CumartesiBu yazıyı VJ ve DJ’lerin bazıları okumasın

Bu yazıyı VJ ve DJ’lerin bazıları okumasın

30.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bu yazıyı VJ ve DJ’lerin bazıları okumasın

Bu yazıyı VJ ve DJ’lerin bazıları okumasın

Bu yazıyı VJ ve DJ’lerin bazıları okumasın

Sarıkız'ın Anıları

sur osur (afedersiniz) ipe diz". Bu cümleyi ilk duyduğumda 6 - 7 yaşındaydım. Anneannemin yardımcısı Hanife Hanım söylerdi, zevzeklik ettiğimizde. Yıllar sonra DJ, VJ’ler çoğalınca, rahmetliyi sık anar oldum. Herhalde bu çocuklara birisi "Ne konuşursanız konuşun, bacak ve mide bölümünüzü de açın" demiş. Gençlerin suçu yok, güzellerimin. Orta yaşı geçmiş yöneticilerimizin tercihi bu yönde, göze hitap etsin yeter. Geçenlerde annem, babam, teyzem (altmışlı yaşlardalar) MMC müzik kanalını benim zorumla izliyorlar. "Leyla" diye bir şarkı dinleteceğim onlara. Sabır içinde onu bekliyoruz. Sunucu kızımız anlatıyor. Daha doğrusu anlatamıyor. Benim 2 kanaviçe sıkıldı tabii, "Ayol kim izliyor bu kızları, hayret?" dedi teyzem. Annem de "Hedef kitle halinden memnun gördüğün gibi" dedi, dudağında manidar bir tebessümle kızı seyreden babamı gösterip. Allah’tan bizimkiler daha yattığı yerden program sunan, etine dolgun kızı görmediler. Hadi bu müzik kanalı. O "ciddilere" ne demeli? Bu andropoz, büyük küçük tanımıyor demek ki. ETV’de, bir "sabah körü programı" izliyorum. İki yerel kızımız, bir disko parçasıyla, programı açtılar, dans ederek. Müzik bitti, telefon bağlandı. Tabii ki canlı (!) Kızlar nefes nefese "Bugünkü konumuz ihanet, hiç karınızı aldattınız mı?" diye bir soru yönelttiler telefondaki adamcağıza. Hoppala! Tabii canlarım, ihanet konusu dediğin sabahın 08:30’unda konuşulur genellikle, hem de sizin yaşınızdaki çocuklarla. Yüzde yüz, karısı dibinde çay dolduruyor, adam: "Yok canım ne münasebet filan" diyecek oldu. Kızlar pişkin, "Aa, ama bizi hayran hayran seyretmeniz de ihanet sayılır yaaa," dediler. Gerisini pek hatırlamıyorum ama "Kendinize çok çok iyi bakıyorsunuz, bay bayöla bitmiştir mutlaka bu anlamlı sohbet. Ya da karısı adamı, elindeki çayla haşlamıştır. Yahu arkadaşlar, birilerinizin bu yetimlere "Sabah sabah şu konuşulur, şu konular size zinhar yasaktır" demiyor musunuz ? Ya da "Siz daha bakiresiniz büyük ihtimalle, öyle cinsellikten filan anlamazsınız , hem niçin bu saatte kurcalıyorsunuz bu konuyu? Üstelik de, yana yakıla dans ederken" diye niçin sormuyorsunuz?
Bu arada eski kocanın evinde misafirim ya uzun zamandır. Evin bir başka can yoldaşı daha var, Haluk Özkan. "Abla ölümü öp, şunu bir izle" dedi, TV’yi gösterip. İzlememek ne mümkün? Her görgüsüz Türk ailesinde olduğu gibi 24 saat açık çünkü. Ama önce size müzikten ben ne kadar anlarım, onu anlatmam lazım. İstiklal marşımızı bile doğru söyleyemem. 14 yaşında müzisyen olmaya karar verdim. Sylvie Vartan gelmişti çünkü Türkiye’ye. Saçlarımı onun gibi kestim, plakçı Tansel’den de bir gitar alındı, al sana yerli Sylvie. Babamın, benim bu hinliğimden haberi yok, "Hmm! Fevkalade, kız Rodrigo olacak" dedi ve beni Ziya Aydıntan’a götürdü. Klasik gitar öğrenecekmişim. Cebeci’de içi antikalarla dolu karanlık bir evdi. Müzik kasvet, ev Emily Bronte zaten. İlerleyen derslerde anlaşıldı ki bu kızdan her şey olur ama Rodrigo asla. Çünkü ben geceleri gizli gizli "Till" çalmaktayım tek telle, yorgan altlarında.
Yani müzikten pek anlamam. Ama şu vereceğim örneğe bir bakın lütfen, anlamak için Sezen olmaya gerek var mı? ATV ekranda. Sabah şekerleri . İki güzel sunucu; bir genç hanımı konuk ediyorlar. Hit şarkısını söylüyor, sözler aynen şöyle: "Bekleme hiç gitmezse / Hoşuma gelmem. Uyduruyorsam n’olayım. Bu biraz, milli marşımızın; "Korkma sönmez bu şafak / Larda yüzen al sancak" durumu gibi bir şey olsa gerek. Kızımız "Filmlerde oynamayı düşünür müsünüz?" sorusuna da, "Anlam içeren bir film olursa oynarım" deyince Haluk’la birbirimizi dövmeye başlamışız. Kızı bulup dövemeyeceğimiz için.

NOT: Eline bir "köşe" geçiren her konuda ahkam kesiyor malumunuz. Benim telaşımsa, şu mübarek bayram ve yılbaşı gecesi programlarına biraz daha özen gösterilmesi.






CUMARTESİ






















KEŞFETYENİ
Babalarının kopyası! İşte Kerem ve Karan'ın son hali
Babalarının kopyası! İşte Kerem ve Karan'ın son hali

Cadde | 26.04.2025 - 07:18

Fahriye Evcen oğulları Kerem ve Karan ile birlikte yer aldıkları kareleri Instagram'dan paylaştı.

Yazarlar