21.09.2024 - 09:57 | Son Güncellenme:
Euronews
Avrupa Birliği'nde (AB) intihara bağlı ölümlerin sayısında düşüş var. 27 ülkeli blokta 2021'de intihar sebebiyle 47 bin ölüm gerçekleşmişti. Verilerin ilk kez kaydedilmeye başlandığı 2011'e kıyasla yüzde 13,3'lük düşüş yaşandı. Bu da 100.000 kişide ortalama 10,2 ölüme denk geliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ-WHO) Avrupa Bölge Ofisi Ruh Sağlığı Bölge Danışmanı Dr. Ledia Lazeri, Euronews'e verdiği demeçte, "Bir intihar bile çok fazla. Dolayısıyla AB'de intihar oranının yüzde 13'lük düşüşü ve tabii ki dünyanın geri kalanında intihar oranlarında görülen yavaş gerilemeler tek bir anlama geliyor: Kutlayacağımız bir şey yok, sadece ders çıkarmalıyız" dedi.
Slovenya, 2021 yılında 100.000 kişide 19,8 ölümle AB'nin en yüksek intihar oranını kaydetti. Sıralamanın ikinci sırasında Litvanya, üçüncü sırada Macaristan var. Öte yandan Kıbrıs, 100.000 kişide 2,7 intihar vakasıyla listenin en altında yer alıyor. Kıbrıs'ı Yunanistan ve İtalya takip ediyor.
İntihar oranı kadınlara kıyasla erkekler arasında daha yüksek. İntihar sonucu kayıtlara geçen ölümlerin dörtte üçünü erkekler oluşturuyor. Eurostat'a göre AB'de intihara bağlı ölümlerin en çok görüldüğü yaş aralığı 45 ila 64'tü. Ve bu grup 17.441 ölümle toplamın yüzde 37'sini oluşturuyor.
Dr. Lazeri, intihar sonucu ölümlerde görülen azalmaya karşın, Avrupa'da ruh sağlığı sorunlarına yönelik tedavi eksikliklerinin hala yüksek seviyelerde olduğunu iddia ediyor.
İntiharı önleme çalışmalarına sağlık profesyonelleri dışında paydaşların da dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.
"Örneğin, polisle daha güçlü bir iş birliğine ihtiyacımız var. Cezaevleriyle daha güçlü bir iş birliğine ihtiyacımız var çünkü birçok intihar, cezaevleri gibi kurumlarda gerçekleşiyor. Okullarla iyi bir iş birliğine ihtiyacımız var. Keza iş yerleriyle de öyle" dedi.
DSÖ, 2021 yılında ülkelerde intihar önleme için bir uygulama kılavuzu olan LIVE LIFE'ı yayımladı ve intiharı önlemede etkili olduğu kanıtlanmış birkaç stratejiye yer verdi. Bunlardan ilki intiharı gerçekleştirme araçlarına erişimi sınırlamak; ikincisi, intiharın sorumlu bir şekilde haberleştirilmesi için medya ile iş birliği yapmak, üçüncüsü de, halka sosyo-duygusal beceriler noktasında yardımcı olmak. Yine raporda intihara meyilli davranışların erken teşhisine de dikkat çekiliyor.
Lazeri, "Birçok ülkede intiharın arttığına dair bir algı var. Ancak ben intiharın artış göstermediğini, bunun yerine intiharların daha iyi rapor edildiğini, çünkü bu yöndeki 'damganın' kırıldığını düşünüyorum" dedi.
Yine de birçok kültürde 'intihara dair izolasyonun çok yüksek' olduğunu belirtti. Lazeri ayrıca, sağlık çalışanları arasındaki, "biriyle intihar hakkında konuşursanız, o kişide intihar fikirlerini teşvik etmiş olursunuz" efsanesini de çürütüyor:
"İntihar eğilimindeki bir kişiyle intihar hakkında konuşmaktan asla çekinmeyin. Bu şekilde zaman kazanırsınız ve muhtemelen bir hayat kurtarırsınız. Çünkü onlara duygularını dışa vurma şansı vermiş olursunuz."