Reha Arar

Reha Arar

reha.arar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz hafta ilk defa gittiğim San Francisco’da dört gün geçirdim. Enteresan bir şehir fakat sizlerle Amerika’nın en güzel şehirlerinden birini gördükten sonra İstanbul Boğazı’nı paylaşmayı uygun buldum; zira birbirlerine bazı yönlerden benziyorlar.

Şu anda haftanın en az iki günü yürüyüş yaptığım bu güzel şehrin en sevdiğim noktasını, diğer bir deyimle incisini masaya yatırmak istedim...

İSTANBUL  BOĞAZI
Sahil yoluna Beşiktaş’tan girince düzensiz inşaat malzemesi satan dükkanlar, üniversite kampüsü ve sırayla liseler, meslek okulu, sıkışan trafik, yüksek duvarlar ve köprünün muhteşem ayakları, İstanbul gece hayatının son derece başarılı iki mekanı Reina ve Sortie...

Kuruçeşme’den başlayıp Rumeli Hisarı’na kadar giden sahil yolu... Şimdi bu eşsiz manzaralı yola bakalım; en şık restoranlar burada.

Haberin Devamı

Bebek, İstanbul’un en pahalı emlaklarının bulunduğu bölge, ayrıca alışveriş konusunda da hareketli sayılır.

Fakat biz dünyanın en kıymetli değerlerinden biri olan bu pırlanta gerdanlığı nasıl kullanıyoruz?

Her bankın altı kuruyemiş çöpleriyle ve balıkçıların bıraktığı pisliklerle dolu. Seyyar çay ocakları, deniz kenarındaki gecekondu bozuntusu kabinlerdeki şantiyeler, bitmeyen sahil inşaatı ve ne hikmetse yapıldıktan bir yıl sonra eğri büğrü olan kaldırımlar...

İSTANBUL  BOĞAZI
Büyük görevler düşüyor

Gelelim sahil boyundaki okullara ve resmi yapılara. Bu tesislerin burada olması şart mı? Allah’ın emri mi?

Bu binaları otel yapıp, uluslararası zincirlere veya bu işi layıkıyla yapan dünyada kabul görmüş işletmecilerimize devretsek. Bundan kazanılan bedelle bölgedeki hazine arazilerine yeni, modern ve sağlıklı okullar yapsak.

Böylece hem İstanbul’a yeni bir soluk getirsek, hem turizm kalitesini yükseltsek hem de bölgedeki hayatı daha kaliteli hale getirerek Four Seasons ve Çırağan modelini devam ettirsek ve çocuklarımız modern tesislerde teknolojiyi kullanarak daha kaliteli, sağlıklı eğitim alsa ne olur?

Hafızam beni yanıltmıyorsa zaten çıkartılan Boğaz kanunu, sadece turistik tesislere ön görünümde izin vermekte.

Bu bölgede temizliğe, dirliğe, düzene, yollardaki gelişigüzel tabelalara bir disiplin getirmek gerektiğini düşünüyorum.

Bu konuda Beşiktaş ve Sarıyer belediyelerine büyük görevler düşüyor.

Geceleri ise bu yol başka bir alem... Tinerciler, dilenciler, seyyar satıcılar ve de egzozu özel bir şekilde ayarlanmış, bağıran, etrafı rahatsız eden motorsiklet kullanıcılarıyla toplum içinde yaşamaya alışmamış
magandalarla dolu.

Haberin Devamı

Son derece güçlü araç gereci olan polislerimiz acaba Bebek - Emirgan arasını görmüyor, bu bağırtıları işitmiyor mu? Yazımı sevgili annemin bir cümlesiyle bitirmek istiyorum: “Bu İstanbul bizim, başka gidecek yerimiz yok!”