CumartesiTeşvikiye'deki neşeli lokanta

Teşvikiye'deki neşeli lokanta

06.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Zanzibar'da akşamüstüne kadar öğle yemeği servisi devam ediyor. Sonra akşam müşterileri gelmeye başlıyor. Gelenlerin çoğu genç hanımlar. Her zaman cıvıl cıvıl, neşeli bir müşteri kalabalığı var

Teşvikiyedeki neşeli lokanta

Bir binanın köşesindeki bu lokantanın sokağa bakan camlı bölümü "Canlı bir modaevi vitrini havasında"dır. Camın önüne dizilen şık ve güzel hanımlarla zengin ve yakışıklı beyler gelen geçeni seyrederken, gelen geçen tarafından da seyredilirler.Yer bulmak çok zordur. Erken veya geç saatte yer olsa da müşteriyi kapıda karşılayan görevli hanımlar, her zaman gelmeyenleri, tanımadıklarını kıyıda köşede kalmış en kötü masaya oturtmaya çabalarlar. İyi masalar zengin, neşeli insanların oturduğu bölümlerdeki ve özellikle cama yakın masalardır.Masaların örtüleri bembeyaz kolalı, tabağı çatalı en lüksündendir. Küçücük masalar birbirine o kadar yakındır ki, oturanlar ister istemez komşu masadakilerle sohbete girişir. Yemekler lezzetli, yemeklerin takdimi iç açıcı, şarap çeşitleri bol, servisi mükemmeldir. Servisin özelliği çok hızlı olmasıdır. Et yemekleri bile hızlı gelir. İstenir ki insanlar çabuk yesin, içsin, masayı boşaltsın... Fakat hava o kadar güzeldir ki, masalara oturanlar yemek sona erse de bir türlü kalkmak istemez.L'Avenue'yü uzun uzun neden anlatıyorum? Teşvikiye'deki Zanzibar'ı ben L'Avenue'ye benzetirim. Yolum Nişantaşı'na düştüğünde, vaktim varsa oturup bir şeyler yemek isterim. Vaktim yoksa bile önünden geçer, şöööyyyle oturanları seyrederim. Paris'te yolum düştüğünde ne yapar eder, bir öğle vakti L'Avenue isimli lokantada bir şeyler yemeye çalışırım. L'Avenue kahve ile lokanta arası bir yerdir. Paris'teki ünlü modaevlerinin sıralandığı Avenue Montaigne'in ucundadır. Öğlen geç saatlere kadar; o zengin caddedeki mağaza sahipleri, tasarımcılar, mankenler, mağazaları gezmeye veya alışverişe gelen zengin kadınlar, erkekler bu kahve-lokantaya uğrar. Nişantaşı-Teşvikiye arası Paris'in Avenue Montaigne'ine benzedi. Tek farkı bizim caddede mağazadan çok kahve ve lokanta olması. Eskiden renkli ve neşeli Armani Cafe vardı. Şimdi kapandı. Neşeli bir kaldırım kahvesi olan Mavi vardı. Kapandı. Şimdilerde hanımlar caddenin bir ucundaki Beymen Brasserie ile öbür ucundaki Zanzibar arasında gidip geliyor.Milli Reasürans Pasajı'nın içindeki Zanzibar'ı Güniz ve Semih Tortamış 1993'te açtılar. Kahve, bistro, lokanta karışımı kendine özgü bir yer oldu. İki bölmeli bir yemek salonu ile, kapısının önüne, pasaj geçidine dizilmiş masaları var.Öğle saatlerinden başlayarak akşamüstüne kadar öğle yemeği servisi devam ediyor. Sonra akşam müşterileri gelmeye başlıyor. Gelenlerin çoğu genç hanımlar. Her zaman cıvıl cıvıl, neşeli bir müşteri kalabalığı var.Minimalist, modern bir dekora sahip. Masaların örtüleri, tabağı, çanağı düzgün. Oturma düzeni fena değil. Havalandırması iyi Süheyl Kayralı genel müdür olarak, Atilla Mumcuoğlu ve Barış Arıcı müdür olarak lokantanın sorumluğunu taşıyor. Mutfak şefi Mustafa Gönen. Zanzibar ev yapımı makarna, pizza, salata çeşitleri ve Fransız et yemekleri ağırlıklı (daha doğrusu Fransız-İtalyan karması) bir mutfağa sahip. Modern bir dekorasyon Pizzayı farklı biçimde hazırlıyorlar. Hamuru ipince ve kıtır, malzemesi bol oluyor. Bir kişinin (benim ölçümle) bitiremeyeceği zenginlikte pizza 20 YTL dolayında. Hanımların öğle yemeklerinde "zayıf kalmak için ısmarladıkları" salata çanaklarının içinde o kadar bol yiyecek var ki, bu salataları yiyenlerin şişmanlamamaları imkansız. Salatalar 22,50 YTL dolayında.Ev yapımı, İtalyan usulü içi dolgulu değişik makarna-mantı çeşitleri 20 YTL.Çin böreği, avokado ve salsa sosla masaya getirilen şişte karides, patlıcan beğendili ızgara kuzu bonfilesi, ördek ciğeri, susamlı tavuk şinitzel, morel mantarlı ızgara levrek gibi özel yemekleri var.Tarte tatin (elmalı pasta), çikolatalı ve armutlu tart en beğenilen tatlıları. Fiyatları 11,50 YTL.Öğlenin geç saatinde gittik. Salon şefi Hasan Konukçu bir masa gösterdi. Masamızla ilgilendi. Birer kadeh şarap içtik. İtalyan salamlı kıtır bir pizzayı paylaştık.Çevremizde genç ve orta yaşta güzel güzel giyinmiş, neşeli insanlar vardı. İnsan böyle ortamlarda havaya giriyor. Kafası boşalıyor... Sonra saatine bakıyor... "Eyvahhhh.. Geç kalmışız" diyerek tekrar o havadan çıkıp olağan hayatına dönüyor. Zanzibar gibi yerlere her gidişimde, "Böyle yerlere daha sık gelmeliyim" diye niyetleniyorum... Sonra unutuyorum... Ama bunları yazarken tekrar kendi kendime karar verdim. Öyle yerlere daha sık gitmeliyim. Salataları göz dolduruyor