CaddeToplum beni büyük görmek istemiyor!..

Toplum beni büyük görmek istemiyor!..

10.12.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

O, 24 yaşında, ancak zihinlerimize çocuk oyuncu olarak öyle bir işlemiş ki bize hep yedisinde gibi geliyor! Mine Çayıroğlu şikayetçi; "Yaşımı ve cinsiyetimi göstermek istiyorum" diyor

Toplum beni büyük görmek istemiyor..

Mine Çayıroğlu, bu zorlu geçitten en az zararı görerek geçmiş gibi görünüyor. Yurt dışında başarılı bir eğitim aldı. Şimdi ise bir yandan dekolte pozlarla seyircisine artık kadın olduğunu kanıtlamaya çalışıyor, diğer yandan da Gene Stone ile Ray Cooney'nin yazdığı "Why Not Stay For Breakfast - Şimdi Yaşa Sonra Öde" oyununda kapalı gişe oynuyor... Sadece Küçük Emrah değil bütün çocuk oyuncular 'acıların çocuğu'dur. Herhalde seyircinin içini en fazla bu sızlattığı için, çocuklara en acıklı roller verilir. Bazıları, Mine Çayıroğlu gibi çekimlerde ağlayabilmek için "sevdiklerinin ölümünü düşünür", bazılarını ise agresif yönetmenler hırpalar, saçını, kulağını çeker. Sinema çocuk emeği sömürüsünün ve çocuk istismarının en yoğun olduğu yerdir. Sonra Yeşilçam'ın o 'rejisörün dev yatak odasına' dönüşmüş setlerinde, imalı konuşmalar, tacizler de çocukların gözünün önünde yapılır. Ve bir gün ergenlik çağı gelir. Bu sefer de toplum bu 'kamusal çocuğun' büyümesine izin vermez. Kaç yıldır oyunculuk yapıyorsunuz? Altı yaşında başladım. 18 senedir devam ediyorum. Altı yaşında da farkında mıydınız ne yaptığınızın? Çok enteresan ki farkındaydım. Oyuncu olarak doğduğumu biliyordum. Diyelim ki "Ağlayacaksın" diyor yönetmen, bunu nasıl yapar bir çocuk oyuncu? Ben sevdiklerime kötü bir şey olduğunu düşünürdüm, ölümleri düşünürdüm. Bir çocuğa bunları yaptırtmak hoş bir şey mi? Duygularıyla çok oynamak onun ruhunu zedelemez mi? Çocukken bir komedide oynamayı çok isterdim. Çocukken pohpohlanıyorsunuz sette. Sonra bırakmak zorunda kalsaydınız bu işi? Hele ergenlik çağında, sivilceler falan, size o zaman rol verilmese, ne hissederdiniz? Ailelerin tehlikeli bir oyunu değil mi bu? Fırsat olmadı buna. Demek ki ergenlikte yüzüme bakılamayacak gibi olmamışım. Belki de benim ergenliğim biraz geç oldu. Ama evet, insanın annesine babasına en fazla ihtiyaç duyduğu dönemde ben sürekli sette oluyordum. Her sette taciz olmaz Yeşilçam'ın setlerinde cinsel yakınlaşmalar, gerilimler, elde etme oyunları, tacizler çok olur. Bütün bunları sizin fark etmemenize özen gösteriyorlar mıydı bari? Fark ediyordum ama her sette de olmuyor bunlar. Babanız politikacı diye size özen göstermişlerdir. Yönetmen herhalde ağlayasınız diye sizi hırpalamıyordu. Ben onların bağırmasına çağırmasına fırsat vermeden ağlıyordum zaten. Dikkatimi çekti; fotoğraflarınızda yüzünüzle çok oynuyorsunuz, ağır makyajlar yapıyorsunuz. Nedeni yüz eskimesi mi? (Gülüyor). Evet, bütün oyuncuların kâbusudur yüzün eskimesi. Ama benim yüzüm çok plastik. Oynayabiliyorum. Kadın oyuncudan cinsel kimliğini fazlaca vurgulaması isteniyor. Bu tür bir dayatma hissediyor musunuz? Son dekolte pozlarımı mı kastediyorsunuz? Ben de bütün genç kızlar gibi mini etek, göbeği açık kıyafetler giyiyorum. Sonuçta çırılçıplak değilim. Ama nedense hemen "Mine soyundu" oluyor. Bir kere çocuk oyuncu damgasını yediniz mi kurtulmak zor. Anne babalar gibi, toplum da sizi hep çocuk kabul ediyor. Evet, toplum beni büyütmüyor, büyümeme izin vermiyor. Gazeteler yazıyor: "Mine iyi aile kızı imajından bıktı". Evet, iyi bir ailenin kızıyım ama bundan sıkılmam. Sadece artık sulugözlü aile kızını oynamak istemiyorum. Kötü frikik vermiyorum Babanız belediye başkanı. (Şile Belediye Başkanı İhsan Çayıroğlu). "Aman kızım, kariyerime zarar verme" demez mi? Babam ataerkil, katı baba modeline uymaz. Ayrıca frikikli pozlar vermiyorum ki. Ben çocukken de annemin ayakkabılarını giyiyordum. Çocuk oyuncular kadınlıklarını daha mı erken fark ediyorlar? Evet. Ama bütün kız çocukları annelerinin topuklu ayakkabılarını giyer. Ama şimdiki postmodern ergen kızlar gibi olmadım. Müzikal hedefim bir saplantı değil İngiltere'de oyunculuk okumanız nasıl oldu? Haluk Bilginer çok çalıştırdı beni. 1000'den fazla başvuru oluyor. 30 kişi alıyorlar, yabancı olarak da bir, iki ya da üç kişi. Londra'nın altı önemli oyunculuk okulundan biri olan Gillford School of Acting'e girdim. Çok farklı mı yurtdışındaki oyunculuk okulları? İngiltere'deki okullarda öğrenci - öğretmen ilişkisi daha sıcak. Daha çok öğrencinin yaratıcılığına önem veriliyor. Türkiyede ise öğretmen öğrencide kendi modelini yaratma çabasında. Yurtdışında okuduğunuz için oradan iş teklifi alma ihtimaliniz daha mı fazla? Okulun son senesinde Londra'daki ajansların izlediği bir temsilde oynadım. Koskoca bölümden beş kişi teklif aldı ajanslardan, biri de bendim. Türkiye'deki oyuncular ülke sınırlarını pek zorlamadılar, değil mi? Şimdi yeni yeni başlıyorlar. Ama lisan çok önemli. Şarkıcılık da yapacakmışsınız. Evet, istiyorum. Hedefim bir müzikalde oynamak. Ya, bunu merak ediyorum işte. Bir manken, daha hiç şarkı söylememiş ya da bir şarkıcı, ilk albümünü çıkarmış, bir oyuncu, daha ilk filmi, hepsi "İdealim bir müzikalde oynamak" der. Nedir bu "Popüler Türk saplantısı"? Diğerlerini bilmem ama ben oyunculuğun yanı sıra şan ve dans eğitimi aldığım için bunu isteyebilirim herhalde.