Dünyayı temellerinden değiştiren savaşta üç gün sonra iki yıl doluyor. Halihazırda 1000 kilometreyi bulan cephe hattında küçük değişiklikler kaydedilse de, ne işgalciler için ne de işgale direnen birlikler için aylardır donmuş bir savaş söz konusu.
İran'a ait kamikaze drone'ların bir dönem fazlasıyla konuşulduğu savaşta Kuzey Kore balistik füzeleri de ateşlendi. Uluslararası haber ajansları, 2 Ocak tarihinde ateşlenen Kuzey Kore füzesinde ABD ve Avrupa şirketlerine ait parçalar bulunduğunu Salı akşamı dünyaya son dakika koduyla duyurdu.
CNN International, incelenen füzede ABD ve Avrupa'ya ait yüzlerce bileşenin belirlenmesiyle Kuzey Kore'nin füze programı için yabancı teknolojiye güvendiğinin ilk kez kamuya açık şekilde ortaya çıktığını yazdı.
Çatışma ve Silahlanma Araştırmaları Örgütü'nün (CAR) incelediği Kuzey Kore füzesinde ABD veya Avrupa'da üretilmiş 290 parça vardı. Bileşenlerin dörtte üçünün ABD'den elde edildiği, yüzde 16'sının ise Avrupalı şirketler tarafından üretildiği belirlendi. Dahası, CAR'a göre füze Mart 2023'ten önce üretilmiş olamaz.
Pyongyang yönetiminin yıllardır devam eden sert yaptırımlara rağmen Batılı şirketlerden nasıl parçalar satın aldığı gizemini koruyor.
Rusya lideri Vladimir Putin'in 24 Şubat 2022 tarihinde sabaha karşı tanklarını Ukrayna'ya göndermesiyle başlayan savaşın, yakın zamanda biteceğini söylemek bir hayli güç. Ne Ukrayna ne Rusya, ne de her iki tarafın da önemli müttefikleri için barış anlaşması zemini oluşmuş görünmüyor. Rus ordusu, son olarak Ukrayna'nın doğusunda henüz savaş başlamadan bile neredeyse her gün çatışmalarnı yaşandığı Avdiivka'yı ele geçirdi. Bu, Rus işgalcilerin Bakhmut'u ele geçirmesinden bu yana, yani 9 ay sonra kazandığı ilk zafer.
Kiev yönetimi, uluslararası alanda tanınan sınırlarının yeniden tesis edilmesi ve Rus işgal birliklerinin ülkeden çıkarılması konusunda kararlı bir tutum sergiliyor. Moskova yönetimi ise Ukrayna'nın gerçek bir ülke olmadığını ve Rus güçlerinin amaçlarına ulaşana kadar savaşa devam edeceğini iddia ediyor.
Rusya, savaş boyunca Karadeniz'deki gemi filosunu neredeyse tamamen yitirdi. Ukraynalılar birçok Rus savaş gemisini Karadeniz'de batırdı, Putin'in gözbebeği Kırım'da onlarca saldırıya imza attılar.
Savaşta yüzbinlerce askerini kaybeden Rusya'ya, ağır bir darbe daha yine Amerikan füzeleriyle vuruldu. 2022 yazında Rus işgal güçlerinin ilerleyişinin durdurulmasında hayati bir rol oynayan HIMARS füzeleri, bu kez Donetsk'teki bir eğitim alanına ateşlendi.
Rus motorize birlikleri, eğitim alanında sıraya girmiş komutanlarını bekliyordu. Trudovskoye köyü yakınlarındaki eğitim sahasında Salı günü gün ortasında göz açıp kapayıncaya kadar iki patlama oldu.
Ukraynalıların fırlattığı HIMARS füzeleri tümgeneral Oleg Moiseev'i bekleyen askerleri vurdu. Yerel kaynaklar, Trudovskoye köyü yakınlarındaki Ukrayna saldırısında en az 65 Rus askerinin öldüğünü bildiriyor. Yaralanan onlarca askerin ise hastanelere taşındığı bilgisi var.
