Camper‘dan alışveriş ediyorsanız her mağazanın diğerinden farklı olduğunun farkındasınızdır. Ayakkabılar kadar, dükkanların ardında da ciddi bir tasarım süreci var.
İlk mağazasını 1981’de Barselona’da açan marka, uzun süredir mağaza konseptlerinde ünlü tasarımcı, mimar ve sanatçılarla işbirliği yapıyor. Camper 90’ların başında dünyaya açıldı ve sıradanlığı yıkmak için bulunduğu şehrin kimliğini ve ruhunu taşıyan, kendine has özelliği olan mağazalar yaratma fikrini geliştirdi.
Ayrıca son dönemde “Camper Together” konsepti çerçevesinde Carlos Rolando, Javier Mariscal, Naville Brody, Oscar Marine gibi başarılı tasarımcılarla işbirliği yaparak hem yeni mağaza konseptleri hem de özel ayakkabı koleksiyonları sunuyorlar.
Son olarak Wallpaper dergisinin “dünyanın en önemli ilk 10 tasarımcısı” listesinde yer alan İspanyol Jaime Hayon ile işbirliği yoluna gittiler.
Hayon’la Londra’da Faubert’s Place’teki kendi tasarladığı Camper mağazasında buluşup hem mağazayı hem de marka için tasarladığı ayakkabıları konuştuk.
Camper mağazalarının tasarımını yapmaya nasıl başladınız?
Her şey nasıl başlıyorsa öyle... Adamla, yani Mr. Camper’la tanışırsınız... Şaka bir yana, artık Camper ayakkabı almıyordum. Çünkü artık Camper’ları beğenmiyordum. Bu yüzden, kendi Camper’larımı tasarladım. Ama markanın mağazalarını hep beğenmişimdir. Çünkü mağazaları her zaman tasarım ağırlıklı oluyor.
Hikayeye dönersek...
Camper Together projesinde çalışmaya başlayan sanat yönetmenlerinden biri bana teklif getirdi. Ben de “Neden olmasın? Haydi bir şeyler yapalım” dedim. Mağazalara birer enstalasyon gibi yaklaştım. Masalar, değişik lambalar, uygun bir zemin, grafikler var ama sonuçta mağaza bir enstalasyon gibi görünüyor. Çok eğlenceliydi.
Mağaza tasarlarken bir tasarımcının göz önünde bulundurması gereken şeyler neler?
Mağazalar ve hazır giyimle dolu bir dünyada markadan tamamen farklı bir konsept yaratarak ilginç bir işe imza atabilirsiniz. Konsepti markaya adapte etmek dünyanın en kolay şeyi, inanın. Camper’la ilgili bir şeyler biliyordum. Mayorkalı bir marka, pişmiş toprak kullanırlar. Ben de pişmiş topraktan lambalar yaptım. Mayorka’nın rengi kırmızıdır, o yüzden mağazanın zeminini kırmızı yaptım. Markaya uyumlu bir kimlik yaratmak kolay ama markaya ait olmayan bağımsız bir konsept yaratmak daha zor.
Mağaza tasarımını başarılı yapan nedir?
Mağaza iyi işletilmeli, insanlar girdiklerinde rahat etmeli, görsel olarak cezbedici olmalı, vitrinleri iyi olmalı ki tasarım da başarılı olsun.
Burayı birine telefonda nasıl anlatırdınız?
Galeri-mağaza tarzı bir yer. Ağırlıklı renk kırmızı. Duvarlarda yaptığım grafik ağırlıklı tabaklar asılı. Mağaza olduğundan büyük görünüyor. Pişmiş toprak ve porselen karışımı lambalar var ki normalde bu iki malzemeyi karıştırmak imkansızdır ama bunun tekniğini icat ettim. Şakacı bir mağaza. Mobilyalar buraya uygun olarak yapıldı. Ve her şey el yapımı.
