs ve yüzde kist benzeri deri lezyonları” görüldü. Söz konusu kişi, mürettebattan izole edildi. Bakanlık, şüpheli vakanın ardından Halk Sağlığı Acil Durum Protokolünü etkinleştirildi. Santa Fe eyaletinde bulunan San Lorenzo limanına giden gemi, Parana Nehri’ne demir atmak zorunda kaldı.
Arjantin’de daha önce sekiz M-çiçeği vakası tespit edilmişti ancak bu vakalar Klad 1b adı verilen yeni varyanttan değildi.
Tayland’da bir vaka
Tayland’da da yurt dışından gelen bir kişide M-çiçeği tespit edildiği bildirildi. Bangkok Post’un haberine göre, Hastalık Kontrol Departmanı Genel Müdürü Thongchai Keeratihattayakorn Avrupalı hastanın Afrika kıtasından Tayland’a geldiğini belirtti. Thongchai, Klad 1b varyantından şüphelendiklerini kaydetti. Thongchai, hastada bu varyantın tespit edilmesi halinde, bunun ülkedeki ilk Klad 1b vakası olacağını söyledi. Ülkedeki Klad 2 varyantının ilk kez 2022’de tespit edildiğini belirten Thongchai, şimdiye kadar bu varyanttan yaklaşık 800 vakanın kayda geçtiğini ve bunların 140’ının bu yıldan olduğunu anlattı.
Prof. Dr. Taşova: Kovid-19 gibi olmaz
Çukurova Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yeşim Taşova, M-çiçeğinin yeni bir hastalık olmadığına dikkat çekerek genellikle iki-dört hafta içerisinde kendiliğinden iyileşen hastalığın bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda ağır tablolar oluşturduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Taşova, “2023 salgınında tüm grupların etkilenmesi, daha hızlı yayılım olması ve daha yüksek oranda ölüm görülmesi nedenleriyle kaygılar artmıştır. M-çiçeği hastalığının belirti ve bulgularının belirgin olması, nadiren belirtisiz enfeksiyon yapması, yakın ve uzun süreli temasla bulaşması, DNA virüsü olduğundan daha az mutasyon geçirmesi ve Kovid-19’daki gibi yeni varyantların çıkmaması, esas olarak solunum yoluyla bulaşan bir virüs olmaması gibi özelliklerden dolayı Kovid-19 benzeri bir büyük salgın yapması beklenmemektedir” dedi.