Cumartesi“Hem serseri hem de iyi birini oynamak istemiştim, oldu”

“Hem serseri hem de iyi birini oynamak istemiştim, oldu”

07.12.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Bu hafta fragmanı yayımlanan “Sadece Sen” filminde eski bir boksörü canlandıranİbrahim Çelikkol: “Hem serseri olabilecek, dövüşebilecek hem de iyi bir adam olabilecek, hepsinin bir arada olduğu birini oynamak istiyordum. Böyle bir isteğim vardı ve dizi sezon arasına girer girmez böyle bir iş geldi”

“Hem serseri hem de iyi birini oynamak istemiştim, oldu”

Merhamet dizisinin Fırat’ı İbrahim Çelikkol bu hafta ilk fragmanı yayınlanan “Sadece Sen” filminde eski bir boksörü canlandırdığı Ali karakteriyle çıktı karşımıza. Frgamandan görebildiğimiz kadarıyla eski boksör Ali’nin hakkını veriyor Çelkikkol; kaslı vücut, uçarak attığı yumuruklar, kan revan içinde kalan bir yüzle yere yığılmalar... Çelikkol’a filmde kör sevgilisi rolünde Belçim Bilgin eşlik ediyor. “Geçmişi gerçekten karanlık ama vicdanı çok ağır basan bir karakter. Âşık bir adam aynı zamanda. Geçmişte bir boksörlük hikayesi var ama dövüşmesinin asıl nedeni sevgisi” diye anlatıyor Ali’yi.
Çelikkol ile çok sevdiği Kangal köpeklerini, hayallerini, sinemadaki aksiyon dolu hallerini konuştuk.

“Merhamet” iki sezondur devam ediyor. Nasıldı bu iki sezon sizin için?

Ekibin enerjisi çok yüksek. Bizi iki sezondur ayakta tutan şeyin bu olduğunu düşünüyorum. İyi bir yapım şirketimiz var, arkamızda duruyorlar.
Bu sezon da devam eder inşallah, reytingler de bunu gösteriyor.

Haberin Devamı

Özgü Namal’la röportaj yaptığımızda bir karakterin iki ayrı dönemini canlandırmanın büyük bir şans olduğunu söylemişti...

Evet, büyük şans... Oyuncunun sınırlarını zorlayan, yükselten, geliştiren bir avantaj. Bunu iyi değerlendirdiğimizi düşünüyorum. Ayrıca geçmişe gitmek herkesin hayalinde olan bir şeydir herhalde. Senaryo da bize bunu yaşattı. Tabii ayrı bir konsantrasyon ve enerji gerektiriyor. Bu iki dönemin tadını gerektiği gibi vermeye çalışıyoruz.

“Negatif şeyin arkasından mutlaka aydınlık gelir”

Herkes ister geçmişine dönmek dediniz. Siz ister miydiniz 20’li yaşlarınıza dönmeyi?

İstemezdim herhalde. Bu yaşa gelene kadar yaşadığım güzellikler de oldu, zorluklar da... Bunları toplamışken tekrar geriye dönüp aynı şeyleri yaşamak zor olur diye düşünüyorum. Bugün beni ben yapan şey geçmişim zaten. Geleceği de düşünmek istemiyorum, şu anı yaşamak daha doğru benim için.

Haberin Devamı

Röportajlarınızda hep “iyi insan olma” vurgusu var... Hatta “İyi bir insanın başına kötü bir şey geleceğine inanmıyorum” demişsiniz...

Asla inanmıyorum. Başıma gelen kötü şeylerin de bir sebebi olduğunu
ve sonra mutlaka iyi şeylerin geleceğini düşünüyorum. İlahi adalete çok inanıyorum.

Çok iyimser bir düşünce gibi...

Bilmiyorum, ben buna inanmıyorum. İyi bir insanın başına asla kötü bir şey gelmez demek değil bu belki ama her negatif şeyin arkasından mutlaka aydınlığın da geleceğini düşünüyorum.

Yeni filminiz “Sadece Sen”den bahsedelim biraz...

14 Mart’ta vizyona girecek, Boyut Film’in işi. Geçmişi karanlık olan eski bir boksör karakterini canlandırıyorum. Belçim Bilgin’le oynuyoruz.

Film vasıtasıyla mı tanıştınız?

Evet. Çok pozitif, enerjisi yüksek biri. Çok iyi bir oyun arkadaşı oldu benim için. Birbirimize çok destek olduk.

