CaddeYaptığım en iyi iş talk show

Yaptığım en iyi iş talk show

07.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Albüm ve film projelerini askıya aldığını söyleyen Beyazıt Öztürk, "İki program yeter. Benim en iyi yapabildiğim iş talk show. Onun performansını aşağı çekmek istemiyorum" diyor

Yaptığım en iyi iş talk show

Sonunda Kanal D yönetimi Beyaz'a kulak verdi ve "Beyaz Show"u prime time üçüncü kuşaktan prime time ikinci kuşağa çekti.Ama kim bilebilirdi ki Kanal D yöneticilerinin, "Beyaz, eskiden programa başladığın saat artık şovunun ekrana veda edeceği zaman olacak" dediğinde Beyazıt Öztürk'ün "Saatim iyi, orada kalayım" diye geri adım attığını...Biz de bilmiyorduk. Bu söyleşi sırasında öğrendik. Nefis Boğaz manzaralı Les Ottomans Otel'in saatlerce bize tahsis edilen Has Odası'nda Beyaz'la keyifli ve verimli bir "Cafe Sohbeti" gerçekleştirdik.Beyaz'ın anlattıklarını bir güne sığdırmak mümkün olmadığı için söyleşiyi iki güne yaymaya karar verdik. Yıllarca programının geç saatte ekrana gelmesinden dert yandı... "Beyaz Show erken saate alınsın" diye kampanyalar bile yaptı... Açıkçası önceden erken saate geçmeyi en çok isteyenlerdendim. Ama daha sonra kanaldan böyle bir teklif gelince bir anda korktum. Birden geri dönüş oldu bende. Yapmayalım dedim. Saat 00.30'da iken bu programın bir ömrü yoktu. Ömürsüz bir programdı. 22.30'a geçince buna bir ömür biçilmiş oluyor. Yarın öbür gün yabancı diziler, yarışmalar veya spor programları patlayabilir. Bundan altı ay sonra "Kusura bakma saat 22.30'da başka bir şey koyacağız" diyebilirler. Bunları kanalla konuştum. "Bizim sana sonsuz bir kredimiz var. Saat yarımda bugüne kadar nasıl getirdiysen, bundan sonra da öyle götürürsün" dediler. Şansa iyi bir programla başladık. Normalde biz iki konukla başlıyorduk 22.30'da. Petek Dinçöz ve Mehmet Ali Birand'ı çağırdık. Can Abi'nin (Tanrıyar) aramasıyla ve bu evlilik olayının olmasıyla beraber insanların kafasında "Vayyy 22.30'a başlandı bundan sonra her hafta deli gibi bir aksiyon olacak" diye bir şey oluştu. Hayır... O haftaya mahsus bir şeydi. 12 yılda bir kereye mahsus bir hareketti. Ondan sonraki programlar da iyi denk geldi. Şener Abi (Şen), Emel Abla (Sayın), Erol Evgin, Şahan Gökbakar oldu. Son hafta Mustafa Keser... Biz normal programımıza devam ediyoruz. 22.30'a geçti diye biz programın içine özel bir hareket yapmadık. Semtlere kamera koyup ışıkları yakıp söndürme aksiyonlarımız var. Canlı reyting ölçümü diye. Onu 22.30 seyircisi bilmiyordu. Yeni bir seyirci eklendi. Onun için "Beyaz Şov"da eskiden yaptığımız ama 22.30'daki seyircinin bilmediği bazı aksiyonları yeniden programın içine koyuyoruz. 12 yıl sonra "Beyaz Show" PT 2'yi gördü. Eskiden reyting kaygınız yoktu. PT2'ye gelince hayatınızda neler değişti? 'O nikâh elbette bana yaradı' Zahid Bey'i zaten programa alacaktım. Programa gelsin ve RTÜK'le ilgili rahat rahat oturup 2.5 - 3 saat konuşalım istiyordum. Zahid Bey'in gelmesi o programa denk geldi. Çok delice bir sohbet olmadı RTÜK konusunda, düğün olduğu için. Eleştiri kısmını ben çok ciddiye almadım. Enterasan bir şekilde "Bu iş reklam kokuyor" diye yazanlar oldu. Bana çok garip geldi. 12 yıldır programımda en ufak yapmacık bir hareket yapmadım. Danışıklı dövüş olayına hiç girmemişim. Tamamen doğallık üzerine kurulu. Program sırasında da anlattık neyin nasıl olduğunu. Bundan benim bir prim yaptığım düşünülüyorsa tabii ki reyting yaptım, tabii ki prim yaptım. Daha sonra medyada yazılıp çizilenler, bu konu hakkında konuşanlar inanın daha çok prim yaptılar. Zahid Akman'ın nikâh şahitliği yapmasını çok eleştirenler oldu. