Bayram tatilinde çıktığım Gökova gezisinin ortasında Ören Setur Marina’daki konaklamamız istemeden uzadı. Hava şartları bizi mecburi ikamete zorladı. Marina pırıl pırıl, her yer tertemiz, pantonlar arasında çupra, tirsi ve levrek geziyor, tek eksik dükkanların daha bitmemiş olması...
Marina’nın genel müdürü Can Polat, kendini denizciliğe ve marina işletmeciliğine adamış biri. Bayram seyran demiyor, hep işinin başında. Bu arada gezdiğim, sakinleriyle sohbet ettiğim Ören, tam orta sınıfın ekonomik şartlarla tatil yapabileceği bir yer. Makul fiyatlarla canlı müziğin olduğu Ören’in sahili de, belediye tarafından ücretsiz bir şekilde hizmet veriyor.
Sizi bu şirin kasabanın iki iş kadınıyla tanıştırayım. Birincisi; psikoloji tahsilinin ardından uzun yıllar mesleğini icra eden ve sonra meslektaşlarının desteğiyle önce bir butik otel kuran, daha sonra da Marina’daki Lotus Restoran’ı açan Nilüfer Hanım. Kendisi, ilk yemek eğitimini babasından ve Girit göçmeni teyzesinden almış. Tek kişilik güçlü bir ordu gibi hareket ediyor. Duvarlardaki bütün tablolar onun, dekorasyonun altında imzası var, alışverişi o yapıyor, pişiriyor ve servis ediyor. Ören Lisesi’nde okuyan iki öğrenci yardımcısı var sadece.
Lotus’daki ev lezzetleri
Lotus’da dekorasyon tamamen deniz ve ürünleri üzerine kurulmuş. Her yerde mavi renk hakim... Mezelerde avokado ezme, karidesli avokado salatası, zeytinyağlı dut yaprak sarma ve ıhlamur yaprak sarma ilk defa denediğim tatlar oldu.
Burada gördüğüm değişik bir kabak çiçeği dolmasından bahsedeceğim. Mevsiminde toplanan taze kabak çiçekleri, dereotu, lor peyniri, pirinç ve fıstıkla doldurulup pişiriliyor ve misafire sunuluyor. Hakikaten leziz. Köftelerde ısırgan otu, kazayağı, sinken otu ve su çiçeği köftesi öne çıkıyor. Pazı mücveri ve
patlıcan mücveri de çok tercih edilenlerden... Zeytinyağlı börülce, bamya kızartması, karidesli muska böreği, közlenmiş peynirli patlıcan ve taratorlu ıspanak kökü değişik lezzetlerden bazıları. Süzme yoğurtlu şevket - i bostan salatası harika... Denizden karides çıktığında yapılan hardal soslu avokadolu karides de lezzetli.
Ana yemekler,o gün Nilüfer Hanım pazardan ne aldıysa, keyfi ne istediyse o oluyor. Yalnız değişmeyen bir çeşit var ki o da; garnitür eşliğinde ızgara köfte. Balık genellikle istek üzerine temin ediliyor. Tatlılara gelince, sakızlı sütlaç ve sütlü irmik helvası. Öğleden sonra gelen yatçıların sohbetine eşlik eden kekler de tadılmalı.
Ayşe Abla’nın gözlemeleri
İkincisi ise Örenli çalışkan bir ailenin reisi Yusuf Esen’den geliyor. Esen, pişirmenin patronu. 15 yıldır gözleme pişiriyor ama işini bir kimyager ciddiliğinde ya da beş yıldızlı otel aşçıbaşısı edasıyla yapıyor. Şimdi asıl kahramanımız Ayşe Abla’ya gelelim.
15 yıldır bölgenin en işlek köşe başını tutmuş. Burada üç mahalleli akadaşlarıyla kader birliği etmiş, oklava sallıyor. Ayrıca kendi hazırladığı ve yanında koruyarak beklettiği içleri, koyup kapatıyor gözlemeleri. Bu görevi henüz hiç kimseye bırakmamış. Son kalite kontrol ondan geçip, hemen arkasındaki ocakta hazır bekleyen Yusuf Usta’ya geçiyor. Daha sonra da yeğen Eralp kesip, servis yapıyor.
En çok sevilen peynirli ıspanaklı gözleme. Bunun yanında tahinli, beyaz peynirli, kıymalı ve bazı karışıklar da mevcut. Tek şart beklemeyi ve sabretmeyi bilmek. Zira her şey Ayşe Abla’da başlıyor ve bitiyor. Yolunuz düşerse mutlaka yemelisiniz bu gözlemelerden. Ören’e gidip dağ, deniz, doğa arasında vakit geçirmek, Ayşe Abla’da ve Lotus’da yemek yemek bir ayrıcalık.