“Fetih 1453”te kılıç kullanan bir adamı canlandırdınız. Şimdi de boksör... Hep aksiyon rollerinde görüyoruz sizi sinemada.

İkisi çok ayrı dünyalar. “Fetih” filmindeki karakter bir savaşçıydı, buradaki tamamen duygusal bir adam. Biraz önce bahsettiğim iyi insan olabilmek dediğim şey “Sadece Sen”de var aslında. Geçmişi gerçekten karanlık ama vicdanı çok ağır basan bir karakter. Geçmişi düzeltmek adına fedakarlıklar yapıyor, kendinden vazgeçiyor. Âşık bir adam aynı zamanda. Ulubatlı Hasan sadece şehit olmak için yaşayan bir adamdı. Bu filmde sevgisini karşısındakine göstermek için uğraşan bir adam var. Geçmişte bir boksörlük hikayesi var ama dövüşmesinin asıl nedeni sevgisi.

Haberin Devamı

Fiziğiniz uygun olduğundan, bu sahneleri inandırıcı oynayabileceğiniz için mi dövüşebilecek, kılıcını kuşanıp savaşa girebilecek roller geliyor?

Birçok rol geliyor tabii ama

“Hem serseri hem de iyi birini oynamak istemiştim, oldu”
bunlar bizim tercihlerimiz. Aslında “Merhamet”teki yönetmenim Çağatay Tosun’la konuşmuştuk bunu; “Çok istediğim bir karakter var, hem serseri olabilecek, dövüşebilecek hem de iyi bir adam olabilecek, hepsinin bir arada olduğu bir adamı oynamak istiyorum” demiştim. Donanımlı bir adam olması gerekiyor bunları yapabilmesi için. Böyle bir isteğim vardı ve dizi sezon arasına girer girmez böyle bir proje geldi bana. Hatta ben Amerika’ya gidiyordum. Biletlerimi falan almıştım... Orada workshop’lara katılacaktım iki ay boyunca. Senaryoyu okuyunca bu işin içinde olmak istedim. Gerçekten çok bambaşka duygular var canlandırdığım Ali karakterinde. Bu duyguları görünce bu role hayır demek bir oyuncu için zor. O yüzden bütün planlarımı iptal ettim ve bu projede yer aldım. Çok da mutluyum bu kararımdan.

Sinemada biraz öyle sanki. Aksiyon filmlerinin aranan oyuncuları olur ya; aksiyon sahneleri çekebilen yakışıklı adam... Siz de onlardan biri mi oluyorsunuz acaba?

Hayır ama o sizin güzelliğiniz, sizin görüşünüz... İyi bir oyuncu olup aynı zamanda aksiyon sahnelerinin üstesinden geliyorsanız, bir de ekranda güzel görünüyorsanız daha ne olsun?

“Workshop için Amerika’ya gidecektim” dediniz. Mesleğinizle ilgili bu tarz eğitimlere katılır mısınız?

Şu an öyle bir vaktim yok ama imkanım olduğu zaman böyle şeyler yapmak istiyorum kendimi geliştirmek için. Sonu olmayan bir iş yapıyoruz aslında. Hayat da öyle değil midir? Aslında hayatın içinden birtakım şeyleri alıp bunu senaryolara göre yerleştiriyoruz. Ne kadar yaşanmışlık
o kadar çok oyun benim için. Oyunculuğun da hayatın da sonu yok. Ne kadar geliştirirsem kendimi o kadar güçlü, bilerek, hissiyatlı yapıyorum işimi. Daha düşünmeden oluyor, bu da daha gerçekçi kılıyor.

Haberin Devamı

Bir röportajınızda geçmişe yönelik oyunculuğunuzla ilgili “odun gibi” diye eleştirenlere hak veriyorum demişsiniz. Şimdi geçmişe dönüp bakınca nasıl görüyorsunuz gelişiminizi?

Yaklaşık yedi sene önce başladım oyunculuğa. Yeni doğan bir bebekle yedi yaşındaki çocuğun arasındaki bir fark kadar bir gelişim vardır herhalde.

“Gecenin 3’ünde bile dolabı açar, ne bulursam yerim”

Çok spor yapıyorsunuz galiba. Buradan bakınca öyle görünüyor...

