11.08.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Özge Tabak - ozge.tabak@milliyet.com.tr
Kocanız bir gün sizi aldatırsa ne olur?” sorusundan yola çıkan “Koca Koca Yalanlar” dizisi, pazartesi Kanal D’de yayınlanmaya başlıyor. Hakan Yılmaz, Evrim Alasya, Selen Uçer, Ferdi Sancar, Pelin Öztekin, Rüzgar Aksoy ve Tuğçe Karabacak’ın başrolleri paylaştığı dizide Evrim Alasya, Pelin Öztekin ve Selen Uçer’i evlilik hikayelerini izleyeceğimiz üç kadın arkadaş olarak göreceğiz. Hem mizahla hem de dramatik sahnelerle ilişkileri merkezine alan dizinin oyuncularından Pelin Öztekin ve Selen Uçer’le kadın-erkek ilişkilerini masaya yatırdık.
- “Koca Koca Yalanlar”la ekranlara dönüyorsunuz.
Selen Uçer: Ana hattı evlilik, ilişki komedisi diyebiliriz. Çok dinamik bir senaryo. Bu proje kadın hikayelerine ince bir mizahla değindiği için benim için çok çekiciydi. Kadınlar iyi, erkekler kötü ya da tam tersi değil; iki tarafı da her şeyiyle göstereceğiz.
Pelin Öztekin: Kadınların ne kadar güçlü olup neleri başarabileceğinin altyapısı var işimizde. Bu üç kadın hayattan vazgeçmiş ve erkeklerin egemenliğine boyun eğmiş değil; tam tersi ayaklanmaya başlayan kadınlar. Kadının aslında uyanışı bu dizi. O yüzden de kadın seyircinin bizimle birlikte olacağını ve birbirimizden öğreneceğimiz çok şey olduğunu düşünüyorum. Senaryonun çok eğlenceli oluşu cezbetti beni. Son 2-3 yıldır dram dizilerinde yer aldıktan sonra komediyi özlemişim.
Selen U.: Mesela kadınların en açık oldukları yer kuafördür. Pelin’in karakteri Canan, dizide kuaför dükkanı sahibi. Kimseye anlatmadığın şeyleri kuaförde anlatırsın manikür yapılırken... Sorun çözme yeri.
Pelin Ö.: Zamanında annemden gördüğüm de oydu, şimdi ben aynı şekilde. Kadınların deşarj olma, kendini pozitife çevirme yeri kuafördür. Erkeklerin nasıl kahvesi varsa, kadınların da kuaförü var. (gülüyor)
- Karakterlerinizde kendinizden neler buldunuz?
Selen U.: Çalışan bir annenin çocuğuyum, ben de hayatım boyunca çalıştım. Nilgün kocasının ona kurduğu şahane evde, bu keyifle yaşayan biri. O bakımdan tam tersi, oynaması da çok zevkli. Nilgün hayatla flört eden bir kadın. Hayat enerjisi çok yüksek. Ben de o tarafımı öne çıkardığım bir dönemdeyim. En benzer tarafsa samimiyetimiz.
Pelin Ö.: Saf ve romantik tarafını seviyorum. En masum, her şeyden habersiz olan Evrim’in (Alasya) oynadığı Müjgan, her şeyi bilen ve yol gösteren Selen’in karakteri Nilgün, ortada tampon görevi görense Canan.
“Şimdi erkekler neredeyse masum kalıyor”
- Aldatma söz konusu olunca işin içine bir de kendini kandırma durumu girmiyor mu?
Selen U: Kadın hep hisseder aslında, ben insanın kendini kandırdığını düşünüyorum. Kadınlar açıksözlü olmayı daha geç öğreniyorlar bence. Bu zamanın bu coğrafyasında, baskı altında yetişmiş kadın rahat konuşamıyor. Oysa kendine ve insanlara açık olduğunda daha gerçek ilişkiler kurabiliyorsun. Kadının sesi daha yeni yeni duyuluyor Türkiye’de.
