Cumartesi“Doğanın Şarkısı” festivalde

“Doğanın Şarkısı” festivalde

31.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

42. İstanbul Müzik Festivali yarın resmen başlıyor. 27 Haziran’a dek sürecek festivalin kaçırılmaması gereken konserlerini Milliyet Sanat sizin için seçti

“Doğanın Şarkısı” festivalde

Babacığım hayatta olsaydı bu aralar 72 yaşındaydı. Bendeniz 36 yaşındayım. Yani, yaş problemleri dünyasından bakarsak, tamı tamına bir yarısı-iki katı durumu mevcut. Buna karşın, ikimizin de çocukluğumuzda izlemekten en çok haz aldığımız şey aynı; Walt Disney’in 1940 yapımı çizgi filmi, “Fantasia”... Zarif ve nüktedan Leopold Stokowski yönetimindeki Philadelphia Senfoni Orkestrası klasik müzik repertuvarının simge yapıtlarını bir bir seslendirirken, Disney’in bu film için orijinal olarak yarattığı karakterler, soyut figürler ve Mickey Mouse (kendisi sihirbazın beceriksiz çırağıdır mesela) gibi eski dostlar resmi geçit yaparlar.
“Fantasia” bahsini niye açtığıma gelirsek, söz konusu filmde, müzik ve doğanın birlikteliğini yücelten enfes görüntüler vardır. İster istemez anımsadım. Çünkü 42. İstanbul Müzik Festivali de teması gereği “Doğanın Şarkısı”na kulak verecek.

Festivalin “doruk” noktası
* Festivalin açılış konserini İKSV’nin sürekli orkestrası Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO ) verecek. Gürer Aykal yönetimindeki orkestra, Saygun, Mendelssohn ve Tchaikovsky yapıtları seslendirecek. Seslendirilecek ilk yapıtın Saygun’un “Bir Orman Masalı” olması ise tabii ki tematik bir seçim. Uluslararası Lions Kulüpleri’nin Belçika’da düzenlediği yarışmada birincilik ödülünü kazanan genç çellist Dorukhan Doruk ise açılışta “Rokoko” yorumu ile izleyiciyi fethedecek. Donizetti 2011 Klasik Müzik Ödülleri’nde Yılın Çıkış Yapan Genç Müzisyeni seçilen Doruk, 2008’den bu yana Köln Müzik Okulu’nda sürdürdüğü eğitimine halen Norveç Müzik Akademisi’nde ünlü çellist Truls Mark ile devam ediyor.
* Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleşecek açılış konseri öncesinde piyanist Gülsin Onay’a Onur Ödülü verilecek.
* Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü ise yaşayan en büyük orkestra şeflerinden biri olan Zubin Mehta’ya verilecek. Mehta ödülünü, 21 Haziran Cumartesi akşamı Aya İrini Müzesi’nde, arp sanatçısı Xavier de Maistre ile L’Arte del Mondo’nun konserinden önce alacak.

Pazar sabahı klasik müzik
* Festival, doğanın sesini sadece tematik yapıtlarla değil, açık havada gerçekleştirilecek “Pazar Klasikleri” konserleriyle de duyuracak. Pazar Klasikleri’nin ilki, genç perküsyoncu Elman Mecid’in konseriyle başlayacak ve Hakan Şensoy yönetimindeki Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
Oda Müziği Topluluğu ile devam edecek; 8 Haziran saat 10.30’da Maçka Cumhuriyet Parkı’nda.
* Bir hafta sonra ise klasiğin yanı sıra modern yapıtlar, danslar ve yerli bestecilerin yapıtlarından oluşan geniş repertuvarlarıyla çellist Dilbağ Tokay ve piyanist Emine Serdaroğlu, Emirgan’daki Sakıp Sabancı
Müzesi’nin bahçesinde bir araya gelecek.
* 22 Haziran saat 10.30’da Avusturya Başkonsolosluğu, Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi’nde büyük bestecilerin başyapıtlarının yanı sıra nadir olarak seslendirilen yapıtlara da programlarında yer veren Concilium Musicum Wien dinleyicilere Haydn, Albrechtsberger, Mozart, Hummel ve Pleyel’den
klasikler çalacak.

Haberin Devamı

800 sanatçı gelecek

42. İstanbul Müzik Festivali,
800’e yakın yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayacak. 26 konserin gerçekleştirileceği festivale bu yıl Burgazada Meydanı’nın yanı sıra Aya İrini Müzesi, Süreyya Operası, Surp Vortvots Vorodman Kilisesi, İş Sanat Kültür Merkezi, Zorlu Center PSM ve Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall
ev sahipliği yapacak.

Afiş Pekinel kardeşlerden...
42’nci İstanbul Müzik Festivali’nin afişi geçtiğimiz yıl festivalin Onur Ödülü’nü alan Güher ve Süher Pekinel ile Bülent Erkmen işbirliğiyle hazırlandı. Dünyaca ünlü piyano ikilisi Güher ve Süher Pekinel’in “Sonat” ve “Karşıtların Armonisi” isimli resimlerinden oluşturulan kolaj ve sanatçıların el yazıları, İKSV Kurumsal Kimlik Danışmanı Bülent Erkmen’in tasarımıyla festivalin bu yılki afişine dönüştürüldü. Biz de Pekinel kardeşlere resim tutkularının nasıl başladığını ve festivalin afişinde yer alan bu eserlerinin nasıl ortaya çıktığını sorduk.

Resim tutkunuz ne zaman başladı?

Güher Pekinel: Resim tutkumuz küçük yaşlardan itibaren daima vardı. Müzikteki renkliliğin bir parçası olduğunu çaldığımız parçalara resimler yaparak ve onları isimlendirerek desteklerdik.
Süher Pekinel: Annemiz yaptığımız resimleri anlatmamızı isterdi, biz de o anda hissettiklerimizle bir hikaye bulur, onu anlatırdık. Bunun etkisi yıllar sonra, uzun turnelerden döndüğümüz zamanlarda yorgun düşmüş beden ve algılama sistemimize merhem etkisi yaratan müze gezilerimizle daha da derinleşti.
Güher P.: Menajerlerimize gittiğimiz şehirlerde seçtiğimiz müze ve galerileri gezmek için ihtiyacımız olan ekstra bir veya iki günü de iletir, bunun programımıza alınmasını şart koşardık. Bizi ruhen besleyen ve dirilterek düşünce sistemimizi hızlandıran bu tür girişimler onları pek ilgilendirmese de hayır diyemezlerdi. Bizi halen tüm yoğun çalışmalarımızda rahatlatan ve destekleyen de bu ilgimizin devam etmesi.

Haberin Devamı

42. İstanbul Müzik Festivali’nin afişine dönüşen resimlerinizi ne zaman ve nasıl yapmıştınız?

Güher P.: 1978 yılında yaptık.
O günler Bela Bartok’un “2. Piyano Konçertosu”nun sonat versiyonunu kaydettiğimiz dönemdi. Bilindiği üzere bu konçerto, Bartok’un Ahmet Adnan Saygun ile 1936’da Anadolu’yu gezerken topladığı halk türkülerinden de bazı öğeler barındırıyor. Bizi resimlerimizi yaparken ayrıca etkileyen, Kandinsky, Klee, Marc üçlüsünün bir üçlü olarak ev konserleri vermiş olmasıdır.