Yapıyorum, evet. Spor beni ben yapan şeylerden biri. Basketbolcuydum zaten eskiden. Sonra sporu hiç bırakmadım. Hayatımın her boş bulduğum vaktine bir şekilde yerleştirmeye çalışıyorum. Daha çok ormanda koşmayı seviyorum. Doğayla iç içe olmayı seviyorum çünkü. ATV’ye binmek, kayak yapmak, at binmek... Doğa sporları, adrenalini yüksek olan şeyler daha çok cezbediyor beni. Salon sporlarını çok sevmiyorum. Biraz daha nefes almayı tercih ediyorum,
bana iyi geliyor.

Haberin Devamı

Salonda özel bir çalışma yapmadan nasıl oldu sizin bu meşhur kollarınız?

Genetik (gülüyor). Dediğim gibi ağırlık sporları yapmıyorum çok fazla. Ama insanın hayatında spor olduğu takdirde iyi de beslenirse bu, bütün bedenine yansır, sadece kollarına
değil yani beynine kadar gidebilir. Gelişmek sadece spor salonuna gidip “body” yapmak değil. Her iri adam salonda “body” yapıyor diye bir şey yok.

Yediklerinize dikkat eder misiniz?

Zaman zaman. Ama saatim yoktur benim, şunu yemeliyim, bunu yemeliyim diye düşünmem. Çünkü yemek yemeyi çok seviyorum. Gecenin 3’ü de olsa dolabı açıp ne bulursa yiyebilen bir insanım.

Basketbol oyuncusu olarak da kariyer yapabilirdiniz. Aklınızdan geçer mi hiç ya basketbolcu olsaydım nasıl bir hayatım olurdu diye?

Basketbola devam etmek isterdim ama bırakma nedenlerim çok fazlaydı. Hayatımdan çıkmadı zaten hiçbir zaman. En büyük hedeflerimden
biri ileride bir basketbol okulu açıp çocuklara eğitim vermek. Eski takım arkadaşlarımla da görüşüyorum hâlâ, hafta sonları salona gidip basketbol oynuyoruz.

Köpek çiftliğinizin olduğunu duymuştum...

Hayır ama iki tane Kangal cinsi köpeğim var, dizide oynuyor biri. Sivas Merakum’da köpek çiftliği olan bir abim var. Orada 160 köpeğimiz var. 3800 rakımda bir yer. Oraya gidip enerjimi atıp geldiğim zamanlar çok olur.

“Hollywood’la görüştük ama hazır değildik”

Bu aralar gece yastığa başınızı koyunca neler geçiyor aklınızdan?

Kafamı yastığa koyduğumda hep düşünürüm. Her şeyi; hayallerim, geçmişim, o gün yaşadığım güzel şeyler
ya da yaptığım yanlışlar, onları telafi etmenin yolları... Çocukluğumdan beri böyle bu, hep hayallerle yaşadım ben.

Neyin hayalini kurardınız küçükken?

O zamanlar arabam yoktu mesela, arabalı adamları gördüğüm zaman, “Benim arabam olduğu zaman arkadaşlarımla gezeceğim, tatile gideceğim” diye hayal ederdim. Her dönemimin bir hayali vardır. Şimdiki hayalim okul açmak, yurt dışına gidip workshop’lara katılmak, iyi bir oyuncu olabilmek gibi şeyler.

“Fetih 1453” filminden sonra Hollywood’dan teklif geldiği haberleri çıkmıştı...

Evet, görüşmeler oldu ama biz kendi içimizde daha hazır olmadığımızı düşündük buna. Biraz daha donanımlı olduğumda yine böyle bir teklif gelirse neden olmasın?

Hayallerinizin arasında Hollywood da var yani...

Öyle bir hayalim yok açıkçası. Ben sadece buradaki işimi iyi yapmak için uğraşıyorum. Eğer oradan bir teklif gelirse onu da değerlendiririz. Hayat ne getirirse... Tenis gibi düşünüyorum ben, karşından ne gelirse...

KEŞFETYENİ
Afra Saraçoğlu'ndan radikal karar! İşte yeni imajı
Afra Saraçoğlu'ndan radikal karar! İşte yeni imajı

Cadde | 22.04.2025 - 07:10

Son dönemin en popüler isimlerimden biri olan ünlü oyuncu Afra Saraçoğlu imaj değişikliğine gitti. Yeni saçlarını Instagram hesabından paylaşan Afra Saraçoğlu binlerce beğeni aldı.

Yazarlar