14.06.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Özge Altınok LOKMANHEKİM - Anne-çocuk - ozgealtinok@gmail.com
Eğer bugün Milliyet Cumartesi’de bir köşeye sahipsem, bunda annem kadar babamın katkısı da büyük. Bana çocukluğumdan beri başarılı olmak için çok çalışmak gerektiğini öğütlediği gibi, bu konuda beni destekleyen, kazancının büyük bir kısmını benim ve kız kardeşimin eğitimi için harcayan bir baba benimkisi. İtiraf etmeliyim ki çıtası da biraz yüksek, öyle her şeyi kolay kolay beğenmez. Çocukken başarılı bir sınav sonucunu ya da karneyi paylaştığınızda çalışmanın, başarılı olmanın zaten görevimiz olduğunu söylerdi hep. Bana desteği ve beklentisinin de yüksek olması sayesinde iyi bir sporcu (tüm antrenmanlarıma, maçlarıma beni götürüp getirmiştir) ve başarılı öğrenci olmanın yanı sıra yine onun yönlendirmesiyle iyi bir meslek sahibi oldum.
Anne olmadan önce bana sorsaydınız babamın başta bir türlü bırakamadığı sigara içme alışkanlığı olmak üzere birçok huyunu değiştirmek, daha farklı bir baba sahibi olmak istediğimi söyleyebilirdim. Ancak anne olduktan sonra, senin etinden, kanından birinin sorumluluğunu aldığında ve ona yaşam boyunca destek olma yolunda adım attığında bu işin aslında hiç de kolay olmadığını anladım.
Oğlum da babam gibi vicdanlı bir baba olsun
İnsan çocuklarını korumak, onlara iyi bir eğitim imkanı sunmak ya da belirli değerlere sahip biçimde yetiştirmek için bazı kararlar almak ve bunları uygulamak zorunda kalıyormuş, bunu yaşayarak öğreniyorum. Bu nedenle babama hak verdiğim zamanların sayısı artıyor. Üstelik çocuk yetiştirmenin bir kitabı, kılavuzu
ya da tek bir doğrusu da yok. Şimdi babam oğlumla oynarken babamda değiştirmek istediğim şeyler yerine, babamda beğendiğim ve oğlumun da sahip olmasını istediğim özelliklerine dikkat ediyorum.
Bir erkek evlat sahibiyim. Belki o da günün birinde baba olacak. Oğlum da babam gibi vicdanlı bir baba olsun isterim; babam gibi farklı millet, din, dil, ırktan ve farklı fikirlere sahip olan insanlara karşı saygılı olsun, bunu ailesine de öğretsin isterim. Oğlum da babam gibi doğayı, hayvanları sevsin isterim. Babam gibi dürüst olsun, kimsenin hakkını yemesin isterim. Bu listeyi uzatabilirim. Oğlum babamın bu davranışlarını, huylarını görsün ve ondan öğrensin diye babam hayatta ve sağlıklıyken oğlumla daha
çok vakit geçirsin istiyorum, tabii önce sigarayı bırakması koşuluyla.
İnsan anne olunca, babası gözünde farklı bir yere geliyormuş, baba-kız arasındaki o bağ kuvvetleniyormuş,
anne olunca ben de bunu öğrendim.
Bizim Babalar Günümüz nasıl geçecek?
Anneler Günü ile ilgili yazımı okuyanınız varsa hatırlayacaktır, eşim “Sen benim annem değilsin ki, ben senin Anneler Günü’nü neden kutlayayım, hediye alayım? Bunları oğlun yapsın büyüyünce” diyerek
o günü pas geçmişti. Ben de onun Babalar Günü’nü kutlarsam belki
bu fikri değişir, önümüzdeki seneden itibaren Anneler Günü bizim evde de kutlanır diye düşünerek ona ne hediye alsam derdine düştüm. Bu hediye kişiye özel, biraz farklı olmalıydı elbette. Fikirlerimi sizinle de paylaşmak isterim:
* Ailece güzel bir sabah kahvaltısı ya da brunch. İster evde, ister dışarda. Four Seasons at the Bosphorus-Aqua Restoran’ın Babalar Günü brunch’ı favorilerimden.
* Ada gezisi. Büyükada ya da Heybeliada’da bir öğle yemeği, sonrasında fayton gezisi.
* Etiler Happy Nest Çocuk Kulübü’nde yarın babalar ve çocuklar için özel olarak düzenlenecek Marangozhane Atölyesi’ne davet.
* Doors Akademi’nin düzenlediği, minik şeflerin babalarıyla mutfağa girip ev yapımı hamburger ve fırında elma dilim patates yapacakları mutfak atölyesine bilet.
* Hem babasının hem de oğlumun adının geçeceği, birlikte okuyacakları cikolatatadindakitaplar.com sitesindeki kişiye özel çocuk kitaplarından birini tasarlamak.
* Son zamanlarda yaptığı aile çekimlerini beğenerek takip ettiğim fotoğrafçı Derya Turgut’tan (deryaturgut.com) Babalar Günü’ne özel bir aile çekimi.
İki-üç saat kesintisiz kafa dinleme imkanı
* Oğlumla oyun hamurları, parmak boyaları kullanarak Babalar Günü’ne özel, ömür boyu saklanacak bir resim yapmak.
* Akşam yemeği için puf böreği ile sevdiği kayısılı kaymaklı tatlıdan yapmak ve güzel bir sofra hazırlamak.
* Çayını yudumlarken pazar gazetelerini okuyabileceği, bunları yaparken uzandığı koltukta uyuyup kalabileceği iki-üç saat kesintisiz ve yalnız kafa dinleme zamanı tanımak.
Kim bilir, belki de bu listede saydıklarımdan hiçbirini yapmam ve “Sen benim babam değilsin ki, senin Babalar Günü’nü de büyünce oğlun kutlasın” der, günü bu şekilde noktalarım, bakalım!
GülümseSen Panayırı’na uğrayın!
Kansersiz Yaşam Derneği, Fenerbahçe Koleji Anaokulu bahçesinde kanserle mücadele eden çocuklar için bugün düzenlediği panayırda minikleri ve ailelerini içinde bulundukları sıkıntılı süreçten biraz uzaklaştırarak eğlenceli bir gün geçirtmeyi amaçlıyor. Çocuklar için dans, ritim, drama, yoga, resim, çiçek ekimi gibi farklı aktivitelerin olacağı GülümseSen Panayırı’nı 12.00-18.00 saatleri arasında ziyaret ederek destek olabilirsiniz.