CaddeŞOVUN SIRRI NE?

ŞOVUN SIRRI NE?

23.07.2012 - 20:27 | Son Güncellenme:

Dr. Mehmet Öz, üç senedir ‘En Bilgilendirici Şov’ dalında Emmy ödülü alan programı ‘The Dr. Oz Show’un başarısının sırrını açıkladı: “En güvenilir olmak, yaşam sevincini teşvik etmek ve ümit vermek”

ŞOVUN SIRRI NE

Mehmet Öz’le aşağı yukarı 10 yıldır yazları muhakkak bir kez buluşuruz. Ya haziran ayının sonlarına doğru ya da temmuz başı kısa bir tatil için Türkiye’ye gelir, birkaç gününü İstanbul’da geçirir. Bu süre içinde de sabahtan akşama, Türkiye’deki PR danışmanı Ekstra PR’ın ortaklarından Mana Gülan’ın hazırladığı program nedeniyle hayatı, inanılmaz bir koşuşturma içinde geçer. Bu baş döndürücü program içinde biz de muhakkak bir araya gelir, o sene yaptıklarını ve tıptaki yenilikleri konuşuruz. Bu sene de diğer senelerden farklı değildi. Dr. Mehmet Öz’le Digitürk’ün Kemerburgaz yolundaki devasa stüdyosunda buluştuk ve öğle yemeği yedik. Ben erken gittiğimden çekimleri izledim, sonra da üst kata, VIP odasına yemek yemeğe çıktık.

Haberin Devamı

Çok şık kurulmuş koskoca bir yemek masası ve ortasında üç tane komposto kasesi vardı. Komposto kaselerinde de badem, fındık ve ceviz. Saat 13.00’ü geçmişti ve ben sabahın yedisinde kahvaltı ettiğimden, açlıktan ölüyordum. Korkuyla bademlere falan bakakaldım, “Acaba sadece bunları mı var öğle yemeğinde?” diye şaşkınlıkla aklımdan geçirirken, enginar, yoğurtlu semizotu ve yeşil fasulye geldi sofraya. Arkasından da levrek ızgara. Hakikaten örnek bir sağlıklı yaşam mönüsüydü bu. Proteininden karbonhidratına, yağından sebzesine her şey ölçülüydü. Bize çok yararlı olan kuru yemişler de ihmal edilmemişti. Mönü Dr. Mehmet Öz tarafından verilmişti. Sordum “Mehmet, hep böyle mi yersin hakikaten?” diye. “Evet Hasan, mümkün olduğunca böyle yemeğe çalışıyorum, tabii her öğünde et olmuyor, o zaman da mercimek falan gibi bir baklagiller olmasına çalışıyorum” dedi.

H.İ: Bu sene kitap yazmadın Mehmet, hepimiz alışmıştık senin her yıl yeni bir kitabını okumaya...

M.Ö:
Yetişemedim Hasan. O derece bir koşuşturma içindeydi ki bu sene hayatım. Kitabı bu araya sıkıştıramadık. Bu sene olmadı. Biliyorum hakikaten çok okunuyorlar. Televizyon programları da öyle, programdan programa yetişemiyorum.

H.İ: ‘The Dr. Oz Show’la rekordan rekora koşuyorsun, şovun bu sene üçüncü sezonunu tamamladı ve üçüncü senede de ‘En Bilgilendirici Şov’ dalında üçüncü Emmy ödülünü aldı, peş peşe 3 Emmy ödülü.

M.Ö: Evet Hasan, haklısın. Şov çok iyi izleniyor. Ben şovda bazı şeylere çok dikkat ediyorum. ‘The Doktor Oz Show’, Amerika’nın bir numaralı sağlık sitesi oldu. Oprah (Winfrey) bana çok şey öğretti. Bunun en önemlisi de insanların sadece bildikleri ve düşündükleriyle değil, duygularını etkilediğinizde değişebileceğini öğretti. Bunun için hakikaten ona müteşekkirim. İzleyiciye verdiğim üç söz var ve bunu daima tutmaya çalışıyorum. Bunlar:

1-Sağlık konusunda her şeyi konuşabilecekleri en güvenilir program olmak.
2-Ölüm korkusu yerine yaşam sevincini teşvik etmek ve bu nedenle bu şovda devamlı oyunlar oynamak.
3-Ümit vermek. Bu da sadece iyi bir sonuçtan bahsederek değil. Olan her şeye bir anlam yüklemekle ilgili. Her şeyin bir anlamlı var ve o anlamı birlikte paylaşmakla ilgili.

Haberin Devamı

Bu şovda kişiliğimi değiştirmem gerektiğini hissetmiştim. Erkeklerin en çok hoşlandığı şey, ‘sorun çözücü’ kimliktir. Benim bu şovda, sorun çözücü kimliğimden, izleyicilerin ve konuklarımın duygularına tanıklık edip değerlendiren bir kimlik haline geçmem gerekiyordu, bunu yaptım. Bu da tam kadınların gerçekte ihtiyacı olan bir şeydi. Kızlarımdan biri erkek arkadaşından şikayet ettiği zaman, benim gidip de o çocukla konuşmamı değil, onların duygularını dinlememi arzu ediyor. Kişiler dinlenmeyi ve onlarla hadiseyi beraber yaşamamızı seviyorlar. Arkadaşlarım benim tutkulu, pratik ve oyuncu halimi çok seviyor. Ben bu özelliklerimi her gün şovumda seyircilerimle beraber yaşıyorum.

Haberin Devamı

YARIN: ÖZ‘ÜN BiR RiCASI VAR