11 Eylül, Prenses Diana, Marilyn Monroe... Bazılarını hiç unutamıyor! 23 bin kez otopsiye girdi
28.12.2022 - 06:33 | Son Güncellenme:
Ölüm birçok kişi için korkutucu olsa da ona göre bu, oldukça sıradan. Neredeyse yarım asırlık meslek hayatı boyunca tam 23 binden fazla otopsiye giren adli tıp uzmanı, başından geçen enteresan olayları tek tek anlattı. Üstelik bu yaşananların içerisinde tüm dünyanın yakından tanıdığı ünlü isimler de var.
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Hayatın en acı gerçeklerinden biri olan ölüm bazılarının en büyük korkularından biri olurken bazıları için ise adeta su içmek, yemek yemek kadar sıradan bir durum. Bu kişilerden biri de adli tıp uzmanı Dr. Richard Shepherd. İngiltere'de doğup büyüyen Dr. Shepherd bugüne kadar meslek hayatı boyunca tam 23 binden fazla otopsiye girdi, mesleğini yıllardır başarıyla sürdürmesi sayesinde şöhretini ülke sınırlarına taşıdı. Shepherd kariyeri boyunca tüm dünyanın yakından takip ettiği önemli olaylarda da görev yaptı.
11 EYLÜL, PRENSES DIANA, MARILYN MONROE...
30 yılı aşkın adli tıp kariyeri boyunca dünyanın yakından takip ettiği birçok olay üzerinde çalışan 69 yaşındaki Dr. Shepherd, “Aslında bu iş bir şeyleri parçalara ayırmaktan ya da çürükleri saymaktan çok daha fazlası. Otopside ortaya çıkan ufak bir detay, polis soruşturmasını bambaşka bir yöne götürebilir ve olayın çözülmesine yardımcı olabilir” dedi.
2001'deki 11 Eylül saldırılarından Prenses Diana ve Marilyn Monroe'nun ölümüne kadar birçok önemli olayda görev yapan Shepherd, görev aldığı ilk ciddi vakanın 1987 yılında İngiltere’nin Hungerford kentinde Michael Ryan isimli silahlı saldırganın 16 kişiyi öldürdüğü Hungerford Katliamı olduğunu söyledi. Shepherd, ilk görev aldığı olaya ilişkin hislerini, “Rahatsız edici bir durumdu. Ortalığa saçılan iç organlar ve olay yerine girdiğinizde sizi etkisi altına alan leş kokusu rahatsız ediciydi" sözleriyle anlattı.
'BU İŞİN GÜZELLİĞİ HEPSİNİN BİRBİRİNDEN FARKLI OLMASI'
İşini yapmaya başladığında özel hayatını geride bıraktığını özellikle vurgulayan Shepherd, kendisi için normal bir iş gününü şu sözlerle dile getirdi:
"İlk olarak kurbanın vücudunun dışını inceliyoruz. Kurşun yarası, bıçak yarası veya vücutta normalde olmaması gereken bir durumun olup olmadığını kontrol ediyoruz. Dışarıyı bitirdiğimizde içeriye bakmaya başlıyoruz. Tüm iç organlara, beyine, kafatasına, ağıza, kemiklere ve göğüse bakıyoruz. İtiraf etmek gerekirse bu işin güzelliği, heyecanı ve çekiciliği. Çünkü hemen her vakada farklı bir durumla karşı karşıya oluyorsunuz."
Shepherd, mesleğine duyduğu sevgi ve bağlılığı ,"Her vaka benzersiz ve kendine özgü bir heyecanı var. Bazen 'Bu kişinin bir böbreği yok' veya 'Bu kişi sıra dışı bir hastalığa yakalanmış' dediğim vakalarla da karşılaşıyorum. Bunları yapabilmek gerçek bir ayrıcalık. Vücudumuzdaki her şeyin birbiriyle bu kadar uyumlu olması öğrencilik yıllarımdan bu yana beni kendine hayran bırakıyor" şeklinde özetledi.
Bir kurbanın ailesiyle konuşmayı işinin en önemli parçalarından biri olarak gördüğüne dikkat çeken Shepherd, "İşim yalnızca ölü bedenleri incelemek ve ölüm sebeplerini belirlemekle bitmiyor. Bu yalnızca bir aşaması. Sonrasında kurbanların ailesiyle uygun şekilde konuşabilmem de oldukça önemli. Doğal ölüm, kaza veya cinayet. İnsanlara yakınlarının neden öldüğünü aktarmak önemli ve onların da sebebi öğrenmek istemeleri en doğal hakları" diye konuştu.
'YANLIŞ YAPTIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM'
İşine tutkuyla bağlı olduğunu ifade eden Dr. Shepherd, görev aldığı bazı vakaları unutamadığını ve akıl sağlığının bazı zamanlarda olumsuz etkilendiğini söyledi. Bir süredir travma sonrası stres bozukluğuyla mücadele ettiğini söyleyen adli tıp uzmanı, kendisi gibi hisseden meslektaşlarına uzmanlardan destek almayı tavsiye etti. 60’lı yaşların başına kadar psikolojik destek görme ihtiyacı hissetmediğini söyleyen Shepherd, "Yanlış yaptığımı düşünüyorum. Yılda bir kez bir psikiyatriste gitmeli ve terapi görmeliydim" dedi.
Dr. Shepherd, çocukları büyüdüğü sırada çocuk kurbanlara otopsi yapmanın kendisini zorladığını itiraf etti. Shepherd, "İşinizi en iyi şekilde yapabilmeniz için kişisel alanınızdan uzaklaşmanız gerekiyor. Ancak en zor olan kişisel alanınıza geri dönmek" diyerek adli tıp uzmanlığının kendince en zorlu yanını açıkladı.
BAZI VAKALARI UNUTAMIYOR
Dr. Shepherd, bazı vakaları unutamadığını özellikle vurgulayarak, "Unutamadığım olaylardan birisi Alana isimli bir kız çocuğunun epilepsi nedenli ani ölümüydü. Ölümler her zaman trajiktir ama bazıları herkes için üzücü oluyor. Alana bir gece uyurken aniden hayatını kaybetti. Ufak çocuklarda ani bebek ölümü sendromu görüldüğünü biliyoruz ama epilepsi nedenli beklenmedik ölümler de yaşanabiliyor" dedi.
Bir diğer hatırladığı olayın kamp yapmak için gittikleri ormanda barbekü yapmaya çalışırken karbonmonoksit zehirlenmesi yaşayan gençler olduğunu söyleyen Dr. Shepherd, şunları söyledi:
"Bu olay iki gencin korkunç ölümüyle sonuçlandı. 16 yaşındaki Amelia’nın bedeni uyku tulumunun içindeydi, vücudunda hiçbir yara izi bulunmuyordu. Erkek arkadaşı Jay ise kendisine çok yakın bir alanda bulundu. Polisler ilk başta bir intihar veya cinayet ihtimalini değerlendiriyordu fakat otopside gençlerin karbonmonoksit zehirlenmesi yaşadığı ortaya çıktı. Bu, yitip giden genç hayatların trajedisiydi."
Dr. Richard Shepherd, şimdi yazdığı kitaplarla kariyerine ilişkin detayları ve meslek hayatı boyunca görev aldığı vakaları okurlarıyla buluşturdu. 'Unnatural Causes' (Doğal Olmayan Sebepler) adlı kitapta birçok vaka ayrıntılı şekilde ele alınıp inceleniyor.
