29.02.2012 - 19:34 | Son Güncellenme:
PATOLOJi BiLiMi/YAZI DiZiSi-3
Hazırlayan: Tülin Açıkbaş
Anadolu Sağlık Merkezi’nden patoloji uzmanı Doç. Dr. Özlem Yapıcıer, doğru tanıya ulaşmak için patologların mikroskobik incelemeye yardımcı olacak her türlü ek boyama tetkikini kullandığını belirtiyor. Yapıcıer, “Patolog; klinik öyküden ameliyat bulgularına, mikroskop altında saptananlardan genetik sonuçlara kadar her türlü veriyi birleştiriyor ve doğru tanıyı koyuyor” diyor. Yapıcıer, tanıda kullanılan teknikleri anlattı:
Histokimyasal boyama: Maddeleri, temel özelliklerini esas alarak doku veya hücre içinde mikroskopik olarak görünür hale getiren ucuz ve güvenilir kimyasal yöntemlerden biri. Tümör tanısındaki değerleri immunhistokimyasal yöntemlerin gelişmesiyle azalsa da tümör dışı durumlarda sıklıkla patolojide kullanılıyor. Örneğin bu boyama yöntemleriyle, akciğer, bronş veya deride görülebilen çeşitli enfeksiyon hastalıklarına neden olan bakteri ve mantar gibi mikroorganizmalar; karaciğer, kas veya beyin gibi organlarda metabolik hastalıklara neden olan hücre ürünlerinin anormal birikimleri; böbrek, damar, deri veya bağırsakta birikerek farklı hastalık tabloları oluşturan amiloid, kolajen gibi proteinöz maddeler gösteriliyor.
İmmunhistokimyasal boyama: Anahtar-kilit örneği gibi hücredeki antijenleri veya proteinleri, işaretlenmiş bir antikorla bağlayarak saptama işlemine denir. Doku kesitleri üzerine belli antikorlar damlatılarak gerçekleştirilen ve pek çok aşaması olan bu yöntem, tümörün köken aldığı hücre tipinin belirlenmesi için kullanılabildiği gibi, kötü huylu tümörleri iyi huylu tümörlerden ayırmada veya kanserin tedavisinde seçilecek alternatiflerin belirlenmesinde tercih ediliyor.
İmmunfloresan boyama: Özellikle deri ve böbrekten alınan biyopsilerin dondurularak yapılan kesitlerine floresanla işaretli bazı antikorlar uygulanması işlemi. Bu yöntemle özellikle bağışıklık sistemini ilgilendiren bazı hastalıklarda dokularda ortaya çıkan birikimler gösterilebilir.
Elektron mikroskopisi: Işık mikroskobuna göre yüzlerce kez daha fazla büyütme gücü olan bu mikroskoplar, daha çok araştırma amaçlı kullanılır. Patolojide kullanılan tekniklerin herhangi birisiyle köken aldığı hücrenin belirlenemediği tümörlerde tanısal amaçlı olarak tercih edilir.
Dijital görüntü analizi: Patolojide tanıya giden yolda kullanılan kriterleri daha objektif kriterlere dayandırmak amacıyla mikroskobik görüntünün dijital ortama nakledilerek bu görüntülerdeki özelliklerin boyut, sayı, alan, çevre, yoğunluk gibi sayısal özelliklere dönüştürülerek değerlendirilmesi yöntemidir.
Akım sitometrisi: Bir akışkanın içindeki hücre veya parçacıkların lazerle aydınlatılan bir bölmeden geçirilirken verdikleri sinyallerle DNA içeriğinin, canlılığının veya kısaca kimliğinin belirlenmesi yöntemidir. Özellikle lösemi veya lenfoma tiplerini belirlemede kullanılır.
FISH: Floresanla işaretlenmiş bir gen parçasının mikroskop camı üzerindeki kanser hücrelerinin DNA’sıyla birleşmesi esasına dayanır. Bugün patoloji uygulamaları içerisinde en çok meme kanserinde kullanılır.
Genetik testler: Sıklıkla rahim ağzı kanserinde saptanan HPV tiplerini belirlemede kullanılan bu testler, kanser tiplerinde seçilecek tedaviyi belirlemeye yardımcı olmak için bazı gen değişimlerini göstermek amacıyla da tercih edilir.
YARIN: PATOLOJi KONSÜLTASYONU