Reha Arar

Reha Arar

reha.arar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘GASTRONOMİ TURİZMİ BUDUR’

Amerika’nın New York’tan sonraki en sevdiğim ikinci şehri hep Miami olmuştur. Oradaki Amerikalılar, Meksikalılar ve Küba kaçakları, her zaman daha bir sıcak ve cana yakın gelmiştir. Her sene ya da en çok iki senede bir, 3-4 gün South Beach’te kalmak çok hoşuma gitmiştir. Son gidişimdeyse içimde karmaşık duygular oluştu. Art Deco Müzesi’nin civarında gördüğüm Körfez ülkeleri vatandaşları beni çok mutlu etmedi doğrusu... Kafelerde ve restoranlardaysa milletimin insanına bolca rastlamak, sevindirdi... Yabancılık çekmedim desem yeridir. En enteresanı herkes nargile kokularına alışmış ve benimsemiş gibi geldi bana, çok az da olsa bir ay evvelki Bodrum sahil şeridinin görünümü gibiydi.

Haberin Devamı

Takdirlik müdür

Rüzgar ve fırtına mevsiminin belki de başıydı. Tüm mekanlar kapılarına teşrifatçılar koymuş, ellerinde Arapça ve İngilizce menülerle misafirleri davet ediyorlar. Şehirde ve sahilde net olarak gördüğüm, gastronomi yönünden iki mutfağın hakimiyeti vardı: Meksika ve tabii ki İtalyan mutfağı. Bir dostumun tavsiyesi üzerine ilki Meksika’da açılan ve kısa zamanda yayılıp Miami’de iki şube daha açan La Cerveceria de Barrio’ya gittik. O kadar beğendik ki, ağız tadımıza ciddi anlamda acılı olması hariç o kadar uygun geldi ki bir kere daha gittik aynı yere. Rahat, gürültüsüz, daha çok iş insanların rağbet ettiği bir buluşma/atıştırma noktası ve teşkilatlı bir lokanta. Müdürü Yohana Carmona’yı ben bir çalışan zannettim, herkesle o kadar ilgili ve yardım etmek için çırpınıyor ki, takdir etmemek mümkün değil!

‘GASTRONOMİ TURİZMİ BUDUR’
Ziyafete dönüştü...

Şimdi gelelim atıştırmalıklarla başlayıp bir ziyafete dönen masamıza... Tabii ki önce takolar geliyor minik minik üçer adet, yeşillikler üzerinde marine edilmiş kılıçbalığı, Meksika usulü chili sosu, domates, soğan, sarımsakla yapılmış bir sosla gelen ahtapot dilimleri, mavi yengeç parçaları ve bir de tuna suşiye benzeyen takolar son derece lezzetli. Arkasından bizim çiğ börek misali peynirli, karidesli kılıçbalıkları ve yengeçli börekçikler. Salatalarda tercihim sebzelerle bezenmiş iri karideslerden yana oldu, çiğ balıklardaysa az tütsülenmiş somonu ağız tadımızı yakın buldum. Burgerlar bizdeki gibi etten çok, balık ve deniz ürünleriyle az pişmiş olarak chili, soğanlı ya da rendelenmiş domatesle hazırlanıyor. Sonuç olarak Meksika mutfağı yüzde 70’i deniz ürünlerinin ve büyük açık deniz balıklarının marine edilmesinden, acı soslarla işlem görmesinden ve bir de mısır onundan yapılmış gevreklerden oluşuyor desem yeridir.

Haberin Devamı

Eğer damak zevkiniz da tutucuysa size uygun çorbalar, bildiğimiz tarzda ızgara yapılan balıklar da mevcut, bunları sossuz talep edip, zeytinyağı ve limonunu siz koyabilirsiniz.

Rahat ve ergonomik

İçeri girer girmez başında şef Alex Martinez’in bulunduğu açık bir mutfak ve çok uzun bir bar var. İçecekler çok çeşitli... Bar sandalyeleri o kadar rahat ve ergonomikti ki bir daha gidersem, oturma adresim bu şık bar olacak. Miami’de zaten İngilizce kadar İspanyolca da konuşuluyor. Bu tip yemekler yeniyor ve de Meksika kulüplerinde eğleniliyor. “İşte gastronomi turizmi budur!” diyebiliriz.

‘GASTRONOMİ TURİZMİ BUDUR’