11.04.2023 - 14:48 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr
Geçtiğimiz hafta Pentagon'dan sızdırılan belgeler dünya basınında deprem etkisi yarattı. Söz konusu belgelerde ağırlıklı olarak Rusya'nın Ukrayna'yı işgali konusu yer aldı. Belgelerde Ukraynalıların önümüzdeki aylar için planladığı taarruz taktiği ortaya çıktı.
Sızan belgelerin devamında Rus ordusu ve Ukrayna kuvvetlerinin kaybına da yer verildi. Buna göre cephede 16 bin ile 17 bin 500 Rus askerinin öldürüldüğünü belirtildi. ABD savunma yetkililerine göre Rusya'nın 200 binden fazla.
Belgelerde sızan bilgilerin birçoğu aslında tahmin ediliyordu. Örneğin kayıp sayılarını ele alalım. ABD'nin 189.500 ila 223.000 arasında Rus askerinin öldüğünü ya da yaralandığını tahmin ettiğini öğrenmek pek de şaşırtıcı değil.
Ukrayna'nın 124,500 ila 131,000 arasındaki tahmini kayıp sayısı da geçtiğimiz haftalarda gazetecilere verilen rakamlarla örtüşüyor.
Her iki durumda da Pentagon, bilgi eksiklikleri, operasyonel güvenlik ve muhtemelen her iki tarafın da yanıltmaya yönelik kasıtlı girişimleri nedeniyle rakamlara güven düzeyini "düşük" olarak ifade ediyor.
Belgelerde değişiklik yapılarak Ukrayna'nın en çok kayıp veren ülke gibi gösterilmeye çalışıldığı yerlerden biri de burası.
Rusya yanlısı bir Telegram sitesinde yayımlanan bir versiyonda, "çatışmada ölen" Ukraynalı sayısını ("16 bin - 17,5 bin") alıp Rus tarafına koyarken, Ukrayna tarafındaki sayıları ters çevirerek "61 bin - 71,5 bin" olarak gösterildi. Tüm bunlar bizi belgeleri kimin ve neden sızdırdığı sorusuna getiriyor?
Sadece Ukrayna'yı değil, dünyanın diğer bölgelerini de kapsadığı iddia eden birkaç belgenin daha cuma sızdırılmaya devam ettiği bildirilirken, söz konusu belgelerin ilk olarak şubat ve mart aylarında sosyal medya platformları Discord ve Telegram üzerinden paylaşıldığı ancak yeni fark edildiği ifade edildi.
ABD'li yetkililer, sızıntı soruşturmasının Savunma Bakanlığı içindeki potansiyel suçlulara bakacağını da öne sürdü. Yetkililer, belgelerin ABD istihbarat sistemine erişim sağlayan biri tarafından ele geçirilmiş ve sızdırılmış gibi göründüğünü ve bazı içeriklerin en yakın ABD istihbarat ortaklarıyla bile paylaşılmadığına dair işaretler olduğunu söyledi.
Öte yandan sızdırılan belgelerden biri ABD'li Washington Post tarafından haberleştirildi. Söz konusu içerikte Rusya'ya en büyük desteklerden birini Mısır'ın 'gizlice' verdiği ifade edildi.
Habere göre Amerika'nın Orta Doğu'daki en yakın müttefiklerinden biri olan Mısır, bizzat Cumhurbaşkanı Sisi'nin emri ile birlikte Rusya'ya 40 bin füze, sayısız top ve silah mermisi gönderdi. Belgede yer alan ifadede Sisi yetkililere, "Batı ile sorun yaşamamak için" roketlerin üretimini ve sevkiyatını gizli tutmaları talimatını verdiği yazıldı.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Mısır Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ahmed Ebu Zeid, belgeye ve belgede yer alan konuşmaların doğruluğuna ilişkin sorulara şöyle yanıt verdi:
'Mısır'ın konumu başından beri bu krize karışmamaya ve her iki ülkeyle de eşit mesafeyi koruma taahhüdüne dayanmaktadır'
Hassas bilgileri ele almak için isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan bir ABD hükümet yetkilisi, roket ihracatı girişimine atıfta bulunarak, "Bu planın herhangi bir uygulamasından haberdar değiliz" dedi.
Şubat ayında sızdırılan ve infial yaratan belgede, Sisi'nin 1 Şubat'ta 'Batı' ile sorun yaşamamak için' roket tedarikini gizli tutma talimatı verdiğini ve yalnızca Salah al-Din olarak anılan bir kişiye emir verdiği yazıldı.
Salah al-Din ise fabrika çalışanlarına üretilen roket ve mermilerin Mısır ordusu için kullanılacağını aktardı. Washington Post'un haberine göre Salah al-Din isimli şahıs askeri üretimden sorumlu Bakan Mohamed Salah al-Din. Belgede, Rusya'ya sunulan barutun, onlarca yıllık bir kimyasal üretim fabrikasının adı olan 'Fabrika 18'de' üretileceği de belirtiliyor.
Moskova ve Kahire, bu yıl Rusya'nın Mısır'da devasa bir demiryolu atölyesi inşa etmesi için yapılan bir anlaşma da dahil olmak üzere birkaç önemli anlaşma imzaladı. Rusya'nın devlet atom enerjisi şirketi Rosatom da geçen yıl Mısır'ın ilk nükleer santralinin inşaatına başladı.
Mısır ve Orta Doğu'daki diğer Amerikan ortakları son yıllarda Amerika'nın bölgede azalan rolüne karşı potansiyel bir koruma ve ekonomik ve askeri güvenliklerini sağlamak için yeni yollar arıyor. Mısır savaşın ilk aylarında Batılı ülkelerin Ukrayna konusunda Rusya ile açmazına bir kenarda kalmaya çalıştı.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, küresel olarak emtia fiyatlarını yükseltti ve son yıllarda buğdayının yüzde 80'inden fazlasını Rusya ve Ukrayna'dan alan dünyanın en büyük buğday ithalatçısı Mısır üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu.
Senato Dış İlişkiler ve Tahsisat komitelerinde görev yapan Senatör Chris Murphy de söz konusu gelişme hakkında önemli açıklamalara imza attı. Murphy söz konusu destek ile ilgili şu ifadeleri kullandı:
'Mısır, Orta Doğu'daki en eski ve önemli müttefiklerimizden biri. Sisi'nin gizlice Rusya için Ukrayna'da kullanılabilecek roketler yaptığı doğruysa, ilişkimizin durumu hakkında ciddi bir hesap yapmamız gerekiyor'