Şükran Ovalı: Aslında komik biriyim

Şükran Ovalı, 15 yıl sonra ‘Evlat’ oyunuyla tiyatroya döndü. Kızı Mihran Ela’dan sonra hayatının değiştiğini belirten oyuncu, “Birey olduğumu yeni fark ettim. Bana çok şey öğretiyor. Onunla hayata yeniden başlıyorsun” dedi. Çırağan Sarayı’nda buluştuğumuz Ovalı’yla projesini ve Caner Erkin’le evliliğini konuştuk.

‘Evlat’ oyununa nasıl dahil oldunuz?

Projenin yönetmeni İbrahim Çiçek, tanıdığım biriydi. Daha önce çalışmak istedik ama evlilik ve hamilelik dönemime denk geldiği için kısmet olmadı. Aile ilişkisini anlatan bir oyun, kendimi hazır hissedince kabul ettim. Hayat dolu Sofia karakterini canlandırıyorum.

15 yıl sonra tiyatroya döndünüz. Prova döneminde ve ilk oyun öncesinde heyecanlandınız mı?

Çok heyecanlandım ama güzel yorumlar alınca yerini mutluluğa bıraktı. Yönetmen ve ekip sayesinde, adaptasyon sorununu hızlıca atlattım. İyi ki oyuna dahil olmuşum.

Tiyatroyu özlemiş misiniz?

Özlemişim. Bir daha bu kadar ara vermem. Oyunculuk dert anlatma ve başka biri olmayı kabul etme işi... Seyirciden o tepkiyi hemen almak, söze dökemeyeceğim kadar kıymetli bir durum.

Mihran Ela’dan sonra hayatınızda neler değişti?

Aslında birini birey yapmaya çalışırken, kendin birey oluyorsun. Birey olduğumu yeni fark ettim. Bana çok şey öğretiyor. Onunla hayata yeniden başlıyorsun. Evladını severken, zaafını, hatalarını ve kendini daha çok sevmeyi de öğreniyorsun. En büyük hayalim, onun mutlu olmasına şahitlik etmek. Hayatımda en çok onu sevecek olmam, beni rahatlattı. Çocuğum beni sevsin, tek düşüncem bu... Onunla her anın kıymetini anladım. Eskiden, ‘Sağlıklı bir ömrüm olsun ve uzun yaşayayım’, diye söylemezdim ama kızım dünyaya geldikten sonra artık daha fazla hayatta kalmak istiyorum.
Kızınızla nasıl bir ilişkiniz var?

Kızlar babaya düşkün oluyor ama son zamanlarda benimle de ilgili olduğunu söyleyebilirim. Babasına, ‘Anne’ deyince, çok heyecanlanıyorum. Benim kucağımdan başkasına gitmeyince, mutlu oluyorum. Pozitif ve mutlu bir çocuk. Ona tek kişilik sahneler yapıp, oyun oynuyorum. O gülüyor ya, dünyalar benim oluyor.

Oyundan kazandığınız tüm parayı Beşiktaş’ın kadın taraftar grubu ‘Çarşı Kadın’ın köy okulları kampanyasına bağışladınız... 

Çarşı Kadın’ı çok seviyorum. Yaptıkları her şeyin arkasındayım. Birçok yere yardım ediyorlar ve bunu kendi emekleriyle yapıyorlar. Hayat paylaştıkça güzel. Allah hepimize vicdan rahatlığı versin!

Ekrandan uzak kalacak mısınız?

Oyunculukta her şey heyecanlanmanıza bakıyor. Tiyatro, sinema ve dizi hepsi kendi içinde kıymetli... Heyecanlandığım bir rolle ekranda olmak isterim.

Hep dram projelerinde yer aldınız. Komediyi neden tercih etmediniz?

Hep istedim ama uzaklaştırdılar (gülüyor). Aslında komik biriyim. Komedide yer aldığım zaman, ‘Niye daha önce yapmadın?’ diyeceklerini biliyorum. Yüzüme bakanlar, komik olduğumu düşünmezler. Mutlaka bu türde oynayacağım. 

‘Caner çok iyi bir baba’‘Caner çok iyi bir baba’

Caner Erkin nasıl bir baba?

Şahane... Bana çok yardım ediyor. Mihran’ı emzirdiğim dönemde çok yardım etti. Asla sırtını dönüp yatmadı. Bir kere bile, ‘Yapmam’ demedi. Bu konuda her zaman ona minnettar kalacağım.

Sizin tiyatro oyununuz, Caner Bey’in yoğun maç programı ve antrenmanları devam ediyor. Görüşememekten şikayet ediyor musunuz?

Önümüzdeki ocak ayında dördüncü yılımıza gireceğiz. Arta kalan zamanlarımızda kaliteli vakit geçiriyoruz. Aslında birbirini özlemek, daha güzel ve dinamik. Sürekli yan yana olmak iyi değil. Caner’in yaptığı meslek çok zor. Binlerce kişiden tepki aldığı zamanlar oluyor.

Caner Bey sahada çok agresif, evde nasıl?

Normalde, bir insanın kalbini kıracak diye çok korkar. İşine sahip çıktığı için öyle görünüyor olabilir.

Aranızda kıskançlık oluyor mu?

Hiç böyle bir şey yaşamadık. Saatlerce yan yana konuşmadan sessiz kalabiliyoruz. Caner, çocuğumun babası, eşim ve yol arkadaşım... O yüzden yaptığı her iş beni mutlu eder. Daha iyi yerlerde olsun. En önemlisi huzur ve çocuğumuz. 

Fotoğraflar: Ünal Çam