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz? Bundan dolayı ufak bir sorumluluk hissettiğim için Can Abi'yi arayıp bizden dolayı olup olmadığını sordum. "Hayır... Sen kendini sorumlu hissetme. Sonuç itibariyle senin programına gelmeyi ben istedim" dedi. Sonrasında Can Tanrıyar işini kaybetti. Neden başka kanalda bu evliliği yaptın diye. Bu konuyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Roberto Carlos'un gelmesini çok istedik gerçekten. Reklamlara falan da çıkınca bayağı niyetlendik. Aksiyon da yaparız diye düşündük. Carlos dünyanın her tarafında tanınan biri olduğu için onun adını anmak bile kolay değil bunu unuttuk. Onun organizasyon şirketi, "Bir dakika bunun prosedürünün olması gerekiyor. Böyle gel demekle olacak bir durum değil" dedi. Onun için de belli bir meblağdan bahsedildi. Biz de biraz daha beklettik. Fenerbahçe ile de konuştuk. Belki sezon sonunda Fenerbahçe'nin daha mutlu bir sona eriştiği dönemde yeniden bir teklifimiz daha olacak. Bir ara Roberto Carlos'u çıkartmak için kampanya başlattınız. Şimdi Tarkan'la ilgili bir kampanyanız var . Son durum nedir? Biz bunu kendisiyle olmasa bile yakınlarıyla konuştuk. Bu lafın tam böyle olmadığını, biraz lafın çekildiğini ve yanlış taraflara gittiğini öğrendik. Vallahi işte gelsin diye elimizden geleni yapıyoruz. İnşallah şubat ayının sonlarına doğru bekliyoruz gelmesini. Tarkan, "Türkiye'de çıkılacak şov programı yok" dediği halde niye bu ısrar? Ekibe aratmayıp kendi aradıklarım var zaten. Mesela Orhan Gencebay'ı, Ferdi Tayfur'u, Bülent Ersoy'u, Zülfü Livaneli'yi, Neşat Ertaş'ı, Bülent Ortaçgil'i ekibime aratmam. Benim arkadaşlarım, dostlarım olabilecekler vardır. Onları ekip de arayabilir. Orada bir naz, söz herhangi bir sıkıntı olmaz. Gerçekten de saygıdan dolayı, büyüğümüz olmasından dolayı ekip değil de, benim rica etmemle gelen isimler var. Ama onun dışında "Biz söyledik gelmedi ya bir de sen konuşursan gelir mi acaba?" durumu olmadı. Çünkü ben şundan yanayım. Eğer gelmiyorsa, bir bahanesi vardır. O yüzden zorlamıyorum. Belki ruh durumu o an iyi değildir. Ona saygı göstermek lazım. Ekibinizin konuk etmek isteyip de gelmediği halde sizin devreye girdiğiniz kişiler oluyor mu? 'İki şov bana yeter' Beyaz Show ve CNN Türk'te iyi gittiğine inandığım iki programım var. Onun dışında dizi ve sinema film projeleri de geldi. Albüm için de oturduk konuştuk fakat şu anda başka bir şeyin içine girmek istemiyorum. Tamamen bu programlara yoğunlaşmış vaziyetteyim. Hele ki 22.30'a geçince program, iyiden iyiye yoğunlaştım. O işleri askıya aldım. İki program yeter. Bir dizi filmin içine girsen haftada 5-6 günümü alacak. Bir sinema filminin içine girsen "1.5 - 2 ay ayırman lazım" diyecekler. Albüm yapmaya kalksam, şarkıları seçmem, söylemem bir sürü şeyle uğraşmam lazım. Ben şimdi Beyaz Şov'u yapıyorum, CNN Türk'teki "Nası Yani?"yi yapıyorum. HSBC ile KOBİ'lere kerdi projesinde birlikte çalışıyoruz. Onun dışında Fanta var. İlerleyen tarihlerde yine turne başlayacak. Ekstra oyunlarım oluyor, röportajlar oluyor. Yardım dernekleri ile işlerimiz oluyor. Zaten haftaiçi her günüm dolu. Oralara ben bir iki bir şey daha koyarsam aç gözlülük yapmış olurum. Benim en iyi yapabildiğim bir işim var, talk show. Onun performansını aşağıya çekmek istemiyorum. Bir albüm projeniz vardı. Sonra eylül ayına ertelemiştiniz. Eylül geldi geçti ama albüm gelmedi? 'Paramı abim değerlendirir' Benim abim değerlendiriyor. Para işinin içine çok fazla girmiyorum. Mesela kendi programımın yapımcılığını da yapmıyorum, yapabilirim aslında. Fakat yapımcılığını yapamıyorum çünkü programa çok konsantre girmem lazım. Beyaz kazandıklarını neye yatırıyor? Tabii ki biliyorum ama daha çok abim ilgileniyor. Dolar mı, tahvil mi,euro mu o kısmını çok bilmiyorum. Ama biz daha çok gayrimenkule yatırım yapmaya gayret ediyoruz. Çünkü bizim kalıtımımızda olan bir şey bu. Memur çocukları olduğumuz için kafamızı bir yere sokalım ve bir yerden kira geliri gelsin mantığıyla yürüyoruz. Biz Türk parasının değer kaybedeceğine, doların değer kaybedeceğine, tahvilin, altının bilmem ne olacağına bir türlü inanamadık. Anladığımız işler değil. Kira hep bizim için bir garantidir. Evin de değer yaptığını hissederiz. Onun için gayrimenkule yatırırız. Ayrıntılarla ilgilenmeyebilirsiniz ama onca parayı nerelere yatırdığını bilirsiniz herhalde? Evlilik için ne dedi? Şöhret ona mutluluk getirdi mi? Aynanın karşısında geçip kendisi için neler söyledi? Yarın: