Reha Arar

Reha Arar

reha.arar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Zorlu Center, bu güzel şehre canlılık, kalite ve renk getirdi. Aslında müzikli yemekli, eğlenceli kulüp ve bar konusu azınlıktayken, Zanzibar’ın gelişi bu eksikliği giderdi gibi geliyor. Kaliteli, kulağa hoş gelen, en önemlisi dinlerken sohbet edebileceğiniz müziğin temsilcisi Kürşat Başar ve Burçin Büke, Zeynep Talu’nun koordinasyonunda her hafta çarşamba - cuma geceleri, sevenleriyle Zanzibar’ın yeni ‘fine dining’ restoranında buluşuyor. En iyi tarafı da 21.00’de başlattığı performansını gece yarısı sonlandırıyor olması.

Haberin Devamı

Zanzibar, benim gibi Nişantaşı’nda doğup büyüyenler için 90’lı yıllarda bir sürpriz olarak

ZORLU’DA LEZZET DURAĞI: ZANZİBAR
gelmişti. Kolonyal tarzdaki dekorasyonu, menüsü, havası ve fiyatları biraz farklıydı, sahipleri de bize yabancıydı. Semih Tortamış ve eşi Güniz Hanım, Türkiye’nin en büyük dış ticaret şirketlerinde üst düzey yöneticilik yapan yeme - içme meraklısı kişilerdi. Dostları, en sadık müşterileriydi. 90’lı yılların sonunda biraz tarz değiştirdiler. Fine dining’e yöneldiler, iyi de ettiler. İşte o müdavimler bugün de Zorlu’daki kompleksi dolduruyor.

Gelelim Zanzibar’ın Zorlu’ya geçişine... Konseptin yaratıcısı Güniz Hanım, bu sefer Nişantaşı deneyimlerini, müdavimlerinin isteklerini ve günün gelişen teknolojisini A’dan Z’ye kullanmış. Dünyanın en iyi pizza fırınını getirtmiş mesela. Fırının en büyük özelliği; döner tabanlı olması ve içindekini 360 derecede her noktada aynı ısıyla pişirmesi. Ödüllü İtalyan pizza danışmanı Riccardo Scaoli’nin talebi üzerine yerine göre imal ettirilen fırın, emsallerine kıyasla iki misli değerde.

Şef Mustafa Gören ise mutfakta 23 yılını geçirmiş deneyimli bir isim. Çalışma hayatına 13 yaşında 5 yıldızlı bir otelde komi olarak başlayıp, bir süre Gayrettepe’deki güzel mekanlardan Sardunya’da şeflik yapıp, Zanzibar’a gelmiş. Doğrusu buradan emekli olur diye düşünüyorum.

Menünün başlangıç kısmında dikkatimi çeken fava yatağında fesleğenli enginar, gerçekten başarılıydı. Dana carpaccio, Zanzibar usulü keçi peynirli ve cevizli salata, sote edilmiş et dilimleri, soğan, domates ve yeşil biberli salata da oldukça lezzetliydi. Makarnalar, günlük ve ev yapımı. Patlıcanlı rigatoniyle mutlu olduk. Porçini mantarlı risotto ise
20 yıllık Zanzibar’ın şefi Mustafa Gönen’in el emeği göz nuru diyebilirim. Çoğunlukla bu lezzeti, bizzat kendisi yapıyor.

Değişik tatlar arasında yer alan keçi peynirli brulee, kabak salatası üzerinde mutlaka tadılmalı. Ana yemeklerde wok tavada pişirilmiş, karışık sebze yatağında teriyaki sosla hazırlanmış somon ızgara, mantarlı ve kırmızı şarap soslu granite patates ve mevsim sebzeleri eşliğinde turnedo, porçini mantarlı dana emense ve Türk mutfağından kuzu incik de diğer lezzetler.

Haberin Devamı

Pizza menüsünün imzası uluslararası. Çünkü Riccardo Scaolini’nin devamlı takibini oluşturduğu ürünlerle yapılıyor. Bana göre en başarılıları, çıtır entegral hamurdan yapılan ve İtalya’da ‘scrocchiarella’ diye anılanlar... Ayrıca Napoliten, dört peynirli ve Bresaolalılar da mevcut.

Tatlılara gelince; İtalyan esintilerinin son halkası olan tiramisu, son derece kıvamında. Sıcak elmalı tarte tatin ve lavantalı creme brulee ise diğer başarılı lezzetler arasında yer alıyor. Bunca lezzetin arasında Zanzibar, artık İstanbul’la bütünleşmiş bir klasik oldu desek, yanlış olmaz.