23.03.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
Metin UYAR / İyilik & Sağlık / metinuyar@metinuyar.net
Kendisi için “hükümet gibi kadınım” diyen Günseli Kato, stres ve gerginlikten zona oldu. İki ayda 20 kilo verdi. Ama bu onun için ilk değil. Japonya’dayken de bir inat uğruna 50 bedenden 38 bedene inmişti.
Sanatı ve televizyon programları kadar mavi saçı ve Japonya anıları ile tanıdık ressam Günseli Kato’yu. Özgür ruhunu, neşeli kahkahalarını ve samimiyetini çok sevdik. Aslında Kato ile ona iki ayda 20 kilo verdiren zona hastalığını konuşacaktık ama stresin de tetiklediği zona için “Belki senelerin birikimi çıkıyor vücudumdan” deyince hayat hikayesine de dalış yaptık. Yaşadığı ve hissettiği her şeyi olduğu gibi anlattı Kato.
Zona olduğunuzu nasıl anladınız?
Yaz başıydı, “Ay, herhalde bir böcek soktu” dedim. Önce hafiften bir kabarıklık vardı. Sonra gittikçe büyüdü ve su toplamaya başladı. Öyle bir ağrı vardı ki... Elbise bile dokununca çok acıyordu. Sonra, doktora gittim. Doktor, sırtımı açmamla birlikte
“zona” dedi.
“Hiçbir şey yiyemedim, iki ayda 20 kilo verdim”
Neden zona olmuşsunuz?
Doktor; “Neye üzüldün, neye sıkıldın?” dedi. “Ben televizyon programı yaparken çok sıkıldım, gerildim, herhalde ondan” dedim. Yaşadıklarımı dışa vursaydım, bağırıp çağırsaydım belki zona olmayacaktım.
Nasıl bir tedavi uygulandı?
Günde altı-sekiz tablet antibiyotik içiyordum. Sekiz tablet o mideye ne yapar? O antibiyotiklerle birlikte bir mide spazmı geçirdim. Mide de harap olmuş. İşte ülser başlangıcı falan... Midede de bir yara açılmış. Bitik bir durumdaydım.
Zaten yiyemediğiniz için mi bu kiloları verdiniz?
Evet, iki ay hiçbir şey yemeden perişan bir hayat yaşadım. Ve iki ayda 20 kilo verdim. Sonrasında da her ay
1 kilo daha verdim. Bu hastalıktan dolayı iştah denen bir şeyim kalmadı. Biraz kuru ekmek çiğneyebilirsem
ne âlâ. Tabii, tekrar doktora gittim. Vitamin takviyeleri yapıldı.
Verdiğiniz kilolar zaten vermek istediğiniz fazlalıklarınız mıydı?
Ben kilo almış biri değilim. Ben zaten iriyim. Bundan da hiç şikayetçi değilim. Çok yiyen biri de değilim. Kilolarımın sebebi düzensiz beslenmem ve gece yiyor olmamdı. Şimdi, karbonhidrat yeme duygum da, gece yeme hikayem de bitti.
Zonayı atlattınız, şimdi nasıl besleniyorsunuz?
Geç uyandığım için; öğleden sonra acıkıyorum. Günde bir sebze yemeği, akşam da bir salata yiyebiliyorum. Geceleri de bitki çayları ve kuruyemiş tüketiyorum. Elma, yoğurt, beyaz peynir, salata, balık yiyorum.
“Japonya’ya gidince dev gibi hissettim”
Seneler önce de üç ayda 30 kilo vermişsiniz...
Japonya’dayım, yine tombiğim... Japonya’ya gidince zaten kendimi dev gibi hissettim. İnsanlar o kadar ufak tefek ki... Evlenmeden önce, kayınpederim benim için “Ama çok iri” demiş. Benim salak adam da geldi bana söyledi. Ay ben bir alındım.
Ne yaptınız?
Çok ezik hissettim kendimi. Hemen bir rejime başladım... Spor salonuna yazıldım. 40 dakikalık aerobik bitinceye kadar ayağımın dibi göl oluyordu. Ter böyle akıyor... Ayrıca; bir merkeze gittim. Hem akupunktur yaptılar, hem elektrik bağladılar göbeğime.
