‘SEYiRCiLERiM iÇiN YAŞADIM, YAŞIYORUM’

Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray, yeni kitabı ‘Sinema Benim Aşkım’ı, yönetmenliğini yapacağı filmi ve oyunculuğa döneceği sürpriz projesini CADDE’ye anlattı. UNICEF’in yürüttüğü ‘Çocuk Dostu Şehirler’ projesi kapsamında yapılan etkinliğe katılan ünlü sinema oyuncu Türkan Şoray’la Eskişehir’de buluştuk.

* UNICEF ile işbirliğiniz nasıl başladı?
UNICEF Türkiye Milli Komitesi Başkanı Prof. Dr. Talat Halman’dan ‘İyi Niyet Elçisi’ olmam için bir davet aldım. Bu, beni müthiş heyecanlandırdı. Kişisel çabalar tek başına yeterli olmuyor. Bu tür yardım kuruluşları sayesinde çabalarınızın boşa gitmeyeceğini, yardımlarımızın nereye ulaşacağını biliyorsunuz.

* Milliyet’in ‘Baba Beni Okula Gönder Kampanyası’ için resim yapmıştınız. Çocuklar için yeni bir resim yapacağınızı duyduk.
Evet, yapacağım. Bu tür çalışmalardan iyi gelir elde ediliyor.

* Günleriniz nasıl geçiyor?
Bir kitap yazıyorum. Adı, NTV’deki programımla aynı: ‘Sinema Benim Aşkım’. Bir ay sonra yayımlanacak. Sinemanın bana dokunduğu yerleri kitabımda anlattım. İçinde özel hayat yok. Zaten hayatım film setlerinde geçti.

* Sizi ne zaman yeni bir filmde izleyeceğiz?
Erendiz Atasü’nün ‘Kadınlar da Vardır’ eserinin filmini çekeceğim. 10 yıldır bunu düşünüyorum. Ama ben oynamayacağım. O bittikten sonra bir sinema filminde rol alacağım. Artık sinemayı çok özledim. Yeşilçam döneminde çok fazla film yapılırdı. Şimdi bireysel sinema dönemi başladı, kişiler kendi imkanlarıyla film çekiyor. “Acaba yaptığım film ne kadar izlenecek?” diye tedirginlik yaşıyorum.

* Sizin gibi deneyimli bir oyuncu böyle tedirginlikler yaşıyor mu?
Sonuçta öyle bir film olmalı ki bütün kitlelere ulaşsın. Son yıllarda festivallerde ödüller almış filmlere baktığımızda gişelerinin maalesef çok düşük olduğunu görüyoruz. O yüzden “Türkan biraz bekle” dedim. Ama bu dönem seyirci sinemalara gitmeye başladı. Onun için artık yapacağım. Dizi teklifleri de var. Hem çok istiyorum hem de tereddüt ediyorum çünkü çok yorucu. Orada verilen emeği size anlatamam. Ama hiç belli de olmaz. Rolü seversem kabul edebilirim.

* Dizi oyunculuğu yeni nesil oyuncuların kariyerleri için dezavantaj mı?
İyi bir dizide oynadığınız anda popüler ve gündemde oluyorsunuz. Oyunculukta tecrübe de kazanıyorsunuz. Ama dizi bittiği zaman unutulma durumu oluyor. Oysa sinema filmlerinde öyle değil. Daha çok sinema filmlerinde rol alsalar belki kariyerleri çok daha sağlam olacak.

* Kimleri beğeniyorsunuz?
Gönül bağım olduğu için ilk Nurgül’ü (Yeşilçay) söylüyorum her zaman. Çünkü birlikte bir diziye emek verdik. Dünya çapında bir isim. Tuba Büyüküstün, Beren Saat, Özgü Namal da var.

* Oyunculukta ‘Türkan Şoray Kanunları’nı devam ettiren isimler var. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
O kanunları değiştirdim, yeni kanunlar koydum ama dinleyen yok. O dönem öyle gerekiyordu... Artık çağın ve beğenilerin değişmesiyle her şey çok farklılaştı. Dolayısıyla ben de değiştiğim, o kanunları tek tek kaldırdım. Yıllar önceki gibi filmler yapıyor olsam, senaryonun gerektirdiği sahnelerde bu tür rolleri oynarım. Ama belli bir ölçü ve estetik içinde.

* CADDE’de düzenlediğimiz ‘en güzel aktris’ anketinde birinci oldunuz. Neler hissettiniz?
Ankette yarışan isimler benden kat kat güzel. Ama seyirci o anketi güzellik ölçüsüne göre değil başka türlü değerlendirdi. Seyircideki o vefayı, bağlılığı, sevgiyi gördüm. O yüzden o yarışma beni çok mutlu etti.

Güzellik sırlarınız var mı?
Uykunuza dikkat edip, düzgün bir hayat yaşadığınız, huzuru yakaladığınız zaman bu durum, yüzünüze yansıyor. Ben iç güzelliğin insanın yüzüne yansıdığına inanıyorum. Kötü ruhlu insanların yüzü de çirkin. Tabii ki kadın olarak bakım yapıyorum. Ama onun dışında yaşımın gerektirdiği çizgileri kendime dert etmiyorum.