30.01.2021 - 03:03 | Son Güncellenme:
Zeynep Kakınç
Biraz gastronomiyle ilgileniyorsanız, ne yediğinize önem veriyor, ürün hikâyelerini merak ediyor ve lezzetten keyif alıyorsanız mutlaka tanımanız gereken bir sohbet ve tadım platformu SG İmalathane. SG, Türkiye’de farklı bir dönemin başladığının da habercisi. Mutfak zenginliklerimizi artık sıra dışı uygulamalarla ve çağdaş sunumlarla hem kendimize hem de dünyaya anlatma dönemine geldik. Sadece damaklara değil, yemeği hikâyeleriyle yüreklere de dokundurduğunuzda başarı kazanıyorsunuz. SG İmalathane’nin kardeşleri de var: SG Kömürlük ve pandeminin başlangıç sürecinde açılan SG Yarım Yamalak. Bu üçünün de yaratıcısı Selda Güleç.
Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu, dünyaya, yeniliklere, farklı kültürlere ilgi duyan emekli bir İngilizce öğretmeni olan Selda Güleç, dünyaya özen gösteren, tüme hizmet eden bir anlayışın yayılmasının en kolay yolunun sofralardan geçtiğine olan inancıyla yola çıkıyor. Yemek dostu insanların birlikte üretip paylaşabileceği gerçek bir mekân yaratılması fikri de bu şekilde doğuyor ve bu fikir upuzun tek bir masada sofralar kurmak; tek bir ocakta, çok elden, çok emekle ve sevgiyle pişen yemekleri sunmak şeklinde de gelişiyor.
İmalathane ailesi
Türkiye’nin çok değerli isimleri ile kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenlemeye başlıyorlar. “Sohbetli Sofralar”, “Seyr-ü Seferler” derken müdavimleri oluşuyor. Bir konsept etrafında buluşulup yemekler yeniyor ve o yemeklerin hikâyeleri anlatılıyor. “Seyr-ü Seferler” sırasında Anadolu coğrafyasının pek çok yerinde sofralar kuruyor, hasatlara katılıyorlar. Kadın emeğinin ekonomiye katılımı için çaba sarf eden Biga Kadın Kooperatifi, Kadama Kadın Kooperatifi gibi hayal ortaklarıyla birbirlerine destek oluyorlar.
Mahallenin kömürlüğü
Bir süre sonra mutfağın bulunduğu Dut Sokak’taki yıkık dökük kömürlüğü kiralıyorlar ve tam bir geri dönüşüm mekânı ortaya çıkıyor. Sokağın kadın sakinleri ve çocuklar onlarca etkinlikle Kömürlük’te buluşuyor. Küçük bir kütüphane de oluşturuyorlar burada.
“Yarım yamalak, sen tamamla”
Pandemi başlayınca her şey duruyor, ama bu kez de Selda Güleç, arkadaşı Şef Deniz Doğu ile SG Yarım Yamalak’ı hayata geçiriyor. Herkesin kolayca tamamlayabileceği lezzetler hazırlıyorlar ve “Yarım Yamalak, Sen Tamamla” diyerek ev servislerini başlatıyorlar. “Mutfaklarda keyif, sofralarda lezzet yaratma hayalimizi cam bir süt şişesinin içine sığdırdık.” diyor özetle Selda Güleç. Vitamin ve minerallerin bol olduğu, mümkün olduğunca glüten içermeyen, vegan ve vejetaryen beslenme biçimlerine duyarlı malzemeler kullanıyorlar. Seçim yaparken yerel üreticilere ve kadın emeğine farkındalık yaratmak öncelikleri oluyor. Herkes için işleri kolaylaştırmak üzere hazırlanan şişeler mutluluk yaratmaya odaklanıyor. SG Yarım Yamalak ürünleri, çorbalar, yemekler, kekler, kurabiyeler ve atıştırmalıklardan oluşuyor.
Mutfakta çöp yok
“Peki, mutfağın olmazsa olmaz kuralları, sıfır atık ve geri dönüşüm sorunlarını nasıl çözüyorsunuz?” diye soruyorum Selda Güleç’e. Son derece kayda değer bir cevap veriyor: “SG İmalathane’den çok az çöp çıkar, çünkü bize göre mutfakta çöp yoktur!”
SG üçlemesini takip ettikçe sizin de hayranlığınız artacak eminim. Etkinlikleri şu adreslerden takip edebilirsiniz:
İnstagram: @sgimalathane
SG Mutfağından güzel bir tarif: BADEM SÜTLÜ BALKABAĞI ÇORBASI
Malzemesi:
4-5 parça soyulmuş balkabağı
1 adet orta boy patates
1 adet orta boy soğan
2 adet havuç
Ceviz büyüklüğünde taze zencefil
1-2 diş sarımsak
1 su bardağı badem sütü
4-5 su bardağı su (eğer varsa tavuk veya kemik suyu)
1-2 çorba kaşığı zeytinyağı
1 çorba kaşığı zerdeçal
Tuz
Üstüne, servis sırasında taze olarak öğütmek için karabiber
Süslemek için kabak çekirdeği içi
Arzuya göre defne yaprağı, karanfil, muskat vb.
Hazırlanışı: Öncelikle kabakları yağlayın. Karabiber ve tuzla harmanlayarak 180 derecelik fırında 1 saat yumuşayıncaya kadar pişirin. Kabakların yanına doğranmış havuçlar da konarak fırında pişirilebilir ya da fırın kullanmak istemezseniz, her ikisi de 25 dakika kadar haşlanabilir. Başka bir yerde soğan, sarımsak, patatesi sırasıyla doğrayarak çok az zeytinyağında kavurun. Fırınlanmış veya haşlanmış kabak ve havuçlar ilave edin. Tuzu, zerdeçalı ve suyunu ekleyin. Arzuya göre blenderdan geçirmeden önce çıkarılmak üzere bir bohça içinde defne yaprağı, karanfil ve muskat koyarak tencereye ekleyin ve pişmeye bırakın. Son olarak bir bardak süt ilave edip bir iki taşım daha kaynatın. Bu sırada rendelenmiş zencefil ilave edin. Eğer ekledinizse baharat bohçasını çıkarın ve çorbayı blenderdan geçirin. Öğütülmüş taze karabiber ve kabak çekirdekleri ile servis edebilirsiniz.