08.03.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Ceren Sırdar - ceren.sirdar@milliyet.com.tr
@cerensirdar
Sinem Öztürk, “Arka Sıradakiler” dizisindeki Gamze karakterinden sonra hâlâ devam eden “Huzur Sokağı”nda karşımıza Şükran rolüyle çıkıyor.
29 yaşındaki Öztürk’ü bugünlerde bir de kendi tasarımlarını satacağı Entari markasının hazırlıkları ile yeni tiyatro oyunu “Sadece Bir Hafta”nın yoğunluğu sarmış durumda. “Alışverişi severim” diyen oyuncuyla Bağdat Caddesi’nde buluşup hem projelerini konuştuk hem alışveriş yaptık.
“Huzur Sokağı” ikinci sezonuyla devam ediyor. Set nasıl geçiyor?
Genelde iki kadın oyuncu anlaşamaz derler, Selin (Demiratar) ile çok iyi anlaştık. Kutsi zaten tam bir canavar!
O görüntüsünün altında inanılmaz komik bir adam var.
“Sadece Bir Hafta” adlı tiyatro oyununuz da başladı. Nasıl bir karakteri oynuyorsunuz?
Oyun Fransız komedisi. Sevgilisiyle aynı evi paylaşan ama aynı zamanda sevgilisini, onun en yakın arkadaşıyla da paylaşmak zorunda kalıp ufak arızalar çıkaran Sophie’yi oynuyorum. Bugüne kadar oynadıklarımdan farklı, komik bir karakter. Tam benlik!
“Sette iki-üç günde bir kitap bitiriyorum”
Gece bir yerlere gidip eğlenmeyi sever misiniz?
Sevmiyorum, evcimenim ben. Gürültülü bir yerde ayakta dikilmektense evde eşimle film izlemek daha keyifli. Zaten sevsem de vakit yok.
Bu yoğunlukta kitap okuyabiliyor musunuz?
D&R’dan sık sık tarihle ilgili kitaplar, fotoromanlar alırım. En son Ahmet Ümit’in “Beyoğlu’nun En Güzel Abisi” kitabını okudum. Bazen sette iki-üç günde bir kitap bitirdiğim oluyor.
O karışıklıkta nasıl okuyorsunuz o kadar kitabı?
Canım bir şey yapmak isterse o an algılarımı kapatabiliyorum. Mesela bir keresinde bir barda çok uykum geldi, kolonun dibinde mışıl mışıl uyudum.
Müzikle aranız nasıl peki?
Müzik dinlemeyi çok severim. Gökhan (Türkmen) yakın arkadaşm. Son albümünü aldım, arabamda dinliyorum. Buika’ya bayılıyorum. Sesi muhteşem. Sette makyaj yaparken hep dinlerim.
Evcimen biriyim dediniz. Evde neler yaparsınız?
Eşimle tavla oynuyoruz. Yorkshire ve golden cinsi iki köpeğim var, onlarla ilgileniyorum. Tasarımların üzerine çalışıyorum. Huzur veriyor hepsi bana.
Yemek yapar mısınız?
Aslında mutfakla aram pek yok çünkü vakit yok. Ama yaparsam da pilavı, tavuğu, makarnayı çok iyi yaparım. Bir de tatlı delisiyim! Hiç ayırmadan
hepsini yerim.
“Parfümlere dalıp uçağı kaçırdığım oldu”
Entari diye bir markanız olacak yakında. Tasarıma ilginiz nereden geliyor?
Küçüklüğümden beri modaya, tasarıma meraklıyım. Biraz da aileden geliyor. Evde de annemin tasarladığı aksesuarları kullanırım. Entari’de ise setteki tasarımcım Rutkay’la kadınlar için etekler, bluzlar, ceketlerin yanında alt-üst bir örnek tasarımlar da olacak.
Aksesuar da olacak mı?
Aksesuar şimdilik yok ama olması için görüştüğümüz bir tasarımcı var. Ben de bileklik ve kolye takmayı, vintage çanta ve gözlükleri çok severim.
“Kaprol ve Masur’dan hiç şaşmam”
Dışarı çıkınca nerelere gidersiniz?
Genelde alışverişlerimi yaptığım Kanyon’a ve Bağdat Caddesi’ne gidiyorum. Alışveriş arasında veya sonrasında da genellikle
Cafe Cadde ve NumNum’da oturuyorum.
Alışveriş yapmayı da seviyorsunuz siz o zaman.
Severim. Çıktığımda mutlaka Beymen’e, İpekyol’a bir uğrarım. En çok Superga ve Nike Air’ın ayakkabılarını alıyorum. Abiye alacaksam Arzu Kaprol ve Özgür Masur’dan şaşmam. Bir de BiLstore’daki tasarımlara bayılıyorum.
Kozmetiğe merakınız var mı peki?
Olmaz olur mu? Benefit’in, Estee Lauder’ın Nars’ın makyaj malzemelerini alırım. Kokulara bayılıyorum! Durmadan parfüm alıyorum, koleksiyon yapıyorum. Hatta bu yüzden free shop’ta dalıp uçak kaçırmışlığım bile var.