17.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Senem Aydın
İstanbul gece hayatındaki performanslarıyla dikkat çeken Barbaros, dört dilde şarkı yazıp söyleyebilen bir müzisyen... Şarkıcı, tekrara düşmek istemediğini ve her hafta farklı bir programla dinleyicilerin karşısına çıktığını söylüyor. Barbaros’la sözlerini Sıla’nın yazdığı ‘İki Elim Kanda Olsa’ adlı parçası vesilesiyle buluştuk; yeni çalışmasını, sahte tıklanma tartışmalarını ve canlı performanslarını konuştuk.
- ‘İki Elim Kanda Olsa’ parçasının hikayesi nedir?
Uzun zamandır şarkı arıyordum. Kendim yazdım, başka arkadaşlardan aldığım parçaları denedim ama bir türlü hiçbiri içime sinmedi. Sevilen ve bilinen bir Yunanca besteye denk geldim. Sıla’ya dinlettim, üzerinden iki ay geçtikten sonra beni aradı ve ‘Parça hazır’ dedi. Sözleri Sıla’ya, müziği ise bir Yunan besteciye ait. Şarkının bu topraklara uygun olduğuna inanıyorum.
- YouTube’da 1.5 milyonun üzerinde tıklanmış...
Dijital çağdayız. Bu dönemde tepkiler tıklanmayla ölçülüyor. Şarkıların ömrü çok kısa ve çabuk tüketiliyor.
- Bu yüzden mi single yapmayı tercih ediyorsunuz?
Evet. Bir tane daha single yapmayı düşünüyorum ondan sonra bir proje albüm yapma planım var.
- Sahte tıklanma tartışmaları için ne diyeceksiniz?
Artık haberler tıklanma üzerinden yapılıyor. Bence tıklanmadan değil de şarkının içinize ne kadar sindiğine bakmak gerekiyor. 20 milyon tıklanmış ama şarkı ortada mı, insanlar söylüyor mu, sevmiş mi? Bunlara bakmak lazım... Umarım bu parça hem popüler olur hem de insanların diline dolaşır.
- Her hafta People’da sahne alıyorsunuz. Dinleyicinin tepkisini de canlı bir şekilde görebiliyorsunuz...
Çok güzel yorumlar geliyor. Bu çok önemli benim için. Sahne, insanı besleyen bir şey. Arasız 2.5-3 saat sahnedeyim. Şarkıları tekrarlamamak için her hafta farklı bir program yapıyorum.
- İnsanları eğlendirmek zor mu? İstanbul gece hayatı için neler söyleyeceksiniz?
Canlı müziğe bakış açısı biraz farklılaştı. Çok revaçta. Bu, hem iyi hem de kötü. Fazla kirlenme oluyor, herkes canlı müziğe saldırıyor. Özellikle mekanlar bunu bir kurtuluş olarak görüyor. Gelen insan profilinde de bir değişiklik var. 10 sene önce gelen dinleyicilerle şu anki, aynı kitle değil. Parçalarda da arabeskleşme oldu. Ben önceden daha fazla yabancı şarkı söylerdim ama artık azaldı. İnsanları dertlerinden uzaklaştırıp, eğlendirmeye çalışıyorum.
- Kaç dilde şarkı söylüyorsunuz?
Hakim olup, yazıp söyleyebildiğim dört dil var. İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve Yunanca. İspanyolca da şarkılar söyleyebiliyorum. Beş sene, Ruslar için yılbaşı kutlamasında sahne aldım, Rusça da söyledim. Zaman zaman gelen Musevi kitlesi için İbranice bir şeyler okuyorum. Birkaç defa da Almanca ve Portekizce söyledim. Dikkat ettiğim şey; farklı dilde olması değil, sahneye, benim müzik kaliteme ve duruşuma uyuyor olması.
- Sektörden çok dostunuz var mı?
Çok sevdiğim insanlar var. Sıla, Murat Güneş, Özgün Uğurlu, Murat Evgin, Ersel Serdarlı ve Ebru Gündeş... Bu isimler benim için çok değerli, düzgün ve önemli isimler.
- Sıla’yla arkadaşlığınızı nasıl anlatırsınız?
Hiçbir karşılık beklemeksizin şarkı hediye etmesi günümüzde çok rastlanır bir şey değil. Sıla, benim için altın kalbi olan, dik duruşlu ve insan gibi insandır. Sonuna kadar yanında olacağım. İlk albüm yaptığı dönemden beri arkadaşız.
‘Sahnede kendimi çok rahat ve özel hissediyorum’
- Rol aldığınız ‘Tahir ile Zühre’ müzikali devam ediyor mu?
Durdu maalesef, sponsora ihtiyaç var. Müzikal çok masraflı bir şey. Dekoru ne kadar minimal kullanırsanız kullanın, sadece sahneyi açmak bile ciddi bir bütçe gerektiriyor. Eğer sponsorlar bize destek olursa, devam edeceğiz.
- Tiyatro sahnesinde olmak nasıl bir duygu?
Çok sevdiğim, özel bulduğum ve eğitimimin buna yönelik olduğu bir alan. Sahnede kendimi çok rahat ve özel hissediyorum. Opera şan bölümü mezunuyum, müzikale çok yatkınım. Defalarca konserler verdim. Daha önce de bir müzikalde yer aldım. Ama Türkiye’de ilerletmek çok kolay bir şey değil. Sertab Erener güzel bir şey yaptı ve kendi şarkılarından bir müzikal oluşturdu.
- Müzikalden dizi oyunculuğuna geçmeyi düşünür müsünüz?
Olabilir, oyunculuğu çok seviyorum. Ama ekran oyunculuğu için ekstra çalışmak gerekiyor, tiyatro sahnesi gibi değil. Müzik hayatımla dengeleyebilirsem, neden olmasın?