16.01.2021 - 03:04 | Son Güncellenme:
Ayşim Özgür
ABD’nin yeni başkan yardımcısı Kamala Harris, Vogue Amerika şubat sayısının kapak yıldızı oldu ve bu kapak, tartışmaları da beraberinde getirdi. İki farklı kapak alternatifinin birinde Harris, siyah ceket- pantolon takım (Donald Dea marka) ve Converse ayakkabılar ile pembe, diğerinde ise açık mavi bir takım (Michael Kors Collection) ile altın rengi kumaş fonun üzerinde duruyor. Objektifin arkasında ise kariyerindeki ilk Vogue kapağında, 2018’de Beyonce’yi fotoğraflayan Tyler Mitchell var. Mitchell, kapak fotoğrafını çektiğinde 23 yaşındaydı ve derginin kapak çekimini yapan ilk Afrika kökenli Amerikalı olmuştu. Buraya kadar her şey kulağa hoş geliyor; kapakta ABD’nin ilk kadın ve siyah başkan yardımcısı var, fotoğrafları çeken ise moda dünyasında “usta” olarak görülen fotoğrafçılardan biri değil, oldukça genç bir yetenek. Ancak tüm bunlar gönüllere su serpmek için yeterli olmadı.
Yıllardır ırkçı bulunuyor
1988’den beri Vogue’un genel yayın yönetmenliğini, 2013’ten beri ise Vogue’un yayıncısı Condé Nast’ın artistik direktörlüğünü yapan ve son olarak yine yayıncı şirketin tüm küresel içeriklerinin yöneticisi haline gelen Anna Wintour, uzun yıllar boyunca siyah modelleri kapak yapmayıp siyah fotoğrafçılarla çalışmadığı için ırkçılıkla suçlandı. Wintour ile çalışmanın ne denli zor olduğu zaten dillere destan, ancak bunun dışında bir de Vogue ofisinde ırkçı bir çalışma ortamı yarattığı, editörlerini yalnızca “zayıf ve zengin beyaz kadınlar” arasından seçtiği de çok konuşuluyor. Zamanla; Rihanna, Serena Williams (Wintour tam bir tenis tutkunu), Lupita Nyong’o gibi ünlü siyah müzisyen, sporcu ve oyunculara kapakta yer verilmeye başlandı; Michelle Obama dergiye yıllar içinde üç defa kapak oldu. Bu defa ise kapakta dünyaca ünlü bir yıldız ya da first lady değil, siyah bir politikacı olan Kamala Harris var.
Kapak, hem fotoğrafta Kamala Harris’in cildi olduğundan daha beyaz gösterildiği hem de dergi Harris daha resmî kıyafetler giymek istemesine rağmen onu daha “trendy” görünen bu stilde giydirdiği için eleştiri yağmuru altında. Tabii sanat yönetimini zayıf bulanların, Harris’in zafer kazanmış bir kadın olarak yansıtılmadığını söyleyenlerin sayısı da hiç az değil. Özetle Vogue’un, Harris’i sadece derginin imajını düzeltmek için kapak yaptığı, ancak ırkçı bakış açısından kurtulamadıkları ve pek de samimi olmadıkları için yeterince güçlü bir çekim olmadığı söyleniyor. Anna Wintour, eleştirilere verdiği yanıtta, yalnızca bu kıyafetleri bizzat Haris’in kendisinin giymek istediğini söyledi, “beyazlatma” konusuna ise değinmedi.
Kapakları Wintour’ın politik görüşleri belirliyor
Başkan yardımcısı seçilmeden Elle dergisi ile kapak çekimi yapan Kamala Harris’in o fotoğrafı daha kendinden emin ve güçlü bulunuyor. Aralık ayında Vanity Fair’in kapağına çıkan ABD Temsilciler Meclisi üyesi Alexandria Ocasio-Cortez’in çiçekler önünde çekilen o fotoğrafları da umudu temsil ettiği ve politikacının özgün stilini yansıttığı için beğenilmişti. Kadın politikacıların moda ve yaşam tarzı dergilerine kapak olması, bu dergilerin hedef kitlelerine seslenebilmeleri açısından her zaman önemli bulunuyor. Üstelik bir ay boyunca raflarda, önemli dergilerden birinin kapağında yer almak bir anlamda moda dünyasının profil fotoğrafı olmak gibi.
İlk kez 1998’de Hillary Clinton’ı kapak yapan, 2016’da ise Clinton ile özel bir röportaj yaparak politik tarafını açıkça ortaya koyan Vogue Amerika, daha önce Michelle Obama ile kapak çekimi yapmasına rağmen, Melania Trump ile çekim yapmadı. Yani derginin bu konudaki tavrını Anna Wintour’ın kişisel politik görüşleri belirliyor, zira Wintour’ın Trump karşıtı olduğu biliniyor. Görünen o ki, Wintour’ın değişen dünyada tartışılan kavramlara bakış açısı, yeni nesli tatmin edecek kadar güçlü değil.