Güney Ege’nin en sakin, güvenli koylarından birisi Karaca Söğüt. Kendine özgü çam
Müdavimler zaten hep aynı, geçen yılki simalar yine oradalar. Bunların birçoğu hayatlarının son kısımlarını Türkiye’nin güneyinde geçiren yaşlı yabancılar. Bir de tatilciler, hafta sonları ve bayram misafirleri var. İşte onlar burada lokantaların vazgeçilmezleri...
Karaca Söğüt’ün gözde mekanlarının başında Raca geliyor. Aşçıbaşı Arif Karakaya’nın yanlış yapma lüksü yok, kötü malzeme kullanması mümkün değil. Her misafir çok önemli ve zaten aileden işletmeci Ferhat Balcı her an her yerde.
Bazı müşkülpesentler için Nespresso makinası bile almış. Balcı, yaptıkları için “Ben misafirime ne layıksa onu bulur, alır ve sunarım” diye konuştu.
Yemeklere gelince öncelikle balık ürünleri günlük değil, çoğu zaman saatlik. En doğrusu yoldayken Ferhat’ı aramak ve isteklerinizi bildirmek. Menüye baktığımızda oldukça geniş imkanların olduğunu görüyoruz.
Balık çorbası ve ahtapot carpaccio, irice balık parçaları ve özel soslu sarmısaklı kızarmış ekmeği ile tamamen yöreye özgü. Kalamar tava ve simi usulü karides denenmeli. Ahtapot ızgara varsa, mutlaka sosuyla tadılmalı.
Denizde ne varsa menüde de o var
Deniz ürünleri salatasında bulunanlar gününe göre değişiyor. Zira Raca, sadece o gün denizden ne çıkarsa onu misafirine sunan bir tesis. Balıklar konusu çok önemli.
Fazla balık gelirse, bir kısmı şef Karakaya tarafından kayın fırınlarında füme yapılıyor. Ayrıca bazı balıklar, tava ızgaranın yanında misafirin isteğine göre pullu olarak da pişiriliyor. Bazı günler gerçek fırında yapılan köy tandırı nefis.
Karides ve ahtapot güveç başarılı. Sertliği ise günlük olmasına bağlı. Bir de deniz ürünleri güveci var ki, o da tıpkı salata gibi ne çıkarsa bahtınıza...
Yalnız balıkları ile ünlü değil bu güzel koyun lokantası, ayrıca etleri de hem lezzetli hem yumuşak.
En beğendiğim biber soslu bonfile. Yine müdavimler arasında konuşulan; Arif ustanın cafe de Paris soslu bifteği. Biberliyi tercih etmeyenler için rokfor soslu bonfile olabilir. Köfteleri de muhteşem.
Yönetici Günay Demirel’in en önemli görevi, yıllardır denizcilerin imkanları doğrultusunda ihtiyaçları karşılayıp 24 saat hizmet vermek, herkesle ayrı ayrı ilgilenmek.
Bir de enteresan küçük denizci menüsü var. Çocukların sevdikleri dört çeşit yemek. Köfte - cips, spagetti, piliç pane ve sosis.
Kahvaltı olarak omletler ve tostlar, sabahın erken saatinden gece yarısına kadar hizmete hazır. Müziğin sesi yemek saatinden sonra yavaş yavaş yükseltiliyor ve mekan kulüp havasına yakın bir şekil alıyor.
Çok geç saatlere kalmadan da sonlanıyor. Çünkü ertesi sabah, denizcilerin bir çoğunun seyri var. Yolunuzun düşmesini beklemeden deniz ürünü yemeye deniz yoluyla, mümkün değilse kara yoluyla Marmaris’ten gidilebilir. Ege sahillerinin her noktası ayrı keyifli. Çöp atmayarak, ateş yakmayarak bu güzellikleri kollayalım.
Not: Değerli okuyucularım,İstanbul geçtiğimiz günlerde çok sıkıntılı bir olay yaşadı. Birçok insan şehit oldu, yaralandı. Bizi derinden üzdü. Birkaç gün içinde bayramı biraz hüzünlü de olsa yaşayacağız. Maalesef bu duygularla bayramınız kutlu olsun. Ağız tadınız hep şeker yedikten sonraki kıvamda kalsın.