Tebrik ederim!
Başlangıçlarda gelen İtalyan usulü tabakta ızgara mini kabaklar, bufalo mozarella dilimleri, fesleğen dalları, füme et çeşitleri, marine edilmiş kırmızı kapya biberler ve de zeytinler nefisti... Arkasından ara sıcak olarak safranlı risotto ve ızgara kalamar, ıspanak sote garnitürüyle geldi. Ana yemek olarak mutfak şefi Meksikalı Markos Sara, fırında patates eşliğinde dana pirzola önerdi fakat müdür Gaziantepli İmam Erdoğan’dan aldığım tavsiyeyle mantar soslu fırında levrek filetoyu tercih ettim. Doğru da yapmışım, bu leziz tadı bana 25 yıldır özellikle et ve balık spesiyalleri üzerine çalışan şef yardımcısı Nuri Ramiz hazırladı. Burada tanıdığım gayet güzel İtalyanca konuşan ve 500 kişilik dev bir yiyecek içecek ordusunun başında olan Ali Erdoğan’ı tebrik ederim. Onunla ilgili daha detaylı bir yazıyı, çok yakında sizlerle paylaşacağım...
Gördüğüm şu ki şehirde genç beyaz yakalılar tüm restoran, bar ve kafeleri dolduruyorlar. Daha çok Türk, İtalyan ve Tayland mutfakları revaçta görünüyor. Zaten şehirde alışverişin en önemli dalı, yiyecek içecek kuruluşları... Bu defa bir başka beğendim şehri iki günlük gezim boyunca...