01.04.2022 - 06:53 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – İstihbarat servisleri pek göz önünde çalışmıyor olsa da sağladıkları bilgiler hayati öneme sahip oluyor. Eski ABD Başkanı Bill Clinton, istihbarat servislerinin önemini, “Her sabah güne istihbarat brifingi ile başlıyorum. Bu aldığımız kararları ciddi şekilde etkiliyor. Biz alıştığımız için normal gelse de istihbarat desteği olmasaydı işimiz çok zor olurdu” sözleriyle açıklıyor.
Gizli servislerin bilgiye ulaşmak için izlediği yöntemler ise kimi zaman bir bilim kurgu senaryosunu aratmıyor. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) tarafından gizliliği kaldırılan son dosyalarda, Rus istihbaratı hakkında yer alan bilgiler ise akıllara durgunluk verecek cinsten.
Rapora göre, SSCB döneminde Rusya gizli servisi olarak bilinen KGB, sibernetik telepati üzerine bir grup denek ile çeşitli çalışmalar yürüttü.
GİZLİLİĞİ KALDIRILAN BELGELER İLE ORTAYA ÇIKTI
CIA’nın 1963 ve 1964 yıllarında hazırlamış olduğu 3 ayrı rapora göre, bir CIA personeli, yürütülen çalışmalarda görev alan Rus bilim insanı ile konu hakkında detaylıca görüştü ve bilgi aldı. Bilim insanının verdiği bilgilere göre bu konuda net bir sonuç alınamamış olsa da yapılan çalışmalar duyular dışı algılama (ESP) hakkında önemli bilgiler sağladı.
Günümüzde “sibernetik” tabiri yapay zeka çalışmalarından psikolojik çalışmalara kadar birçok alanı içinde kapsayan bir anlam ifade ediyor olsa da, 1960’lı yıllarda makineler ve insanlar arasındaki iletişimi anlamaya yönelik çalışmaları ifade ediyordu. Bu alanda yapılacak çalışmalar sonucunda ortaya çıkacak matematiksel ifadeler sayesinde insan ile makine arasında bir bağ oluşturulabileceğine inanılıyordu.
ABD ve Sovyetler Birliği'ndeki bazı bilim insanları, bir yazılıma veya aracı olacak unsura gerek kalmadan telepati yolu ile insanlar ve makineler arasında doğrudan iletişim kurmanın mümkün olduğunu düşünüyordu. CIA personelinin Rus bilim insanı ile yaptığı görüşmelerin detaylarına göre, SSCB'de bu konuda yapılan çalışmalar net bir sonuca ulaşamadı.
PİYANO ÇALAN BİR DENEĞİN TECRÜBELERİ BAŞKA BİR DENEĞE AKTARILDI
Rus bilim insanı Kerimov, CIA personeline bu konuda yapılan bazı deneylere dair bilgiler verdi. Yapılan deneylerden birinde piyano çalan bir kişinin merkezi sinir sinyallerinin kaydedilerek bu sinyallerin hiç piyano çalmamış başka bir kişiye aktardığını belirten Kerimov, piyano çalmak konusunda tecrübesi olmayan deneyin az da olsa bu konuda ilerleme kaydettiğini söyledi ve aktarılan bilginin sadece bir kısmının kalıcı olduğunu belirtti.
Raporlarda yer alan bilgilere göre bilim insanı Kerimov, SSCB’de bu alanda birçok deney yapıldığını belirtti. Kerimov’a göre yapılan deneyler sırasında bazı denekler verilen sinyallere çok güçlü tepkiler verdi.
CIA ÇALIŞMALAR YAPTI
Telepati yoluyla istihbarat elde etmek için deneyler yapan tek gizli servis KGB değil. ABD gizli servisi CIA ve ABD ordusunun da bu amaçlarla bazı deneyler yaptığı iddia ediliyor. Yürütülen çalışmalar sonucunda binlerce bilgi ve belge oluşturulduğu belirtilirken, bu konuda yapılan deneylerin başarıya ulaştığına dair bir bilgi bulunmuyor.
ZİHİN KONTROL ÇALIŞMALARI İÇİN DENEKLERE İLAÇ VE UYUŞTURUCU VERİLDİ
Gizli servislerin insan zihnini kontrol etmeye yönelik tek çalışmalar bunlarla sınırlı değil. Kore Savaşı sırasında esir düşen ABD askerleri üzerinde zihin kontrol çalışmaları yapıldığı yönünde istihbarat alan ABD, 1950-1970 yılları arasında CIA tarafından yürütülen MKULTRA isimli projede zihin kontrolü üzerine çalışmalar yaptı.
Deneyler kapsamında gönüllü veya gönüllü olmayan onlarca kişiye başta LSD olarak bilinen güçlü ilaçlar verildi. Hipnoz ve çeşitli tekniklerinde kullanıldığı çalışmalarda deneklerin zihinleri üzerinde kontrol sağlanmaya çalışıldı. 1960’lı yılların sonuna kadar devam eden çalışmalar net bir sonuca ulaşmadığı için sonlandırıldı. MKULTRA deneylerine dair birçok verinin imha edilmiş olduğu bilinse de çalışmalar sırasında en az iki kişinin aşırı doz sebebiyle hayatını kaybettiği resmi kayıtlarda kendine yer buldu.
MKULTRA projesinde 44 kolej ve üniversitenin yanı sıra hastaneler, hapishaneler ve ilaç şirketleri de dahil olmak üzere 80 kurum görev aldı. CIA kendisine verilen ödeneğin yüzde 6'sını uzun yıllar boyunca MKULTRA projesine ayırdı.
ABD kongresinin istihbarat faaliyetlerini denetlemek amacıyla yaptığı incelemede MKULTRA projesi de incelendi. Deneylerin sonucuna ilişkin birçok belge imha edildiği için incelemeler kurbanların ve tanıkların yeminli ifadeleri üzerinden gerçekleştirildi. Gizli yürütülen projenin açığa çıkması ile birlikte dönemin CIA başkanı kamuoyundan özür diledi ve kurbanlar binlerce dolarlık tazminat verildi.
2001 yılının temmuz ayında MKULTRA'ya bağlı yan projeler de resmen iptal edildi ve MKULTRA projesi ile ilgili 20 bin belgeden geriye kalan imha edilmemiş belgeler devlet sırrı olmaktan çıkarılarak kamuoyuyla paylaşıldı.