27.11.2022 - 17:25 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe milliyet.com.tr
31 Aralık 2019 tarihinde dünyaya koronavirüs salgınını ilan eden Çin, yeryüzü salgınla kırılırken günlük 100'lerle ifade edilen vaka sayıları bildiriyordu. ABD'den Brezilya'ya, Hindistan'dan İngiltere'ye her gün binlerce insan Covid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybetti.
Pandeminin ilk yılı dolarken ilk aşı haberleri gelmeye başladı, 2021 yılında ise dünya çapında bir aşı kampanyası yürütüldü. Her kıtaya yayılan salgın yavaş yavaş biterken, bir ülke parantez dışında kalıyordu: Yeryüzünün en kalabalık ülkesi Çin.
Salgının dünyaya yayıldığı Çin, üçüncü yılına giren Covid pandemisine yönelik sert önlemler uyguluyor. Şehirlerin tamamen karantinaya alındığı, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı Çin'de, karşı protestocular sokaklara döküldü.
Son dönemde önlemler daha da sıkılaştırılınca protesto gösterileri de genişledi. Gösteriler giderek büyüdü, Şangay'da sokaklara dökülen binlerce protestocuya hafta sonu Pekin ve Nancing'deki öğrenciler de katıldı.
Son günlerde protestoların daha geniş kitlelere yayılmasının sebebi; Urumçi'de Covid kısıtlamaları sebebiyle karantinada oldukları binadan çıkamayan 10 kişinin, binadaki yangında hayatını kaybetmesi.
Çinli yetkililer, bu kişilerin hayatını kaybetmesinin sebebinin sıkı Covid önlemleri olduğunu reddediyor. Buna rağmen Urumçi'deki Çinli yetkililer, Cuma günü bir özür metni yayımlayarak kısıtlamaları adım adım hafifleteceklerini açıkladı.
Bu açıklamanın ardından Cumartesi ülkenin en büyük şehri ve aynı zamanda küresel finans merkezlerinden Şangay'da binlerce kişi sokaklara döküldü. BBC, onlarca protestocunun toplu şekilde polis araçlarına bindirilerek gözaltına alındığı sahnelere tanık oldu.
Cumartesi akşam saatlerinde, polisin de müdahale ettiği protestocular "Şi Cinping istifa" ve "Komünist Parti istifa" sloganları atmaya başladı.
Bazı protestocular beyaz pankartlar taşırken bazıları da Çin'in doğusundaki Şincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de ölenler için çiçek ve mumlar taşıdı.
Çin'de Komünist Parti ve lider Şi'ye yönelik istifa sloganları, çok yakın zamana kadar tahmin bile edilemeyecek şeylerdi. Çünkü ülkede devlet başkanına ve yönetime gelen eleştiriler çok sert bir şekilde cezalandırılabiliyor.
Uzmanlar, hükümetin, uzun süredir ısrarla devam ettirdiği "Sıfır Covid" politikasına halkın tepkisinin gittikçe artığını ve artık sabrının kalmadığını göremediğini; ancak bu hafta sonu genişleyen protestolarda bunun farkına varmış olabileceğini söylüyor.
Sıfır Covid politikası gereği Çin'in herhangi bir yerinde görülen tek bir vakada, semptomsuz da olsa, o bölge ya da yerleşke karantina altına alınabiliyor. Bir gün çocuğunu okula gönderen bir veli o okulun okul saatleri içinde karantinaya alındığını öğrenebiliyor ve çocuğunu günlerce okuldan alamayabiliyor. Ya da işyerinde giden bir kişi, o gün içinde bir vaka tespit edilmesi halinde binadan günlerce çıkamayabiliyor.
Bu politikanın doğrudan Şi'nin isteği doğrultusunda uygulandığı ve geri adım atmadığı bilindiği için halk; son protestolarda doğrudan Şi'ye istifa çağrıları yaptı.
Şangay'daki bir protestocu BBC'ye, sokakta binlerce insanı bu sloganı atarken gördüğünde "Çok şaşırdığını ve biraz da heyecanlandığını" söylüyor. Çünkü Çin'de bugüne kadar bu çapta bir eylem görmemişti:
"Kapanmalar ve katı yasaklar beni çok üzgün, sinirli ve umutsuz biri haline getirdi. Kanser tedavisi gören annemi artık göremiyorum."
Bir kadın protestocu da BBC'ye "Polislere bu protestolar hakkında ne düşündüklerini sordum, bana 'sizinle aynı fikirdeyiz' dediler. Ama üniformalarını giyiyor ve görevlerini yapıyorlar" dedi.
Associated Press haber ajansına konuşan bir protestocu ise gözaltına alınan arkadaşlarının polis şiddetine maruz kaldığını; bazılarının da biber gazına maruz kaldığını anlatıyor.
Pazar günü de Urumçi'deki yangında hayatını kaybedenleri anmak için yine Şangay'daki Urumçi Yolu üzerinde bir araya gelen protestocular, kaldırımlara çiçek bıraktı. Ancak bir süre sonra bu çiçek bırakma eylemine de polis müdahale etti.
Hükümet karşıtı protestolar başladığında polis ve diğer güvenlik birimleri, slogan atanlara müdahale etti; bazıları polis arabalarına zorla bindirilirken görüldü.
Cumartesi günü Pekin ve Nancing'deki üniversitelerde başlayan protestolara ait görüntüler de sosyal medyaya yansıdı. Bu görüntülere göre öğrenciler demokRasi ve özgürlük sloganları attı.
Bu hafta sonu daha sert müdahalelere sahne olan protestolar, son dönemde önce Covid karşıtı sert önlemlere karşı başlayan; ardından Şi ve hükümete yönelik tepkiye dönüşen eylemlerin sonuncusu oldu.
Çin, dünyanın büyük ekonomileri arasında Covid önlemlerini bu denli sert uygulayan tek ülke olarak kaldı. Aşılanma oranlarının düşük olduğu ve yaşlı nüfusun fazla olduğu Çin'de, bu kişileri korumak için yapıldığı ifade edilen önlemler bir süredir tepkiye yol açıyordu.
Alınan sert önlemlere rağmen Çin'de koronavirüs vaka sayısı, pandeminin başından bu yana en yüksek seviyelere çıkınca hükümet, sokağa çıkma yasaklarını son dönemde yeniden daha geniş bir alanda uygulamaya başlamıştı.
Kaynak: BBC Türkçe, milliyet.com.tr