Sahnede ortaya karışık kıvamda bir kadınım

Okul korolarının, aile toplantılarının aranan güzel sesli küçük kızıyken, bir anda Türkiye’nin sevilen sesleri arasına giren Ziynet Sali, son albümü “Herkes Evine” ile Türkiye’de bir ilke imza attı. Yunanca ve İngilizce olarak iki ayrı albüm hazırlayan Sali, konservatuvarın ardından Harbiye Orduevi’nde şarkı söylemeye başladı. Okuldan sonra doğup büyüdüğü Kıbrıs’a gidip müzik öğretmenliği yapmayı hayal ederken, sekreter olarak girdiği müzik şirketinin patronundan albüm teklifi alan Sali söylediği Yunanca şarkılarla bir anda müzik piyasasındaki yerini aldı.

Müzik serüveniniz nasıl başladı. Sizi buralara getiren ne oldu?
Çocukluktan beri hep okul korolarında, aile toplantılarında şarkı söyleyen biriydim. Yakın çevremdekiler “Neden konservatuvara girmiyorsun” demeye başladılar. ÖSS’yi kazandıktan sonra İstanbul’a gelip İTÜ’ye yetenek sınavına girdim. Sınavda ne sorulur, nasıl olur hiçbir bilgim yoktu. Tam köyden indim şehire modeli olarak sınavı kaybettim. Kaybettiğim sınav benim için tecrübe oldu. Bir yıl boyunca Kıbrıs’ta Türk müziği eğitimi aldıktan sonra ertesi yıl sınava girdim ve iyi bir dereceyle kazandım.

Sahneye geçişiniz nasıl oldu?
Öğrencilik yıllarında daha fazla harçlık kazanmak için sahne yapalım dedik. Tamamen eğlence amaçlı sahneye çıkıyordum. Kıbrıs’tan İstanbul’a geldim, muhakkak başarmalıyım diyen inek bir öğrenciydim. Okulu bitirdikten sonra Kıbrıs’ta müzik öğretmenliği yapmayı planlıyordum. Küçük lokallerde, kulüplerde sahneye çıktığım sürece sahneyi sevdiğimi fark ettim. Son olarak Harbiye Orduevi’nde sahneye çıkıyordum. Üç yıl boyunca orada sahneye çıktım ve çok büyük tecrübe edindim. Cazdan, İngilizce klasiklere, düğün repertuvarından, en resmi gecelere kadar tecrübelerim oldu. Okul döneminde sahne olarak çok iyi bir alt yapı yapmışım ki, bugün hâlâ orduevinin ekmeğini yiyorum.

Okul bittikten sonra Kıbrıs’a dönmeyi planlarken burada kalmaya nasıl karar verdiniz?
Okul bittiğinde ben artık İstanbul’a alışmıştım. Aileme bana bir şans vermelerini ve burada düzen kurmak istediğimi söyledim. Bu karar benim hayatımın dönüm noktası oldu. İlk altı ay sürekli ağladım, geri dönmek istedim Kıbrıs’a. Ama o başarma ve vazgeçmeme inadı burada kalmamı sağladı. Eğlence olarak başladığım sahne mesleğim oldu.

Albüm yapma fırsatını nasıl yakaladınız?
Müzik öğretmenliği hayalimi gerçekleştiremeyince yeni açılan bir müzik şirketine sekreter olarak işe başladım. Bu arada sahne çalışmalarım devam ediyordu. Kıbrıs’taki radyolarda Yunanca müzikler çok çalar. Sevdiğim şarkıları kasete kayıt eder söylerdim. Bunu bir gün şirketteki prodüktörümle paylaştığımda “Ses rengin çok güzel. Bunu profesyonelliğe taşımalısın” dedi. O gün bugündür sağlam bir Yunanca aksağanı ve repertuvarıyla müzik piyasasının içine girdim.

Şarkıları Yunanca söylüyorsunuz.Kaç dil biliyorsunuz?
Yunanca ve İngilizce’yi çok güzel konuşuyorum. Ama sahnede İspanyolca, İtalyanca, İbranice, Ermenice şarkılar söylüyorum. Bir dönem Fransızcaya merak saldım ama bıraktım. Zor bir aksan. 10 dilde, 100 dilde şarkı söylüyorum diyen insanlar var. Okuyabilirsin ama nasıl okuduğun önemli. Ben eğer Yunanca yada İngilizce okurken bir Yunan şaşkınlık içinde dinliyorsa ve rahatsız olmuyorsa önemli olan odur benim için.

Yeni albümünüzde Türkçe şarkılar da var. Nasıl oldu peki?
Albümde şive hiç yok çünkü Cihan Okan vokal koçluğumu yaptı. Çok profesyonel olarak çalıştım. Epeydir Yunanca repertuvarımda azaldığı için Türkçe daha ağırlık olmaya başladı.