Sonuç ne oldu?
50 bedenden 38 bedene kadar indim. Sutyenler kafamın büyüklüğündeyse bir avuç oldu. Şimdi birisi “Seninle evlenmek istiyorum ama çok irisin” dese; iki tane tokat atarım, “Sana ne” derim.
“Tanrıçalar da tombikti”
Şu anda “Vücudumdan memnunum” diyor musunuz?
Hükümet gibi kadınım, vücudumdan her zaman memnunum. Ana tanrıçalar da tombikti. Tabii ince bacaklı olup ince topuk giyen insanlara da her zaman özenmişimdir.
O zaman 30 kiloyu tekrar nasıl aldınız?
Hamile kalmamla birlikte o 30 kilo bir anda geri geldi. Bir iştah, bir yemek anlatamam. Kutu kutu tatlılar yiyordum. “Kilo aldıysak aldık, doğum yapınca küt diye gider” diyordum. Çocuk bir lokma, kedi gibi bir şey çıktı. Küt diye gelen, küt diye gitmedi.
“Kayınvalidem herkese memelerimi gösterdi”
Sizin doğumunuz da Japonya’da oldu ve çok zor geçmiş sanırım...
Evet. 36 saat o acıyı hissettim. Sonunda sezaryen ile almaya karar verdiler. Beni uyuşturmak için Japonlara vurdukları iğneden vurdular. Ama iğne bende aynı etkiyi göstermedi. Beni canlı canlı kestiler. Kestiğini duyuyorsun, hissediyorsun,
o cart sesini bile duyuyorsun. Bas bas bağırıyorsun. Feci bir şey! Odaya gittik, bütün akrabalar orada. Herkes merak içinde, “Yabancı gelinden nasıl bir çocuk çıkacak?” diye. Bütün erkekler arasında kayınvalidem, üzerimdeki giysiyi açıp memelerimi gösterdi. “İlk ve son defa göreceksiniz bu kadar büyük meme” dedi. Herkes eğilip memelerime baktı. Ben hiçbir şey yapamadım. Başucumda da koca duruyor, büyük bir gururla. “Benim karının da memeleri pek güzel” şeklinde. Tabii bunların acıları bana sonradan vuruyor.
“Evlilik ve seks hayatını aynı kefeye koymadım”
“Japon aile yaşamında adamlar eşlerine sadece çocuk yapmak için yaklaşırlar” demişsiniz. Bir çocuğunuz var, 12 senede bir kere mi cinsel birliktelik yaşadınız?
Evet. Ailesi çocuk istemeseydi o da olmayabilirdi. Öyle fazla uğraşmadan bir kerede hamile kalmak da harikulade. Benim kocamın ruh sağlığı bozuk olduğu için ben ona çocuğum gibi baktım. Evlilik ve seks hayatını aynı kefeye koyarak yaşamadım.
Sizi Japonya’da tutan neydi?
Ezildiğim, güvenimi kaybettiğim anlar oldu. Bir-iki sene içinde de boşanıp dönebilirdim ama benim de doyum aldığım başka konular vardı. Sanatım ve çocuğum beni çok mutlu ediyordu. Kayınpederime olan platonik aşkım da Japonya’da kalmamın sebepleri arasındaydı. Onun yanında olmaktan çok mutlu oluyordum.
O aşk ne zaman bitti?
Kayınpederime olan aşkım Türkiye’ye gelinceye kadar devam etti. Onu hiçbir zaman elde edemeyeceğimi biliyordum.
O yüzden zaten o aşk devam ediyordu.
O platonik aşk var ya, mahveder insanı.
Şu anda, yeni bir ilişkiye nasıl bakıyorsunuz?
Bir çocukluyum, dulum. Ama, teklif edenler olursa açığım (gülüyor). Ara sıra yemeğe çıkılacak bir insan olabilir hayatımda. Yoksa, birlikte yaşamak falan katiyetle istemem.