Saldırının ardından çok sayıda video ve fotoğraf sosyal medyada paylaşıldı. Videolardan birinde, saldırdan sağ kurtulmayı başaran bir askerin "Komutanlar bunu açık alanda yapıyor" dediği duyuldu.
Yıllarca Rus yanlısı ayrılıkçıların komutanlığını yapan ve son dönemde Putin'e muhalefet ettiği için tutuklanan Igor Girkin, sosyal medya hesabından önce tümgeneral Oleg Moisseev'in fotoğrafını 'son söz' ifadesiyle, ölen askerlerin fotoğraflarını ise 'sonuç' diyerek paylaştı.
BBC muhabirleri Kateryna Khinkulova ve Victoria Prisedskaya, geride kalan iki yılda neler olduğunu, çatışmaların gelecekte nereye doğru gidebileceğini inceledi.
Kış boyunca devam eden şiddetli çatışmalar nedeniyle her iki tarafta da çok sayıda can kaybı yaşandı. Bin kilometre boyunca uzanan cephe hattının şekli 2022 sonbaharından bu yana çok az değişti.
İki yıl önceki geniş çaplı işgalden sonraki birkaç ay içinde Ukrayna, Rus güçlerini kuzeyden ve başkent Kiev çevresinden geri püskürttü. Aynı yılın sonlarında doğu ve güneydeki geniş toprak parçalarını da geri aldı. Ancak şimdi Rus güçleri güçlü tahkimatlarla bölgeye yerleşmiş durumda. Ukraynalılar ise cephanelerinin azaldığını söylüyor.
Kısa süre önce görevden alınan Ukrayna ordusu başkomutanı Valerii Zaluzhnyi ve Kremlin yanlısı bazı Rus askeri blog yazarları da dahil olmak üzere pek çok kişi askeri bir çıkmazdan söz ediyor.
Ukrayna birlikleri Şubat ortasında uzun süredir mücadele verdikleri ülkenin doğusundaki Avdiivka kasabasından çekildi. Rus güçleri, potansiyel olarak daha derin bir işgalin önünü açabileceğinden dolayı bunu büyük bir zafer olarak gördü. Çünkü Avdiivka stratejik bir konuma sahip.
Kiev, geri çekilmenin askerlerinin hayatını korumayı amaçladığını, kuvvetlerinin sayıca ve silahça üstün olduğunu söyledi.
Bu, Rusya'nın geçtiğimiz Mayıs ayında Bahmut'u ele geçirmesinden bu yana elde ettiği en büyük kazanım olarak kayıtlara geçti. Ancak Avdiivka, 2014'ten beri Rus işgali altında olan Ukrayna şehri Donetsk'in sadece 20 km kuzeybatısında yer alıyor.
Bu denli küçük bir ilerleme, işgalin başında devlet propagandası olarak da yinelenen, askeri blog yazarlarının dile getirdiği başkent Kiev’i “üç gün içinde alma” hedefinden oldukça uzak.
Şu anda, Mart 2014'te ilhak edilen Kırım ve Rusya'nın kısa süre sonra ele geçirdiği doğudaki Donetsk ve Luhansk bölgelerinin büyük bir kısmı da dahil olmak üzere Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 18'i Rus işgali altında bulunuyor.
Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü'ne göre son iki yılda, Ukrayna'ya Avrupa Birliği kurumlarından yaklaşık 92 milyar dolar ve ABD'den Ocak 2024'e kadar 73 milyar dolar olmak üzere Ukrayna'ya büyük miktarlarda askeri, finansal ve insani yardım gönderildi.
Batı tarafından tedarik edilen tanklar, hava savunma sistemleri ve uzun menzilli toplar Ukrayna'ya önemli ölçüde yardımcı oldu. Ancak müttefiklerin Ukrayna'yı ne kadar süreyle gerçekçi olarak destekleyebileceği tartışma konusuydu. Bu süre zarfında da yardım akışı azaldı.
