19.09.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
GÜLDENER SONUMUT
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Konseyi, Doğu Akdeniz’deki gerilimi değerlendirmeye hazırlanıyor. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, pazartesi Brüksel’de düzenlenecek olan ve üye ülkelerin dışişleri bakanlarını bir araya getiren konsey toplantısında, Ege ve Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim hakkında rapor sunacak, gerilimin düşürülmesi amacıyla AB ile Türkiye’nin attığı adımlar hakkında bilgi verecek.
Yunanistan, “Oruç Reis” sismik araştırma gemisinin Doğu Akdeniz’den Antalya’ya dönmesinin ardından Türkiye ile diyaloğa hazır olduğunu belirtti. Kıbrıs Rum Kesimi ise, Yavuz sondaj gemisinin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinin sürdüğünü hatırlatarak, Türkiye’ye yaptırım uygulanmaması halinde, AB’nin Belarus’a yönelik hazırladığı yaptırım listesini engelleyeceğini AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Borrell’e iletti. Gazetemiz basıldığı saatlerde, AB dönem başkanlığını üstlenen Almanya’nın AB temsilcisi, olağanüstü toplantı çağrısı yaparak, Rumları bu ısrardan vazgeçirme konusunda çabalamaktaydı.
Yeni Navtex
Barbaros Hayreddin Paşa Sismik Araştırma Gemisi’nin Kıbrıs açıklarında yürüteceği sismik çalışma için 18 Ekim’e kadar sürecek yeni NAVTEX (denizcilere duyuru) ilan edildi.
‘Koşullu yaptırım!’
AB’nin, Türkiye ile diyaloğu yeniden sağlanmayı ve ilişkileri sağlam temeller üzerinde yeniden başlatmayı arzuladığını hatırlatan üst düzey AB yetkilileri, Borrell’in, pazartesi günü yapılacak Dış İlişkiler Konsey toplantısında bakanlara Türkiye’ye uygulanabilecek olası yaptırımların listesini sunacağını ifade etti.
Aynı kaynaklar, bölgede düşen tansiyonun olumlu bir adım olduğunu hatırlatırken, Rumların kaygılarının henüz giderilmediğine işaret etti. Bu çerçevede Türkiye’ye yönelik olarak “koşullu yaptırım”ın da gündeme gelebileceğinin işaretini veren AB kaynakları, yaptırım kararlarının askıya alınıp, bölgede Ankara’dan kaynaklı gerilim yaşanması halinde devreye girmesini sağlayacak bir karar alınabileceğini kaydetti. Ankara ise koşullu yaptırımı kabul etmeyeceğinin mesajını Brüksel’e iletirken, Rum Kesimi’nin olası kaygılarını gidermek için henüz çok erken olduğunu AB kurumlarına bildirdi.
Nitekim Michel’in Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakların geleceğine yönelik konferans önerisine prensipte karşı çıkmayan Türkiye, bu konferansa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin davet edilmesi ve katılması halinde icazet verebileceğini belirtti.
Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in başta Türkiye olmak üzere Doğu Akdeniz’deki gerilimin tarafı olan ülkelerle yaptığı mekik diplomasisinin sonucunun alındığını kaydeden AB’deki diplomatik kaynaklar, yaptırım konusunda ikilem yaşadıklarını ima etti. Zira kimi AB üyesi ülkeler, Türkiye’nin gerilimi azaltmak için kendisinden beklenen adımları attığını ifade ediyor. Rum Kesimi ve Fransa ise, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de halen bazı faaliyetlerini sürdürdüğünü öne sürerek yaptırım kararını savunuyor.
Telefon trafiği
Aynı kaynaklar, Almanya’nın, 24 Eylül’deki zirvede alınacak kararı şekillendirme amacıyla Ankara ile Atina arasında telefon trafiğini sürdürebileceğini belirtiyor. Bununla birlikte pazartesi bir araya gelecek dışişleri bakanlarının, 24-25 Eylül’deki Liderleri Zirvesi’ne Türkiye’ye yönelik yaptırım seçenekleri sunması bekleniyor.
Öte yandan Libya’daki gelişmeleri değerlendirecek olan bakanlar, AB’nin yaptırım listesinde yer alan Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in ismini listeden kaldırma kararı alacak. AB, Salih’i geçmişte BM kararlarına aykırı davranan ancak son dönemde diplomasiye fırsat tanıyan biri olarak değerlendiriyor. Buna karşın BM’nin Libya’ya yönelik silah ambargosunu ihlal eden firmalara yaptırım kararı almaya hazırlanan AB, listeye Türkiye’den de bir şirketi eklemeye hazırlanıyor.
‘Problemlerin üzerine benzin döküyor!..’
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İngiliz “Channel 4” televizyonuna verdiği mülakatta, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ilişkin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u eleştirerek, “Sayın Macron buradaki problemlerin üzerine benzin döküyor. Bu da çözümü uzattıkça uzatıyor. Hayal gören Macron’un kendisi. 200 yıl önce ölen Napolyon’un rolünü kapmaya çalışıyor ama buna gücünün ve boyunun yetmeyeceğini de hep beraber görüyoruz” dedi.
Akar, Türkiye’nin barış ve diyalogdan yana olduğunu, bu konuda gayret gösterdiğini belirterek, “Sayın Macron kendi problemlerini örtbas etmek için birtakım roller peşinde koşuyor. Binlerce kilometreden gelip Doğu Akdeniz’de kendisine bir rol kapmaya çalışıyor... Biz kendi hakkımızı, hukukumuzu koruyoruz ve her zaman komşumuz Yunanistan ile görüşmeye, diyaloğumuzu sürdürmeye hazır olduğumuzu belirttik, belirtmeye devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Sıkça yaptırımlardan bahsetmenin, bir tehdit dili olduğunu ve gerginliği artırmaktan başka bir şeye yaramadığını kaydeden Akar, “Avrupa Birliği’nin burada bir kural koyma, kuralları değiştirme, sınırları belirleme gibi bir yetkisi söz konusu değil... Burada hakkı, hukuku kendimize göre değil, evrensel hukukun tüm kurallarına uymamız lazım” diye konuştu.
Türkiye’nin Akdeniz’e yaklaşık 2 bin kilometre kıyısı olduğuna vurgu yapan Akar, Yunanistan’ın Ege’de uluslararası hukuka aykırı olarak bazı adaları silahlandırdığını, bunların arasında Meis’in de bulunduğunu aktardı. Akar, “Bu, uluslararası hukukun, ülkeler arasındaki anlaşmaların ihlali değil de nedir? Bu, bize bir tehdit değil de nedir? Bu iyi komşuluk ilişkilerine karşı bir darbe değil de nedir? Bunların hepsi gözardı ediliyor ve Yunan komşularımız bencil şekilde kendi haklarından bahsediyorlar” diye konuştu.
Akar, Türkiye ve Yunanistan arasındaki güven artırıcı önlemlerin görüşüldüğü toplantıların ikisinin Atina birinin de Ankara’da yapıldığını hatırlatarak, 4. toplantı için Yunan heyetini Ankara’ya beklediklerini de sözlerine ekledi.