Albümde iki ayrı CD var. Bir CD Yunanca, diğer CD Türkçe. Böyle bir albüm yapma fikri nereden doğdu?
Yıllarca Yunanca şarkılara Türkçe sözler yazarak yaptık albümlerimi. Ama hep benim istediğim bir şeydi bizim şarkılarımızı Yunanca sözlerle onlara dinletmek. Bugüne kadar hep başkalarının şarkılarını yorumladım ben hiç sıfır Ziynet Sali şarkıları olmadı. Ama bu albümde oldu artık. Hem sıfır Türçe hem sıfır şarkılarım var artık. Bu çok güzel. Albüm Yunanistan’da da satışa çıkacak.

İlk kez sıfır kilometre Sezen Aksu parçasını okudunuz.
Yunanistan’a gittiğimizde Sezen Aksu dahil birçok Türkçe beste götürdük. Bize göre hit olabilecek ya da burada sevdiğimiz şarkıları. Daha çok Sezen Aksu şarkıları üzerinde durdu oradaki ekip. Sofi Pappa şarkıyı gündüz dinledi, bir günde ‘İstanbul İstanbul Olalı’ya söz yazdı. Bir de ‘Beş Çayı’ adlı sıfır şarkısını söyledim Sezen Aksu’nun. Muhteşem bir şarkı.

Sezen Aksu şarkısının Yunanca halini dinledi mi?
Hayır dinlemedi. Ona kendi ellerimle götürüp vermek istiyorum albümümü.

Erkekler sorumluluk almak istemiyor
Yaş 33 hayatını da özel biri var mı?
Tabii ki her kadın gibi ben de evlenip yuva kurmak, anne olmak istiyorum. Bu çelişkileri yaşıyorum. Boğa burcuyum, anaç ruhum var. Ancak çocuk yapacaksam gerçekten sevdiğim, aşık olduğum ve çocuğuma baba olabilecek birinin olması lazım hayatımda. Şu sıralar çok iş kolik oldum aşkı unuttum.

Aşk ve evlilik sizi korkutuyor diyebilir miyiz?
Ben duygunun peşinde giden bir insanım. O yüzden kendime benzeri çekiyorum diye düşünüyorum. Ancak şu dönem özellikle ilişkiler çok tuhaf. Bırakın evliliği insanlar ilişki bile yaşayamaz hale geldi. Aşkın anlamı bozuk, ilişkinin anlamı bozuk. Bu konuda ümitsizim galiba biraz. İnsanlar artık kimseye hesap vermek istemiyor, sorumluluk almak istemiyor, korkuyorlar. Bu erkeklerde daha çok var.

Jennifer Lopez havam var
Ebru Gündeş’ten sonra sizin de albüm kapağınızdaki fotoğraflar Jennifer Lopez’e benzetildi. Normalde de sizi bezetiyorlar bu sizi rahatsız ediyor mu?
Hiç rahatsız etmedi. İnsanlar beni benzetiyorlar benim yapacağım bir şey yok. Ben buyum. Benim çalıştığım fotoğrafçı Hasan Hüseyin, klip yönetmeni Murat Küçük’e ben “Jennifer Lopez’e benzetin” diye gidersem ters ters bakacak kadar profesyoneller. Ben de saçımı toplamayı seviyorum, sevdiğim makyaj tarzım var. Ona benzemeye çalışmak için hiçbir şey yapmıyorum. O yüzden çok rahatım.

Siz aynaya baktığınızda kendinizi benzetiyor musunuz?
O kadar çok söyleyen oluyor ki, bir ara oturup aynaya baktım tabii. Ne oluyor dedim. Benzemek için bir şey yapmadığımı bilmek bana mutluluk veriyor. Aynada baktığımda bir havası olduğunu ben de gördüm. Yüzümün kemik yapısı benziyor. Esmerim ten rengim bu. Tüm bunları değiştirmem için ameliyat olmam lazım. Ya da saçımı dazlak yapmam lazım. Bazen gelip elmacık kemiğime dokunanlar var. ‘Dolgu mu?’ diye soruyorlar. Amcamın İngiltere’de yaşayan bir kızı var o daha çok benzer mesela. Bizim ailenin yüz şekli bu.

Yıllardır sahneye çıkıyorsunuz. Oldukça hareketli ve eğlencelisiniz. Bu enerjinin kaynağı nereden geliyor?
Sahnede olmayı çok seviyorum. Önce ben eğleniyorum bu da karşı tarafa yansıyor. Enerjiyi karşılıklı paylaşıyoruz. Oraya çıktığımda kendimden geçiyorum. Sahnede her tür kadına bürünebilirim. Bazen sahneye Yunanca başlıyor, popla devam ediyor, ardından Türk Müziği ve halk müziği söyleyip halaylar çekiyoruz. Okuduğum her şarkının havasına her an bürünebiliyorum. Sahnede ortaya karışık kıvamda bir kadın oluyorum.