GALATA’NIN YÜKSELİŞİ: GOYA

İstanbul’da eskiden yeme içme yerleri belirgindi. Sayacak olursak; Beyoğlu, Nişantaşı, Boğaz, Bağdat Caddesi ve Yeşilköy sahil bunların başlıcalarıydı. Son yıllarda yeni bir semt tekrar bu sektöre girdi; Galata. Tekrar kelimesini özellikle kullandım. Tarihi incelerseniz bir dönem Galata Limanı’nın aktif şekilde kullanılması sırasında İstanbul’un en kaliteli müzikli eğlence yerleri, kafeşantanları ve lokantaları, Karaköy, Sirkeci, Tophane üçgeni içerisindeydi. Bu gelişmede tabii Galata bankerlerinin müşteri ve misafirleriyle işten sonra gittiği yemeklerde büyük rol oynardı.

Aslında İstanbul’un ticaret pazarıydı Galata. Küçük bir misal vereyim. Şu anda gayet başarılı restoran, bar ve kafelerin bulunduğu Fransız geçidi tarihte yabancı malların alınıp satıldığı bir pazar yeri olarak inşa edilmişti. Hem de lüks bir pazar. Bu çerçevede açılan Goya, kaliteli yemekleri, akşam yemeklerinden sonra dönüştüğü eğlenceli kulübüyle adından söz ettirmeye başladı. Masanıza oturur oturmaz gelen pancar tartar ve keçi peynirini hakikaten o güzel ekmeklerle tadınca açlığınızı unutuyorsunuz.

Atıştırmalıklarda benim en beğendiğim tat, somon avokado bruschetta ve kızgın tavuk kanatları oldu. Bunun yanında füme et ve yaban mantarlı pizzanın hamuru biraz daha ince olsaydı daha iyi olurdu. Burrata ve dana carpaccio tadılabilir. Salatalarda son zamanların moda tadı kinoa ve ızgara levreği tavsiye edebilirim. Makarna konusundaysa Amerika’dan gelen genç aşçı Ramazan Uçar’ın başarılı tatları.

Tatlı sevenler için öneriler

Enginarlı pestolu fusilli de denenebilir. Şefimiz risotto sevenleri de düşünmüş ve karidesli mantarlı iki cins risottoyu menüsüne eklemiş. Ana yemeklere gelince ızgara minekop ( Akdeniz yeşillikleri ve tereyağı sosla sarımsaklı chili ve kişnişli patates) hakikaten uzun yıllar sonra zevkle yediğim gerçek deniz balığı idi. Keşke hep denizlerimizden çıksa ve masalarımızı süslese... Sebzeli bulgur ve şaraplı sos ile ördek Confit (uzun saatler ağır ateşte pişmiş ördek butu, sebze püresi). El emeği gerektiren ender Fransız tatlarından biçilmiş bir kaftan.

Damağa hoş gelecek bir lezzet olan dana yanağı Goya’nın menüsünü süslemiş. Eğer bu kadar güzel lezzetlerden sonra tatlı yeme modundaysanız o zaman size tavsiyem; mesir macunlu krem brulle olacak. Tercih etmezseniz limonlu profiterolü deneyebilirsiniz.

Bize servis yapan Yusuf Yıldız, gerçek bir sommelier gibi şarap konusunda farklı bilgileri en doğru şekilde verdi. Anlatımlarını çok başarılı buldum. Bazı misafirler masalarına hizmet versin diye ismen kendisini talep ediyorlarmış. Bu arada salon müdürleri Egemen İskender ve Zafer Simitçi, Lucca’dan tanıdığınız başarılı iki yönetici. Her an her yerde misafirlerine ilgileri en üst seviyede. Bu mekanın önemli bir unsuru da Yavuz Er yönetimindeki barın gece boyunca kokteylde başarılı olması. Hakikaten etrafımdaki tüm masalar çok mutluydu.

İşletmeci Çetin Kolukısaoğlu, mesleğin bütün zorluklarından geçmiş ve başarı kazanmış. Genç ve istikbal vaat eden bir kişiliğe sahip. Sevgili arkadaşım Turizm Medya Grubu Genel Müdürü Volkan Ataman, bana son zamanlarda Goya’dan o kadar çok bahsetti ki sonunda “Bu lezzetleri birlikte deneyelim” dedim. Bir kere daha Volkan’ın ağız tadına güvenmem gerektiği ortaya çıktı.