Pelin Ö.: Kendi ayakları üstünde durabilen, kendi yolunu çizen, aslında bir erkeğe eyvallahı olmayan kadınlar yetişiyor artık günümüzde. Erkeğe ihtiyaç sadece duygusal anlamda kalıyor, eskiden öyle değilmiş. Çekip gitme lüksümüz var artık kadınlar olarak. Selen’e katılıyorum, kandırıyoruz kendimizi, öyle ki hatta kendi yalanlarımıza bile inanıyoruz. O yalanlara inanmak bizi bitiriyor belki de...
- Aldatılsanız sizin tepkiniz nasıl olur?
Pelin Ö.: Değişik bir dedektiflik yönüm var, seviyorum araştırmayı, stalklamayı... Herhalde güzel bir baskın yaparım öyle bir durumda. Takip eden, basan ve bunu yüzüne vuran kişi olurum. Sonrasında hayatıma çok çabuk dönerim. Pişman olsun diye yapmam ama hayatıma dönmem onu zaten pişman edecektir.
Selen U.: Büyük laflar etmemek gerektiğini biliyorum ama iki insan arasında bir ihanet, bir yalan varsa o ilişki bozulur zaten. Bozulmuyor diye kendini kandırmamak gerekiyor.
- Kendi eşinden, sevgilindense öteki kadını suçlamak daha mı kolay geliyor?
Pelin Ö: Günümüzde ne çekiyorsak hemcinsimizden çekiyoruz. Eskiden erkekleri suçlardık, kadınlar her zaman kandırılan, masum taraftı. Şimdi erkekler neredeyse masum kalıyor, kandırılıyor. Öte yandan, şu an unutulmuş olan kadın dayanışmasını da hatırlatacağımızı düşünüyorum seyirciye. Çünkü bizi en iyi destekleyecek, anlayacak kişi de hemcinsimiz.
Selen U.: Tiyatroda “Kuçu Kuçu”, “Bütün Kadınların Kafası Karışıktır”, “Poz” gibi oyunlarımda da bu konuyla çok uğraştım. Benim en sevdiğim laf, çok yakın bir arkadaşımın lafıdır: “Kadın kadının hem yurdudur hem kurdudur.” Ne sadece biri, ne diğeri...
- Kadın-erkek ilişkilerinde mutluluğun sırrı ne sizce?
Pelin Ö.: Benim için bir ilişkideki huzur, mutluluk arkadaş ve dost olmaktan geçiyor. Birlikte ağlayıp güldüğün, hastalıkta birbirine baktığın zamanların çok daha değerli olduğunu düşünüyorum. Bunları da sağlamlaştıran şey oyun arkadaşının da, hayat arkadaşının da, kankanın ve sırdaşının da tek bir kişi, sevgilin olması.
Selen U.: İnsanların önce kendilerine özenmesi, saygı duyması ve mutlu etmesi gerek diye düşünüyorum. Ve sonra da yan yana durmayı seçmeleri... Hayat uzun, bir sürü iniş çıkışı var. Beraber yürümek istemek ve bunu önce kendine sonra karşındakine saygıyla yapabilmek bence.
'Aşkta akıl işe yaramıyor'
- Sizin için nasıl bir konumda aşk şu an?
Pelin Ö.: Aşk şu an gerçekten kalbimde, orada var şükür... Genellikle pozitif bir insanımdır aşık olduğum zaman. Yani insan salak salak güler aşıkken, bu kadar net.
Selen U.: Aşk iki insanı da coşturmalı, coşturur da. İki insan bir araya geldiğinde öyle bir enerji çıkar ki, ikisi de başka seviyelere geçerler diye bakıyorum. Ayrıca sadece kadın-erkek ilişkisi de değil, bir sürü şeye aşk hissedilebilir ve aşksız da olmuyor...
- Siz ilişki tavsiyesi istenen konumunda mısınızdır arkadaş grubunuzda?
Pelin Ö.: Ben akışında yaşayan, mantığıyla değil de duygularıyla hareket eden bir karakterim. İnsanlara çok güzel öğütlerim vardır, keşke kendim de uygulayabilsem...
Selen U.: Aşkta akıl işe yaramıyor. Aşk başka bir şey, ne kadar akıllı olursan ol... Ben genel olarak tavsiyelere uymayıp sonra ah çekenlerdenim.