CumartesiBir dâhinin öyküsü

Bir dâhinin öyküsü

26.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Tek Amerikalı Dünya Satranç Şampiyonu Bobby Fischer’ın hikayesini anlatan “Şah Mat / Pawn Sacrifice”, cuma günü vizyona giriyor. Filmi izlemeden önce dâhi Fischer’ın yaşam öyküsünü hatırlatalım istedik...

Bir dâhinin öyküsü

Edward Zwick’in yönettiği, satranç şampiyonu Bobby Fischer’ın hikayesini anlatan “Şah Mat / Pawn Sacrifice”, 2 Ekim’de ülkemizde vizyona girecek. Satrancın büyük ustasının

Haberin Devamı

Tobey Maguire tarafından canlandırılacağı filmi izlemeden önce Fischer’ın “gizemli” hayatını hatırlamakta fayda var.

Satrançtaki “Sovyet hakimiyeti”ni kıran, Amerika’nın yetiştirdiği ilk ve tek dünya satranç şampiyonu Bobby Fischer (Robert James Fischer) 9 Mart 1943’te Şikago’da doğdu. İki yaşındayken annesiyle New York, Brooklyn’e
taşınan Fischer, satranç öğrenmeye altı yaşında başladı. Tüm gününü kardeşiyle satranç oynayarak geçiren Fischer, kardeşinin satranca olan ilgisini kaybetmesiyle tek kaldı. Öyle ki annesi oğluna bir oyun arkadaşı bulmak için gazetelere ilan vermeyi bile düşünmüştü. Daha sonra arkadaş açığını satranç kulüplerinde giderecekti.

“Futbol kadar rekabetçi, düello kadar heyecanlı”

Haberin Devamı

Fischer 13 yaşına geldiğinde Amerika’nın gençler şampiyonu olmuştu. Hem de 8.5 puan alarak. Aradan geçen bir yılın ardından ise Amerika’nın en genç şampiyonu unvanını aldı. Bu kez 8.5/12 skoruyla... Bir yıl sonra da Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) tarafından “büyükusta” ilan edilen en genç
isim oldu. Artık dünya şampiyonu olacağına kesin gözüyle bakılıyordu.
20 yaşına geldiğinde Bobby Fischer
1963-64 Amerika Şampiyonası’nı alınabilecek en yüksek puanla kazanmış ve ününe ün katmıştı. 1969’da ise ilk kitabını yayımladı: “My 60 Memorable Games/Unutulmaz 60 Maçım”. Satranç dünyası için başucu kitabı olan eser Fischer’ın 1957 ile 1967 yılları arasında oynadığı maçları kapsıyordu.

Soğuk Savaş yıllarında ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki rekabet sadece atom bombaları, teknoloji ya da uzay yarışıyla sınırlı değildi. Rekabet her alanda hissediliyordu; olimpiyatlar ve satranç turnuvalarında da... Bobby Fischer’dan önce hiçbir Amerikalı dünya satranç şampiyonluğunu kazanamamıştı. Hatta bu alanda yaklaşık 40 yıl süren bir Sovyet hakimiyeti vardı. 1972 yılında, İzlanda’nın Reykjavík kentinde oynanan maçta Fischer’ın Boris Spassky’yi yenerek dünya şampiyonu olması bu nedenle çok önemliydi.

Amerika “tarihi bir gün” yaşıyordu! Amerikalıların o gün ne hissettiğini en iyi anlatan şey ise maçı The New York Times için yerinde izleyen Pulitzer ödüllü eleştirmen Harold C. Schonberg’in yazdıklarıydı: “Bobby Fischer tüm dünyaya satrancın en az futbol kadar rekabetçi, ölümüne bir düello kadar heyecanlı, güzel sanatlar kadar estetik değerleri olan bir aktivite olduğunu kanıtladı.”

Haberin Devamı

Unvanı elinden alındı

Dünya şampiyonu unvanını korumak için Fischer’ın 1975’te yine bir Rus büyükustayla, Anatoli Karpov’la karşılaşması bekleniyordu. Fischer ile FIDE arasındaki anlaşmazlık Amerikalı büyükustaya pahalıya patladı. Maç oynanmadı ama Fischer’ın dünya şampiyonu unvanı Karpov’a verildi.

Bu olay Fischer efsanesi için yeni bir başlangıç oldu. Çünkü o tarihten 1992’ye kadar ortadan kayboldu. Hakkında birçok iddia ortaya atıldı. İsminin etrafındaki “sır perdesi” de güçlendi. 1992’de ortaya çıkışı da olağanüstüydü. O yıllarda Birleşmiş Milletler’in ambargo uyguladığı Yugoslavya’ya giderek, Spassky ile Karadağ açıklarındaki bir adada rövanş maçı yaptığı ortaya çıktı. Maçı kazansa da bu Amerika için kabul edilemezdi. Amerikan hükümeti ile arasında yaşanan gerginlik hükümetin, Fischer’ın gelir vergisindeki usulsüzlüğü öne sürerek hakkında yakalama kararı çıkarmasıyla doruğa çıktı.

Haberin Devamı

Japon hapishanelerinde dokuz ay geçirdi

Karadağ’daki maçtan sonra Fischer’ın yaşamını Macaristan, Almanya, Filipinler ve Japonya’da sürdürdüğü tahmin ediliyor. Zaten yakalandığında da Japonya’nın başkenti Tokyo’dan Filipinler’e geçmeye çalışıyordu. Taşıdığı pasaport kendisine aitti ama iptal edilmişti. Bu sebeple Japon hapishanelerinde dokuz ay geçirdi. İadesi söz konusuyken dünya şampiyonluğunu elde ettiği İzlanda kendisine vatandaşlık verdi ve kapılarını açtı. Fischer hayatını kaybettiği 17 Ocak 2008’e kadar da İzlanda’da yaşamaya devam etti.

Satranca kattıkları

Bobby Fischer’ın satranç hikayesi sadece kazandığı turnuvalar ya da yazdığı kitaplarla sınırlı değil. Satranca en büyük katkısı bu oyunu popülerleştirmesi tabii ki. Ayrıca 1996’da Fischer, “Fischer satrancı” olarak adlandırdığı yeni bir satranç çeşidini ortaya çıkarmıştı. Buna göre piyonların arkasında bulunan taşlar, kuraya göre rastgele yerleştiriliyordu. Fischer’a göre bu oyuncunun yeteneğinin daha iyi anlaşılabileceği bir oyundu.

KEŞFETYENİ
Survivor Nefise'nin sır gibi sakladığı sevgilisi ortaya çıktı
Survivor Nefise'nin sır gibi sakladığı sevgilisi ortaya çıktı

Cadde | 12.04.2025 - 12:07

İtalya'ya tatile giden Nefise'nin yayınladığı fotoğrafta gizemli sevgilisinin kim olduğu ortaya çıktı.

Yazarlar