Birinci dalga geçerken uzmanlar, “İkinci dalga geliyor” dediler. “İnşallah çabuk geçer” dedik ama yağmurdan kaçarken, ülkemizin büyük bölümü doluya tutuldu. Eskiden sadece rakamlara bakarak olayın boyutunu izlerken, son zamanlarda tıpkı gülen ve üzgün suratlı emolojilerde olduğu gibi Bakan Koca’nın yüzünü incelemeye başladım. Çünkü mesleğine gerçekten gönül vermiş ve tüm toplum için çalışan bir bakanımız kendisi... Gerçekleri sesinden, jest ve mimiklerinden anlayabiliyorsunuz. Genellikle akşam haberlerinde mutlaka maskesiz, aralarında mesafe olmayan, vurdumduymaz insanlarımızı artık görmekten bıktık, usandık. Günlerdir sosyalleşmek için eski hayatımıza bir nebze olsun dönmek için kafelerin, restoranların, sadece gündüz de olsa açılmasını bekledik. Ama galiba bu işi de beceremedik.
İstanbul’un en önemli eğlence mekanlarında, otellerinde partiler verilmesini hiçbir şekilde anlayamıyorum. Eminim ki oralara katılanlar için yazılan cezalar devede kulak ama olayın bir de sosyal sorumluluk yönü var. Belki bu yazdıklarımla, bir basın mensubu olarak görevimi yapmış olurum diye düşünüyorum.
Şimdi gelelim bu haftaki yazımıza...
Her geçen gün artan hastalık, insanları zayıflayan, direncini kaybetmeye başlayan bünyelerine destek için ticari hayat, sayısız mamulü hizmete sunuyor. Bunların bir kısmının imalat şekilleri tartışılır. Ben sizlere yansıtmadan evvel bu tip ürünleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ruhsatıyla bilim insanlarının mütalalarına bakıyorum. İşte ikisi yerli üç ürün ama takdir yine sizlerin...
Kayısımızın şifası
Kayısısıyla ünlü Malatya’mızın nadide eğitim kuruluşlarından Malatya Turgut Özal Üniversitesi, toplum yararı vizyonuyla ürettiği takviye edici gıdayla dikkatimi çekti. 10 yıl süren incelemeler sonucunda kayısı çekirdeğinin, antioksidan ve antimikrobiyal olduğu için kolon, meme ve karaciğerdeki tümör hücrelerinin gelişimini engellediği ortaya çıkıyor. Araştırmalarda ayrıca kayısı yağı da içeriğindeki vitaminlerle bağışıklık sistemine destek verdiği raporlanıyor. Hatta göz damlalarının içerisinde bile kayısı çekirdeği ekstraktı bileşenler yer alıyor.
İnsülin ve kan şekerini düzenleyen bu muhteva, saf haliyle KayıSIR ismiyle raflardaki yerini aldı. Seri üretime geçilmesinin ardından, MTÖÜ Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, 51 ülkeye ihraç edilen kayısı çekirdeğiyle özellikle kanserle savaşmada önemli bir yol katettiklerini belirtti. Malatya için tarihi ve ekonomik bir öneme sahip olan bu konuda, ‘Bakış açımız tamamen bilimsel’ mottosuyla yola çıkan öğrenci ve eğitimcilerimizi tebrik ediyorum.
Arıdan gelen sağlık
Bir diğer takviye edici ürün yine Anadolu topraklarından çıkıyor. Türkiye’nin ilk ve tek ‘İnovasyon Ödüllü’ yerli Anadolu propolisi üreticisi Bee’o, ürünleriyle her yaşa hitap ediyor. Arılar tarafından kovandaki sterilizasyonu sağlamak için kullanılan propolis, beslenmenizi destekliyor. Bu madde, ham haliyle tüketilmediği için İstanbul Teknik Üniversitesi devreye giriyor ve laboratuvarlarda uzman ekipler tarafından özütleniyor. Sonuç olarak katkısız formüle edilen Bee’o Propolis ürünler ister bal, süt, pekmez ve yoğurt gibi gıdaların içerisinde isterseniz de damla olarak sağlığınıza sağlık katıyor. Marka, ayrıca çocuklar için de ham bal üretiyor. Ne diyelim; çocuklara katkı geleceğe katkıdır...
Bağışıklığa destek
Son olarak ithal, ABD menşeili bir gıda takviyesi ürününden bahsedeceğim. 60’ın üzerinde ülkede faaliyet gösteren Kyani, 2002’de Türkiye’ye geldi. Vücudumuzun besinlerden gerekli tüm ihtiyaçlarını karşılayamadığı düşüncesiyle yola çıkan markanın genel müdürü Ersin Arısoy, ürünlerinin içinde vahşi Alaska yaban mersini, vahşi Alaska somonu, nitrik oksit ve noni gibi etken maddelerin yer aldığını, onların da bağışıklık sistemini güçlendirip, kalp, beyin ve eklem sağlığına iyi geldiğini açıkladı.
Sosyal sorumluluk kapsamında Türkiye’de TOÇEV ve KAGİDER gibi derneklerle iş birliği içinde olan marka, ciro büyümesinde ise dünyada zirvede...
Son söz...
Değerli okuyucularım, mekan mekan gezmeyi tasvip etmediğim şu günlerde, sizlere üç adet takviye edici gıdadan bahsettim. Yazımın başında da belirttiğim gibi, takdir sizlerindir... Unutmayalım ki bu ürünler ilaç değildir. Normal beslenmenin yerine de geçemezler. İçinde bulunduğumuz bu dönemde bağışıklık sistemini güçlendirmek elbette çok önemli. Maske, mesafe ve hijyene dikkat etmekse yaşamsal bir ihtiyaç...