ABD Kongresi’nde Ukrayna’ya yönelik 60 milyar dolarlık yeni bir yardım paketi iç siyasi çekişmelere takıldı.
Ukrayna destekçileri, Donald Trump'ın Kasım ayındaki başkanlık seçimlerinde Beyaz Saray'a geri dönmesi halinde ABD'nin desteğinin kesilmesinden endişe ediyor.
AB’de ise Putin müttefiki Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Ukrayna’yı desteklemeye açıkça karşı çıkıyor. Orban ile yapılan uzun tartışma ve pazarlıkların ardından AB, Şubat ayında 54 milyar dolarlık yardım paketini onayladı.
Öte yandan AB, Mart 2024 sonuna kadar Kiev'e vermeyi hedeflediği bir milyon top mermisinin sadece yarısını teslim edebilecek gibi duruyor.
Rusya’yı destekleyenler arasında Ukrayna’nın komşusu Belarus da var. Minsk yönetimi Rus birliklerinin Ukrayna'ya erişmesi için topraklarını ve hava sahasını kullanmasına izin veriyor.
ABD ve AB, İran'ın Rusya'ya “Şahit” İnsansız hava araçları (İHA) tedarik ettiğini söylüyor. Tahran ise Rusya'ya savaştan önce az sayıda İHA tedarik ettiğini kabul ediyor.
İHA’ların Ukrayna'daki hedefleri vurmada etkili olduğu kanıtlandı. Savaşta, hava savunma sistemlerinden kaçma yetenekleri nedeniyle İHA'lar, her iki taraftan da talep görüyor.
Yaptırımlar Batılı ülkelerin umduğu kadar işe yaramadı ve Rusya hala hem petrolünü satmayı hem de askeri sanayisi için parça ve bileşen tedarik etmeyi başarıyor.
Çin'in her iki tarafa da silah sağladığı düşünülmüyor. Pekin, bu savaşta genel olarak dikkatli bir diplomatik çizgi izledi, Rus işgalini kınamadı ama Moskova'yı askeri olarak da desteklemedi. Ancak Pekin ve Hindistan, Rus petrolünü satın almaya devam etti.
Hem Rusya hem de Ukrayna, Afrika ve Latin Amerika'ya yaptıkları çok sayıda diplomatik ziyaretle gelişmekte olan ülkelere iyi ilişkiler geliştirmek için de büyük çaba sarf etti.
Rusya lideri Vladimir Putin'in hala Ukrayna'nın tamamını istediğine dair yaygın bir inanış söz konusu. Rusya Devlet Başkanı, ABD'li talk şov sunucusu Tucker Carlson'a verdiği son röportajda, tarih ve çatışma hakkındaki görüşlerini bir kez daha dile getirdi.
Putin, uzun zamandır, güçlü kanıtlar sunmadan, Ukrayna'daki sivillerin (özellikle de doğu Donbas bölgesindeki) Rusya'nın korumasına ihtiyaç duyduğunu savunuyor.
Rus lider, savaştan önce Ukrayna'nın egemen bir devlet olarak varlığını reddeden uzun bir makale yazdı ve Ruslar ile Ukraynalıların "tek bir halk" olduğunu söyledi.
Putin, Aralık 2023'te Rusya’nın "özel askeri operasyon" olarak adlandırdığı operasyona ilişkin hedeflerinin değişmediğini söyledi. Rusya Devlet Başkanı, bu hedefler arasında aşırı sağın etkisini işaret eden ve asılsız iddialara dayanan "denazifikasyon” fikrinin ya da başka bir deyimle “Nazilerden arındırmanın” da dahil olduğunu ifade etti.
