01.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Birinci oyunda uzaylılar dünyaya gelmişlerdi. Şimdi de, dünyadayken kaldıkları evin hanımıyla kendi gezegenlerine dönüyorlar. Karısını çok özleyen koca da eşcinsel uzaylıyla beraber peşlerinden gidiyor. Dokuz kişilk oyuncu kadrosuna sahip oyunda Yosi Mizrahi ve Deniz Pulaş yine rol alıyorlar. Oyunun senaristi ve yönetmeni olan Uğur Ululdağ aynı zamanda oyunculardan biri. Eğer Uludağ oyunun üçüncü bölümünü yazarsa "Star Wars" gibi yapacak yani her şeyin başlangıcını anlatacak. Adı da belli: "Üçüncü Türden Yakın İlişkiler-0". Senarist Uğur Uludağın tespitine göre dünyada ilk defa bir tiyatro oyununun aynı isimle ve aynı konuyla -tıpkı bir sinema filmi gibi- ikincisi yapıldı. e.s.e.k (Espri Standartları Enstitüsü Kurumu) tarafından 2001 yılında sergilenmeye başlanan "Üçüncü Türden Yakın İlişkiler" adlı oyun artık iki bölümüyle birden Akatlar Kültür Merkezinde oynanıyor. "Şimdi hanginizle sevişmem lazım?" Birinci oyun devam ederken mi ikincisi hazırlandı? Uğur Uludağ: Bir turne dönüşü bir an geldiler bana, ikinciyi yazmaya karar verdim. Bir araştırma yaptım; dünya tarihinde aynı adla, aynı karakterlerle ikinci bölümü yazılan başka bir oyun yok. Ama derdimiz kesinlikle "Birinci oyunu 40 bin kişi izledi, bu insanlardan tekrar para alalım" falan değil. Bu oyun ilk çıktığı zaman çok fazla tanıtımı yapılmadan popüler oldu. Bunu neye bağlıyorsunuz? Yosi Mizrahi: e.s.e.k sekiz yıllık geçmişe sahip. Kurulduğundan bu yana yedi oyunu var. Ama gerçek kitlesiyle buluştuğu oyun bu oldu. U.U.: Tespitiniz çok doğru. Bu oyun fısıltı gazetesi çok iyi çalıştığı için bu kadar çok tuttu. Buna sebep biraz da oyunda Deniz Pulaş, Ceyda Düvenci, ilk oyunda da Ece Uslu gibi medyatik isimlerin bulunması olabilir mi? Y.M.: Bizim Türk izleyicisi maalesef oyuncuların gerçek isimlerini bilmez. Çünkü seyirci gişeye gelip "Televizyondan tanıdığımız kim oynuyor?" diye soruyor. Biz de "Öyleyse televizyonda belli kariyeri olan oyuncuları toplayalım" dedik. Deniz manken ama biz hiç "Bu kız cüretkardır, onu soyalım, gişeden de parayı vuralım" diye düşünmedik. Sizler nasıl tanıştınız? D.P.: Bana teklif Yosiden geldi. Uğur mankene başlangıçta çok karşıydı ama sonra bari bir kahve içelim denildi. Ben hiçbir tecrübemin olmadığını söyledim onlara. Hatta bir espri yaptım orada, "Aaa, hanginizle sevişmem lazım şimdi?" diye. Beni sıfır bilgiyle sahneye çıkardılar, Y.M.: Benim Uğurla tanışmama rahmetli Gökhan Semiz (Vitamin grubunun ölen üyesi) vesile oldu. Uğurun ilk oyununu seyrettim. Hiç unutmam, Uğura o zaman "Bir gün senin bir oyununda oynamak istiyorum" demiştim. şimdi ikinci oyunda da varım. Tiyatrodan kazanabileceğiniz parayı aslında mankenlik yaparak daha kısa sürede kazanabilirdiniz. Bu anlamda pişman olduğunuz bir durum oldu mu? D.P.: Gelen mankenlik tekliflerini oyun yüzünden kabul edemiyordum. Bu da bana maddi bir kayıp getirdi. Ama manevi olarak çok beslendim. Hayatımı ona göre yaşıyorum artık. Mesela yeni evlendim, çocuk sahibi olmayı düşünüyoruz. Onu bile Uğura soruyorum, "Ölü sezonda mı hamile kalayım?" diye. "Aynı yemeği vermek istemedik" Herkes ilk oyunun gerçekten çok komik olduğunu söylüyordu. Ama ikinci oyunda birincisinde olduğu kadar kahkahalarla gülen kimse yoktu. İkincide espri dozu biraz düştü galiba... D.P.: Evet, bu oyunun birincisi kadar komik olmadığı doğru. Burada biraz daha aile bağları, karı-koca ilişkisini ortaya çıkardığımızı düşünüyorum. U.U.: Çünkü biz insanlar sevdi diye aynı yemeği onların önüne koymak istemedik. Burada başka bir lezzet var. Ayrıca illa teknik bilgi istiyorsanız ilk oyunda 380 espri vardı, ikinci oyunda 360 tane var. Siz dünya dışı varlıklara inanıyor musunuz? Y.M.: Tamamen katılıyorum. Ben de inanıyorum.D.P.: Hepimiz kesinlikle uzaylıyız. U.U.: Bu inanç meselesi değil, bilgi meselesi. Bence kesinlikle varlar. "Eşcinsel uzaylı rolü için bütün gay barları dolaşıp gözlem yaptık" Oyunda insanların en komik bulduğu karakter eşcinsel uzaylı. Y.M.: Oynayamam anlamında değil ama. Ben 11 yıldır oyunculuk yapıyorum, dokuz yıl karakter oynadım. Bir de hep ailenin iyi çocuğunu, çapkını falan oynadım. Daha önce hiç tip yapmamıştım. Bu rol o kadar bıçak sırtı bir rol ki, her yana çekilebilir. U.U.: Ben Yosiye bunu önerdiğimde "Ben gayi nasıl oynarım bilmiyorum, yapamam" dedi. Biraz şikayetçi gibi konuşuyorsunuz. Y.M.: Başladığımda bu kadar başarılı olacağımı açıkçası düşünmüyordum. Ama başka bir yerde gayi oynamam çünkü Türkiyede başarılı olduğunuz rol üstünüze yapışıyor. Oyundan sonra gelen bütün dizi teklifleri hep gay rolleriydi. Ama hiçbirini kabul etmiyorum. Nasıl hazırlandınız peki? D.P.: Uğur karakterleri kabataslak olarak belirledikten sonra oyuncuya göre şekillendiriyor. Benim arkadaşlarım izledi oyunu ve "Aaa, sen aynı kendinsin" dedi. İyi eleştiriler geliyor ama kendimi biraz daha geliştirmeliyim bence. Y.M.: Başladığımda bir dönem çok zorlandım. Uğura "Abi, kalk gözlem yapalım" dedim ve bir dönem bütün gay barlarda dolaştık. Gaylerin hayatıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorum çünkü benim hiç gay arkadaşım yok. Çok uzak olduğum bir durum. "Kuş Kafesi" filmini defalarca izledik.
Onlar Türkiye'nin en çok bilinen isimleri. Şimdi ışıl ışıl yaşayan ünlülerin hayat yolculukları hep böyle başlamadı. Kimi kaset satarken söylediği şarkılarla keşfedildi, kimi inşaatlarda çalıştı. İşte ünlülerin ilk işleri...