“Moda tasarımcıları beğendi”Camper için tasarladığınız ayakkabılardan bahsedelim. Bu tasarım nasıl ortaya çıktı? Camper’ın klasik yuvarlak burunlu ayakkabı tarzından farklı sizinkiler.Ayakkabılara bayılırım. Genelde bunlara benzer ayakkabılar giyerim; biraz klasik görünümlü, derileri bazen ince, bazen kalın olsa da stil sahibi... Çok ince taban severim. Bu ayakkabıları tasarlarken de çok rahat olmalarını istedim çünkü erkek ayakkabılarının çoğu sert malzemeden yapılır. Genelde sadece nasıl göründükleriyle ilgilenilir, rahat olup olmadıklarıyla değil.
Klasik İngiliz tarzı bir ayakkabıyı yeni teknolojyle birleştirdiğinizde ortaya zıt bir görünüm çıkabiliyor. Moda tasarımcılarından da ilginç tepkiler aldım. Marni’de çalışan arkadaşlarım çok beğendiler. Erkeklere renkli ayakkabı yapmış olmam da insanların hoşuna gitti çünkü inanın erkek için renkli ürünler bulmak çok zor.
Her sezon sektirmeden ne alırsınız?Eskiden ayakkabı alırdım şimdi artık yapıyorum. Ceket alırım. Kışlık ceketlere bayılırım.
Hangi trendden o kadar çok sıkıldınız ki size silah versem başına kurşun sıkabilirsiniz?Trendlerden hoşlanmıyorum. Sanırım barok tarzının yanlış uygulamalarını sevmiyorum. Çok saçma ve çirkin oluyor. Çünkü barok dönemi tasarımlarının özelliği kaliteli olmasıdır. Şimdiyse plastik saçmalıklar yapıyorlar. Bu yüzden bu trendi büyük bir kalaşnikofla taramak isterdim.
Nerelerden esinleniyorsunuz?İnsanlar. Gittiğim yerler. Tanıştığım kişiler. Yaptıklarım. Hayatım.
İlginç bir hayatınız var mı ki?Evet. Mümkün olduğunca tadını çıkarmaya çalışıyorum. Ölene kadar. Pozitif biriyim.
Favori mağazanız hangisi?Tokyo’daki Tokiu Hands. Ceketten ampule, kırtasiyeden metroda başınızı dayayacağınız yastığa kadar her şeyi bulabilirsiniz burada. Milano’daki Rossana Orlandi mağazasının tasarımını beğeniyorum. Çok güzel, cennet gibi bir yer.
Asla giymeyeceğiniz kıyafetler neler?Mini etekler... Kilt...
“İstanbul geleceğin önemli şehirlerinden biri”Lüks mağaza Villa Moda için Dubai’de yeni bir mekan tasarlıyorsunuz. Ortadoğu’da çalışmak nasıl?Bambaşka bir kültürle uğraşmak hakikaten zor. Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde çalışıyorum. Bazı yerlerde otel, bazısında mağaza, bazısında ev yapıyorum. Ortadoğu yükselişte olan bir toprak, insanların enerjisi yüksek ve bu hoşuma gidiyor ama çok hızlı gidiyorlar. Kaliteli iş yapmaya çalışırken hızla uğraşmak zor oluyor. İşlerin çok hızlı tamamlanmasını istiyorlar. Kalite ise ancak üzerinde düşünüp zaman harcandığında ortaya çıkıyor.
Türk tasarım markası Gaia&Gino’ya da tasarım yapıyorsunuz. İstanbul’la ilgili düşünceleriniz neler?İstanbul geleceğin önemli şehirlerinden biri bence. İstanbul’a gelip müzeleri gezmek, mimariyi seyretmek, yemekleri tatmak, müziğini dinlemek çok güzel.
“Etrafa kafatasları, örümcek ağları koyup ağır ve karanlık mekanlar yaratacak türde biri değilim. Sürrealizmi, uzun bacaklı atları, lolipopları, palyaçoları ve tuhaf şeyleri severim” diyen tasarımcı Jaime Hayon’un tasarladığı Camper mağazaları Barselona, Mayorka, Milano, Paris ve Londra’da bulunuyor.