Putin ayrıca "askerden arındırılmış tarafsız" bir Ukrayna istediğini söylüyor, NATO'nun nüfuz alanını doğuya doğru genişletmesine karşı çıkmaya devam ediyor.
Bağımsız bir devlet olarak Ukrayna hiçbir zaman herhangi bir askeri ittifaka dahil olmadı. Avrupa Birliği'ne katılmak siyasi hedefleri arasındaydı ve NATO ile daha yakın bir ittifak kurmak için görüşmeler yapıyordu. Kiev’in bu iki hedefi de şimdi, savaşın başlangıcına oranla daha yakın ihtimaller gibi görünüyor.
Kiev yönetiminin bu hedefleri ülkenin devlet yapısını güçlendirme ve Sovyetler Birliği'ni bir şekilde yeniden kurmaya yönelik jeopolitik projelerin içine çekilmesini engelleme amaçları taşıyordu.
Siyasi ve askeri analistler, iki tarafın da teslim olmaya niyetli görünmediği ve Putin'in iktidarda kalmayı sürdüreceği göz önüne alındığında, savaşın uzun süre devam edeceğini tahmin ediyor.
Küresel güvenlik düşünce kuruluşu Globsec, farklı sonuçların olasılığını değerlendirmek için çok sayıda uzmanın görüşlerini bir araya getirdiği bir çalışmaya imza attı.
Bu çalışmada ortaya çıkan en olası senaryo, 2025 sonrasına uzanan bir yıpratma savaşında, her iki tarafın da ağır kayıplar vereceği ve Ukrayna'nın müttefiklerinin silah tedarikine bağımlı kalmaya devam edeceği yönünde.
İkinci en olası senaryo ise Orta Doğu, Çin-Tayvan ve Balkanlar gibi dünyanın diğer bölgelerinde çatışmaların yaşanmasıyla birlikte Rusya'nın gerilimi tırmandırmak istemesi oldu.
Her ikisi de eşit derecede olası görülen diğer iki senaryo ise ya Ukrayna'nın bazı askeri ilerlemeler kaydetmesi ancak savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya varılamaması; ya da Ukrayna'nın müttefiklerinin Kiev’e verdiği desteği azaltarak ve müzakere edilmiş bir çözüme ulaşması için baskı yapmaları yönünde oldu.
Ancak hem ABD başkanlık seçimlerinin potansiyel etkisi hem de İsrail-Hamas çatışması başta olmak üzere diğer savaşların Ukrayna ve Rusya'nın destekçilerinin önceliklerini ve bağlılıklarını nasıl etkileyeceği konusunda belirsizlik devam ediyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Şubat ortasında yaptığı konuşmada 'yapay' olarak tanımladığı ülkesinin silah açığının Putin'e yaradığını öne sürdü.
Münih Güvenlik Konferansı'nda konuşan Zelenskiy, Batı’nın Putin'e karşı durmaması halinde Moskova yönetiminin önümüzdeki birkaç yılı daha pek çok ülke için "felaket" haline getireceğini savundu.
İngiltere'nin savunma konularında önde gelen düşünce kuruluşu Royal United Services Institute (RUSI), Rusya'nın ekonomisini ve savunma sanayisini başarılı bir şekilde askeri üretime geçirdiğini ve uzun bir savaşa hazırlandığını söylüyor. RUSI, Avrupa'nın ise buna ayak uyduramadığı görüşünde. Polonya Dışişleri Bakanı da aynı endişeyi dile getirdi.
Avrupa ülkeleri (Almanya Dışişleri Bakanı ve Estonya İstihbarat Servisi'nin uyarıları da dahil) son zamanlarda Rusya'nın önümüzdeki on yıl içinde bir NATO ülkesine saldırabileceğine dair korkularını dile getirdi.
Bu durum NATO ve AB'yi hem askeri kabiliyetler hem de toplumların çok farklı bir dünyada yaşamaya hazır olmaları açısından gelecek planlamalarını hızlandırmaya itti.